Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve alacak davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03.11.2009 gün ve 2009/8828-12052 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı ile kurdukları adi ortaklık faaliyetleri sırasında 144 ada 56 parsel sayılı taşınmazın ortaklığın gelirleri ile satın alındığını, ortaklığın tasfiyesi sırasında payına düşen bedelden 38.751.00 TL.nin ödenmediği gibi taşınmazın 1/4 payının da devredilmediğini ileri sürerek tapu iptal tescil ve alacak talebinde bulunmuştur. Davalı, davacının alacağı bulunmadığını, ayrıca taşınmazda şirket ortaklığı payı olan 1/5 payını devretmeye hazır olduklarını savunmuştur....

    Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/822 Esas 2015/169 Karar sayılı dosyasında tarafların taleplerinin incelendiğini, aralarındaki sözleşmenin adi ortaklık olmayıp, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/10805 Esas 2017/13625 Karar sayılı kararı ile bu kararın onanarak kesinleştiğini, karar düzeltme talebinin de reddedildiğini, kesin hüküm nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasında arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı işi sözleşmesinin adi ortaklık sözleşmesi niteliğinde olmadığından tasfiyenin söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/555 sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 27/10/2022 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 13/08/2009 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre yurt dışında yaşayan müvekkilinin ortaklık payı olarak davalıya 340.000 İsveç Kronu, 1.051,40 gram altın ve 2.500,00 Euro ödeme yaptığını, sözleşmeye göre adi ortaklıktan elde edilecek gelirin yarı yarıya paylaşılacağını, davalı tarafından aradan geçen 11 yılın sonunda adi ortaklığın kar miktarının 700.000 TL olarak gösterildiğini, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davalının bu süreçte pek çok menkul ve gayrimenkul edindiğini , bir kısım işlemlerini başka şahıslar ve şirketler üzerinden yürüttüğünü, sermaye olarak konulan katkı...

      Davalılar, mirasbırakanları Rafet ile amcaları olan davacı arasında yolcu taşımacılığına dair adi ortaklık kurulduğunu ikrar etmişler; ancak ortaklığın daha sonradan fesh edildiğini, mirasbırakanlarının tasfiye payına karşılık olarak miras taksimi sırasında payına düşen taşınmazı davacıya verdiğini savunmuşlardır. İddia ve savunmadan, davacı ile davalıların mirasbırakanı arasında yolcu taşımacılığına dair adi ortaklık kurulduğu, davalıların mirasbırakanının ise yönetici ortak olduğu anlaşılmaktadır....

        Şirketi tarafından işçilerin kıdem tazminatlarının ödemesine yönelik olarak diğer davalı Fatih Belediyesi'ne verilen talimatın geçersiz olduğu ve davacıyı bağlamayacağı,adi ortaklık sözleşmesinin hiçbir yerinde pilot ortağın Adi Ortaklığı temsil yetkisi olduğuna dair bir düzenleme bulunmadığı,tam aksine sözleşmenin 7. maddesinde açıkça Adi Ortaklığı temsil yetkisinin ...’te olduğnun u belirtildiği, ...'in de davacı ... şirketinin yetkilisi olduğunu, 30.12.2014 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 7. maddesinde ..., ...-......

          Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde ve önceki kanun hükümlerine paralel şekilde düzenlenmiştir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir....

            Noterliğince onaylanan 07986 yevmiye olu ''İhtarname'' ile adi ortaklığa ilişkin kendisine ödenmeyen kar payının 7 gün içinde tarafına ödenmesi ihtarında bulunulduğunu, T4'nın 28 Mayıs 2022 tarihinde müvekkiline tebliğ edilen ihtarname ile dava konusu adi ortaklığın açılışında diğer ortakların Adi Ortaklık Sözleşmesinde belirtilen 20.000,00 TL'lik sermaye bedelini ödemediğini, sözleşmenin herhangi bir hükmü bulunmadığını, müvekkillerin kar payı talep etme haklarının bulunmadığını ihtar ettiğini, şimdiye kadar da T4 tarafından ihtarnamede istenen alacak talebine herhangi bir geri dönüş olmadığını, 13.10.2021 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesinin Haklı Nedenle Feshi gerektiğini, fazlaya ve faize dair hakları saklı kalmak kaydıyla; davalarının kabulüne, 13.10.2021 tarihinde imzalanan Adi Ortaklık Sözleşmesinin haklı nedenle feshine, Adi Ortaklığın Malvarlığının tespiti ve tasfiyesine, şimdilik 1.000,00 TL dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ortaklık sermayesi, noter...

            Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle adi ortaklık, adi ortaklık sözleşmesinin niteliği, şekli ile bu ortaklıkların tasfiyesi üzerinde kısaca durulması faydalı olacaktır. 16. Adi ortaklık, belli bir amacı gerçekleştirmek isteyen kimselerin bir araya gelerek oluşturdukları, ayrı bir kişiliği bulunmayan, kuruluş ve işleyişlerinde sıkı şekil kurallarına tâbi olmamaları ve basit bir yapıya sahip bulunmaları nedeniyle uygulamada sıkça karşılaşılan özel borç ilişkisi mahiyetindeki ortaklıklardır. 17....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi-kar payı alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 25 yıldır adi ortaklık şeklinde müteahhitlik yaptıklarını, 22.09.2005 tarihinde İnfotex Turizm Seyahat Gıda ve İçecek ...İmalat San.Tic.Ltd....

                Taraflarca sunulan deliller 02/09/2015 tarihli adi işletmeler ortaklık protokolü başlıklı sözleşme incelenip değerlendirilmiştir. Davamızda, davacının iki adet çeke dayalı davalı ...'dan olan toplam 16.150.000-TL alacağına karşılık davalıların, davacının ve dava dışı ...'nin katıldığı 02/09/2015 tarihli "adi işletmeler ortaklık protokolü" başlıklı adi ortaklık sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin bir süre yürürlükte kaldığı ve davalıların bu sözleşme gerekliliklerini yerine getirmedikleri ileri sürülerek adi ortaklık sözleşmesinin feshedildiği ve sözleşmenin feshi nedeniyle davacının adi ortaklığa koyduğu alacaklarını talep ettiği anlaşılmıştır. Mevcut haliyle dava, adi ortaklık sözleşmesinin feshi nedeniyle davacının adi ortaklığa koyduğunun kabulü gereken sermayenin iadesi talebine ilişkindir. Öncelikle davamızın ticari bir dava olup olmadığı ve mahkememizin görevli olup olmadığı değerlendirilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu