Özel Rehabilitasyon Merkezi alanında faaliyet gösteren bir adi ortaklık sözleşmesi kurulduğunu, ancak bu ortaklığın feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde; "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar tacir olmadığından, adi ortaklık da TTK'da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
KARAR Davacı, davalı ile ... komisyonculuğu üzerine adi ortaklık kurduklarını, davalının ihtarname göndererek ortaklığı feshettiğini öne sürerek, her iki tarafın hak ve alacağının tespitine, ortaklık işyerinde kendisinin devam etmesi için müdahelenin men'ine, 3.000 YTL manevi tazminat ve 500 YTL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 21.4.2005 tarihli sözleşme ile, ... komisyonculuğu yapmak için adi ortaklık kurulduğu, davalının sözleşmenin 12.maddesine göre 19.8.2005 tarihli ihtarı göndererek ortaklıktan ayrılacağını bildirdiği ve ortaklığın dava açılmadan önce fiilen sona erdiği hususu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki adi ortaklık fiilen sona erdiğine ve davacı da 500 YTL kar payı istediğine göre, öncelikle adi ortaklığın aktif ve pasifi belirlenip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
KARAR Davacı, davalı ile ... komisyonculuğu üzerine adi ortaklık kurduklarını, davalının ihtarname göndererek ortaklığı feshettiğini öne sürerek, her iki tarafın hak ve alacağının tespitine, ortaklık işyerinde kendisinin devam etmesi için müdahelenin men'ine, 3.000 YTL manevi tazminat ve 500 YTL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 21.4.2005 tarihli sözleşme ile, ... komisyonculuğu yapmak için adi ortaklık kurulduğu, davalının sözleşmenin 12.maddesine göre 19.8.2005 tarihli ihtarı göndererek ortaklıktan ayrılacağını bildirdiği ve ortaklığın dava açılmadan önce fiilen sona erdiği hususu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki adi ortaklık fiilen sona erdiğine ve davacı da 500 YTL kar payı istediğine göre, öncelikle adi ortaklığın aktif ve pasifi belirlenip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
Davalı vekili, adi ortaklık sözleşmesinin devam ettiğini, fesih şartlarının gerçekleşmediğini, ortaklık sözleşmesi devam ettiği için davacıya herhangi bir ödeme yapılamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından fesih ihbarnamesinin yapıldığı dönemin hesap sonu beklenmeden yani fesih hüküm doğurmadan mevcut davanın açıldığı, davanın açıldığı tarih itibari ile feshin hüküm doğurmaması nedeni ile taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin halen geçerli olduğu, geçerli olan bir sözleşmeden dolayı da davacının feshe dayanarak talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, belirsiz süreli adi ortaklık sözleşmesinin BK 640. md. belirlenen süreden önce haklı nedenle feshedilebilip feshedilemeyeceğinin sözleşme ile kararlaştırılıp kararlaştırılamayacağına ilişkindir....
Görüldüğü üzere, katma değer vergisi uygulaması bakımından, adi ortaklık, ortaklardan bağımsız işletme birimi olarak vergilendirilmekte, defter tutma, fatura bastırma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi yükümlülükleri ortaklardan ayrı yerine getirme zorunluluğunda bulunmaktadır. Katma değer vergisi uygulaması açısından, ortaklardan bağımsız işletme kabul edilen adi ortaklıklarda, mal alımı, mal teslimi ve hizmet ifası gibi edimler adi ortaklıkça yerine getirildiğinden, katma değer vergisi mükellefi de adi ortaklık olacak, beyannamelerin adi ortaklık adına düzenlenerek, yönetim yetkisine sahip ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle bağlı olunan vergi dairesine verilmesi üzerine de, ortaklık adına tarh ve tahakkuk eden vergilerin ödenmesinden de müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan her biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir....
Özel tüketim vergisi uygulamasında adi ortaklıklar, bağımsız işletme birimleri olarak ayrı vergi mükellefiyetine sahiptir. Buna göre, adi ortaklıklarca defter tutma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi mükellefiyetlerin ortaklardan ayrı olarak yerine getirilmesi gerekmektedir. Benzer kabul katma değer vergisi yönünden de geçerlidir. Gerek Özel Tüketim Vergisi Kanunu gerekse Katma Değer Vergisi Kanunu uygulaması bakımından işletme bazında değerlendirilen adi ortaklıklarda mal teslimi ve hizmet ifası adi ortaklık tarafından yapılmakta, mükellef adi ortaklık olmakta, beyanname ortaklık adına düzenlenip, ortaklardan biri tarafından imzalanmak suretiyle vergi dairesine verilebilmekte ancak verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklık adına yapılan tarhiyata ortaklardan herhangi biri muhatap tutulabilmektedir....
Somut olayda davacı vekili, müvekkili ile davalıların mutabakata vararak işletme açmak üzere anlaşıldığını, müvekkilinin ortak olmasına rağmen işletmenin sadece davalı ... adına açılarak her türlü iş ve işlemlerin bu kişi adına düzenlendiğini, müvekkilinin ortak olmasına rağmen işyerinden uzaklaştırılarak ortaklığına haksız şekilde son verildiğini ileri sürerek, adi ortaklığın varlığı ile ortak durumunun tespiti ile ortaklık katkı payı ve menfi zararların tahsili istenmektedir. Davacının adi ortaklık ilişkisinin ve bu ortaklığın ortaklık olduğu iddiası davalılarca kabul edilmemektedir. Eldeki davada mahkemece 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nun 620. ve devamı maddelerinde adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalıdır. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerinin ve mallarının ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme dışı (TBK.620/1) adi ortaklık TBK'nun 620.maddesinde düzenlenmiştir. Davacı tacir değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/95 ESAS DAVA KONUSU : Alacak (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili mahkememize sunmuş olduğu 07.07.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; iş yeri ruhsatının T4 ait olan T4 ŞAHİN ÜNLÜ, ERGÜN ÇEVİK ADİ ORTAKLIĞI'' na para yatırılması karşılığında ve birlikte işletmek amacıyla müvekkillerine ortaklık teklif edildiğini, bunun karşılığında müvekkilleri ve T4 arasında 13.10.2021 tarihinde güven ilişkisini sağlamak amacıyla ve müvekkilleri tarafından sermaye taahhüdü yerine getirilerek Noterde Adi Ortaklık Sözleşmesi imzalandığını, adi ortaklığın içkili restaurant olarak Fevziçakmak Mah....
Bilindiği üzere, adi ortaklık bir kişi ortaklığı olup, ortaklar arasındaki güven ilişkisine dayanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 nci maddesi; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmünü içermektedir. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, adi ortaklık, emeklerini veya araçlarını herhangi bir müşterek amaç doğrultusunda birleştirerek, bu amaca ulaşma konusunda birlikte çaba göstermeyi sözleşmeyle birbirlerine karşı yüklenen kişilerce oluşturulan, tüzel kişiliği bulunmayan bir kişi topluluğudur. Bir adi ortaklığın varlığından bahsedilebilmesi için, bu unsurlara ilaveten, ortakların müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çaba ve özen göstermek zorunluluğu bulunmaktadır. Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişidir. Adi ortaklık sözleşmesi, iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....
Sermaye şirketleri için getirilen zorunluluk, aynı mevzuat hükümleri kapsamında adi ortaklık için de belirlenmiştir. Emredici düzenlemeler karşısında ... muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler arasında adi ortaklık kurulamayacaktır. Ortaklık konusu hukuka aykırı olan adi ortaklık sözleşmeleri kural olarak geçersizdir. 4. Kaldı ki; kurulduğu iddia edilen adi ortaklık yazılı delille ispatlanamamış, davalılarca eda edilen yemin neticesinde ortaklık kurulmadığı belirlenmiştir. 5. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle karar doğru olduğundan, kararın gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekir. VI....