TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Katma değer vergisi uygulaması bakımından işletme bazında değerlendirilen adi ortaklıklarda mal teslimi ve hizmet ifasının adi ortaklık tarafından yapıldığı, beyannamenin ortaklık adına verildiği, dolayısıyla katma değer vergisi mükellefinin adi ortaklık olacağı ve adına tarhiyat yapılabileceği, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir....
şirketi arasında adi ortaklık sözleşmesi tanzim edilerek adi ortaklık kurulduğu, bu adi ortaklığın dava dışı ... ile yaptığı sözleşme kapsamında ...'ye ait taşınmazlar üzerinde adi ortaklığın inşa edeceği binaların bir kısmının dava dışı ...'ye bir kısmının adi ortaklığa ait olacağının kararlaştırıldığı, akabinde ... şirketinin hissesini davalı şirkete devrettiği ve ...'nin bu devre izin verdiği, ... ile yapılan sözleşme kapsamında adi ortaklık adına davacı ortak ... şirketinin harcamalar yaptığı, adi ortaklık sözleşmesi uyarınca davalı şirketin hissesine düşen katkıyı yapmadığı iddiasıyla hissesine düşen bedelin tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava; TBK 627.maddesi kapsamında ortaklardan birinin ortaklık işleri için yaptığı giderler ile ortaklığa avans olarak verilen paranın diğer ortaktan hissesi oranında tahsili talebinden oluşmaktadır....
İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Adi Ortaklığı” kurulduğunu, adi ortaklık ile Selçuklu Belediye Başkanlığı arasında Selçuklu Kongre Merkezi inşaatının yapımı konusunda sözleşme imzalandığını, alacaklı ... tarafından adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine Konya 14....
Adi ortaklık sözleşmesi 26.03.2013 tarihinde akdedilmiş olup, adi ortaklığın dosyadaki belgelere göre kapsamlı bir inşaat işi yaptığı, inşaa edilen dairelerin bir kısmının adi ortaklığa ait olduğu ve ortaklığa ait olup dava tarihi itibariyle henüz satılmamış olan çok fazla daire bulunduğu,mahkemece bilirkişiler vasıtası ile yaptırılan defter incelemesinde adi ortaklığın ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davaya konu Gökkar-Globalsan Adi Ortaklığının ticari defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, bu durum karşısında defter ve kayıtların gerçeğe uygun tutulmadığı iddiasının ispatlanamadığı, adi ortaklık sözleşmesinin 26/03/2013 tarihinde akdedildiği, davacı tarafça 25/09/2019 tarihe kadar davalı tarafa temsil yetkisini kötüye kullandığı yönünde uyarıda bulunulmadığı, adi ortaklığın sözleşmedeki amacının ,adi ortaklık faaliyetinde gelinen aşama dikkate alındığında dava tarihi itibariyle adi ortaklığın feshinin ve tasfiyesinin şirketin zarar uğramasına yol açacağı...
Bu tanımlardan adi şirketin –ortaklığın- unsurları; kişi, sözleşme, katılım payı, amaç, affectio societatis (müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çalışmak unsuru) şeklinde belirtilebilir (Barlas, Nami, Adi Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, İstanbul, 1998 s.13). Bir adi ortaklığın varlığından bahsedilebilmesi için bu unsurlara ilaveten, ortakların müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çaba ve özen göstermek zorunluluğu bulunmaktadır.Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....
Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun 1/2 hissesinin bulunduğu araç ve taşınmazların üzerine haciz konduğu anlaşılmaktadır. Haciz uygulanan hisselerin ise, adi ortaklık adına değil, borçlu şirketin adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda haciz konan araç ve taşınmazların adi ortaklık adına kayıtlı olduğundan bahsedilemez. O halde mahkemece haciz konan taşınmaz ve araçlar adi ortaklık adına kayıtlı olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü isabetsizdir....
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davanın, davalı .......olarak adi ortaklığa karşı, davacının 01/01/1976-01/09/1980 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemli açıldığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık; Türk Borçlar Kanunu 620/1. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir şahıs birliğidir. Yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere, adi ortaklık sözleşmesi; kişi, sermaye ve sözleşme unsurlarını içermektedir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda yer alan madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, adi ortaklıklarda mal teslimi ve hizmet ifası adi ortaklık tarafından yapıldığından, katma değer vergisinin mükellefi adi ortaklık olacak, beyanname ortaklık adına düzenlenecek, ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle vergi dairesine verilecek, ancak verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir. Aynı zamanda adi ortaklıklar Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen bütün mükellefiyetleri yerine getirmek zorundadırlar. Bu açıdan, Kanun'un belirtmiş olduğu belge düzenine uymaları, yani, fatura, gider pusulası gibi belgeleri bastırmaları, defter tutmaları, kullandıkları defter ve belgeleri zamanaşımı süresi içinde muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmeleri gerekmektedir....
Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer. Bu iddiayı ileri süren taraf, adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan, iddiasını HMK. md.200 gereğince senet (kesin delil) ile ispat etmelidir. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye edilmiş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz. TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır....
ceza ihbarnameleri ile yapılabileceği, bu nedenle adi ortaklık adına düzenlenen vergi-ceza ihbarnamelerinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden ......