Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen BK'nın 535 inci (6098 sayılı Kanun'un 639 uncu) maddesinin ikinci fıkrasında; sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölümüyle ortaklığın sona ereceği düzenlenmiştir. 4. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. 5.Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır....
Somut olayda; dosya içerisinde bulunan takip talebi ve örnek no:7 ödeme emrinin incelenmesinde; adi ortaklığı oluşturan ve tüzel kişiliği bulunan ortaklar ... ....'nin ayrı ayrı borçlu taraf olarak yer aldığı görülmektedir. Tüzel kişiliği, dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmayan adi ortaklık, yerinde olarak, düzenlenen takip talebi ve ödeme emrinde, taraf olarak gösterilmemiştir. Ancak; örnek no:7 ödeme emrinin, ... ile birlikte, anılan adi ortaklık adına da tebliğ edildiği, ... ....'ne ise gönderilen bir ödeme emri bulunmadığından, adi ortaklık adına gönderilen tebligat esas alınarak, şikayet eden ... .... yönünden takibin kesinleştiğinden söz etmek mümkün değildir. Ayrıca adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından, adi ortaklık hakkında çıkartılan ödeme emrinin hukuken geçerliliği de bulunmamaktadır....
Katma değer vergisi uygulaması açısından, ortaklardan bağımsız işletme kabul edilen adi ortaklıklarda, mal alımı, mal teslimi ve hizmet ifası gibi edimler adi ortaklıkça yerine getirildiğinden, katma değer vergisi mükellefi de adi ortaklık olacak, beyannamelerin adi ortaklık adına düzenlenerek, yönetim yetkisine sahip ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle bağlı olunan vergi dairesine verilmesi üzerine de, ortaklık adına tarh ve tahakkuk eden vergilerin ödenmesinden de müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan her biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir....
Katma değer vergisi uygulaması açısından, ortaklardan bağımsız işletme kabul edilen adi ortaklıklarda, mal alımı, mal teslimi ve hizmet ifası gibi edimler adi ortaklıkça yerine getirildiğinden, katma değer vergisi mükellefi de adi ortaklık olacak, beyannamelerin adi ortaklık adına düzenlenerek, yönetim yetkisine sahip ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle bağlı olunan vergi dairesine verilmesi üzerine de, ortaklık adına tarh ve tahakkuk eden vergilerin ödenmesinden de müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan her biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir....
Katma değer vergisi uygulaması açısından, ortaklardan bağımsız işletme kabul edilen adi ortaklıklarda, mal alımı, mal teslimi ve hizmet ifası gibi edimler adi ortaklıkça yerine getirildiğinden, katma değer vergisi mükellefi de adi ortaklık olacak, beyannamelerin adi ortaklık adına düzenlenerek, yönetim yetkisine sahip ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle bağlı olunan vergi dairesine verilmesi üzerine de, ortaklık adına tarh ve tahakkuk eden vergilerin ödenmesinden de müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan her biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir....
Adi ortaklığın ortağı olarak bulunan T3'in takip konusu kambiyo senetlerinde kefil olarak imzasının bulunduğu, atmış olduğu imzalarda adi ortaklığı temsilen işlem yapmamış olduğu ve dolayısıyla söz konusu borcun adi ortaklık borcu olarak değil de şahsş borç olarak değerlendirilebileceği, adi ortaklık adına hareket edilmeden adi ortaklığın ortağının şahsi borç olarak borçlandığı hallerde adi ortaklığa ait malvarlığının haczedilebilmesinin mümkün bulunmadığı, bu durumda ancak borçlu ortağın tasfiye payı üzerinde haczin mümkün bulunduğu gözetildiğinde; adi ortaklığın ortağı olan T3'in şahsi borcu nedeniyle 07.01.2020 tarihinde T1 adi ortaklığının fırın ürünleri imalat faaliyet gösterdiği adreste ortaklığın malvarlığı üzerinde haciz işlemi tesis edildiği, gerçekleştirilen haciz işlemine dayanak olan borcun ortaklardan T3'in şahsi borcu olduğu, ortağın şahsi borcundan ötürü adi ortaklığın malvarlığının haczedilemeyeceği açık olup, gerçekleştirilen haciz işlemini iptaline karar verilmesinde bir...
A.Ş. tarafından adi ortaklık 19.03.2013 tarihinde davacı ...'nun adi ortaklık payı bedelini sözleşmeye uygun olarak ödememesi nedeniyle feshedilmiştir. Davacı, bu fesih nedeniyle dava açtığını, feshe karşı çıktığınıda iddia etmemektedir. Fesih tarihine kadar davalı, davacının beyanına göre ilk taksitten 37.712,32 TL ödemiş, 2., 3. ve 4. taksitleri ise ödememiştir. Bu durumda, adi ortaklık payının devir borcunun doğmasından önce adi ortaklık feshedilip davacının devredebileceği bir payda kalmadığından davacının devir bedelinin tahsilini istemesi mümkün bulunmamaktadır. Davalının, ... Madencilik San. A.Ş'nin yönetim kurulu başkanı olması, ... Madencilik San. A.Ş. ile davacı arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin davacının 300.000 USD olan pay bedelini ödememesi nedeniyle sözleşmenin feshine etkili bulunmadığı gibi bu davaya da etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının ... Madencilik San....
Somut olayda, alacaklı tarafından ....-... adi ortaklığı ve adi ortaklığı oluşturan borçlular..... ve ... aleyhine genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620.maddesine göre (mülga 818 Sayılı BK'nun 520. maddesi) adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, icra takibinde adi ortakların da ayrı ayrı gösterilmesi, taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık aleyhine takip yapılabileceği anlamına gelemeyeceğinden taraf ehliyeti bulunmayan adi ortaklık aleyhine takip yapılması usulsüzdür. Yasanın emredici kuralından kaynaklanan bu husus hakkında şikayetçinin İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı vardır. Öte yandan, taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de, kendiliğinden gözönüne alınmalıdır....
Takip ve davanın adi ortakların tamamı ya da yönetim ve temsil yetkisini haiz ortak tarafından yapılıp açılması gerekmektedir. Somut olaya gelince, takip adi ortaklık tarafından başlatılmış, dava da adi ortaklık tarafından açılmıştır. Bununla birlikte, davayı takip eden vekilin vekâletnamesi de adi ortaklığı oluşturan şirketler tarafından ayrı ayrı verilmemiş, adi ortaklık adına düzenlenmiştir. Bu durumda, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından dosya kapsamında taraf teşkilinin sağlanmadığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilleri arasında adi ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığını, davacı tarafından adi ortaklık olduğu iddiasında bulunulan işyerinin " ......