Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 2....

    Parsel inşaatı için düzenlendiğini, adi ortaklık sözleşmesinin konusunun inşaat taahhüt işleri ve alım satımı olduğunu ve taraflar arasında adi ortaklık süresi içerisinde dava konusu taşınmazdan başka bir taşınmaz yapılmamış olduğundan taşınmazın adi ortaklık hükümleri dâhilinde yapılmış olduğunun sabit olduğunu, sözleşmede inşaatın yapılmasından elde edilen %50 paya 2,5 daire ve dükkânın ½ ‘si pay olarak kaldığını, söz konusu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin tamamlanması neticesinde Adi Ortaklık payına isabet eden 2,5 daire ve dükkânın ½’ si ortaklar arasında bölüşülmemiş olup, tapular arsa sahibi ...’ ın adına kayıtlı olduğunu, dava dilekçesinde taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispatı açısından tanık deliline dayanmalarına rağmen mahkemece bu taleplerinin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, mevcut taraflar arasında imzalanan Kartal ... Noterliği’ nin 29.03.2011 günlü ve ......

      Tasfiye payının haczi için ortakların muvafakatı gerekmediği gibi adi ortaklık sözleşmesindeki ortakların işin bitimine kadar ortaklıktan ayrılamayacaklarına ilişkin kararlaştırma ancak ortaklar arasında hüküm ifade eder. Yasal koşullar oluştuğunda 3.kişi dahi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebirler. Bu bağlamda borçlu ortağın tasfiye payına haciz konulabilir. Bir ortağın tasfiye payına haciz konulması ise, adi ortaklığın fesih ve tasfiye sebebidir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

        Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını veya emeklerini) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur. Adi ortaklık ilişkisi 6098 Sayılı TBK'nun 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Kural olarak adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak uyuşmazlık çıktığında adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer. Bu iddiayı ileri süren taraf adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan iddiasını 6100 Sayılı HMK'nun 200. maddesi gereğince senet (kesin delille) ispat etmelidir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. 2. Adi ortaklık ilişkisi mutlaka sözleşme temeline dayanır. Bunun sonucu olarak ortakların irade beyanlarının karşılıklı ve birbirine uygun olması şarttır. Adi ortaklık sözleşmesinin kurulması bakımından, ortakların esaslı noktalarda uyuşması gerekir. Ortaklık amacı, ortakların şahsı, sermaye paylarının türü ve kapsamı ortaklık sözleşmesi açısından esaslı unsurlar olup, bunlarda uyuşulması ortaklık sözleşmesinin kurulması için yeterlidir (6098 sayılı Kanun m 2). 3. Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı-karşı davalı tarafından araç bedeli ve davalıya ödenen 4.250 TL talep edilmiş, karşı davada ise araçların tamir masrafları ve sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart talep edilmiş olup, bu durumda; tarafların karşılıklı talepleri adi ortaklığın tasfiyesinin mahkeme kararıyla tamamlanmasına yönelik kabul edilmeli ve inceleme bu yönde yapılmalıdır. ..... Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

            nın ''ortaklar arası ilişkilerden dolayı, adi ortaklığı temsilen dava açamayacağını, davanın zorunlu dava arkadaşı olan diğer ortaklarla birlikte açılması gerekirken 'adi ortaklığı temsilen tek ortağın'' böyle bir davayı açmaya yetkisi olmadığını, alacaklının ... ...'mı adi ortaklık mı olduğu hususlarının açıklattırılması gerektiğin, gerek inşaat sözleşmesine, gerekse müvekkilinin imzası bulunmayan Adi Ortaklık Sözleşmesine göre idareci ortak olan ... ...'nı sürekli vekiledeni ile kardeşi ...'ya ve annesi ...'...

              Dolayısı ile, yapılan çalışmanın bu amacı gerçekleştirmek için verildiğinin ispatlanmış olması gerekli ise de davacı, davalı taraf ile adi ortaklık sözleşmesi yaptıklarını yasal delillerle ispatlayamadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dinlenen tanık beyanları uyarınca taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin mevcudiyeti ispat edilmiş olmasına karşın yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir....

              Mahkemece, davacı tarafın dava konusu yapılan alacağa dayanak yapmış olduğu 01/12/2012 tarihli sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, adi ortaklık sözleşmesi kapsamında, adi ortaklık tasfiye edilmediği sürece adi ortaklığa bağlı olarak alacak ve kar payı talep edilemeyeceği, davacı tarafın katıldığı son oturumda sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olarak kabul edilip ortaklığın tasfiye suretiyle sonlandırılmasına muvafakat etmedikleri ve bu bağlamda HMK 26/1 md gereğince taleple bağlılık ilkesi kapsamında davacı tarafın dayanmış olduğu sözleşme ile adi ortaklığın tasfiye edilmeksizin davacı tarafa herhangi bir hak ve alacak sağlamayacağı gerekçesiyle ,davanın reddine karar verilmiştir....

              Davalı; taraflar arasında adi ortaklık kurulduğunu ancak başarılı olunamadığını, davalının bu ortaklık için daha fazla harcamada bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu