Az evvel ifade edildiği üzere adi ortaklık TTK'da değil, TBK 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden eldeki davanın mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Yine TTK 4. Maddesinde, bu kanunda düzenlenen hususlardan kaynaklanmasa bile her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan kaynaklanan davaların nispi ticari dava olduğu düzenlenmiştir. Dolayısı ile somut olayda olduğu gibi TBK'da düzenlenen satış, trampa, ödünç, eser, vekalet vs sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda olduğu gibi adi ortaklık sözleşmelerinde de iki taraf tacir ve iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren bir sözleşme ise, bu sözleşmeden kaynaklanan davalar da yine ticari dava olacaktır. Ne var ki, çıkartılan muhtıraya verilen cevapta, davacının adi ortaklık sözleşmesinin düzenlendiği tarihte bir ticari işletme işlettiğine ve bu adi ortaklık sözleşmesinin de ticari işletmesine dair olduğuna yönelik bir beyanda bulunulmamıştır....
DELİLLER : Tapu kaydı, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yükleniciden temlik alınan taşınmazlara ilişkin tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansman sağlayarak arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "...Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayımıza dönüldüğünde: Davanın tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde davaya konu 4, 15 ve 18 nolu bağımsız bölümlerle ilgili olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği ancak; sadece adi yazılı taşınmaz satış vaadi ve tapu kaydı ile ihtiyati haciz kararı verilmeyeceği yani bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı, kaldı ki 15 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla; ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir." gerekçesiyle; "1)Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, 2)Kararın taraflara tebliğine," şeklinde karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/363 ESAS-DERDEST DAVA KONUSU : Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan (yüklenicinin Temlikinden) Tapu İptali Ve Tescil, İpoteğin Fekki, Hacizlerin Kaldırılması Olmadığı Takirde Taşınmazın Rayiç Bedelinin Tahsili, Olmadığı Taktirde Satış Bedelinin Güncellenerek Tahsili KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile yüklenici arasında imzalanan satış sözleşmesi gereği, müvekkili adına tescil edilmeyen bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tesciline, özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen bankanın ipoteğinin fekki ve taşınmaz üzerindeki tüm hacizlerin kaldırılması, tapu iptali ve tescil tescil olmadığı takdirde satılan taşınmazın rayiç bedelinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte, rayiç bedeli belli olmadığı takdirde satış bedelinin, satış sözleşmesinin düzenlenme...
Somut olayda davalı arsa maliki T8 ile müteahhit Kadim Yapı-Betacons-Düzey İnşaat Adi Ortaklığı arasında düzenleme taşınmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği, davacı ile davalı Kadim Yapı-Betacons Adi Ortaklığı arasında dava konusu bağımsız bölüme ilişkin düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı sabittir. Davanın niteliği, sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Ancak dava ihtiyati tedbir talepli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili, olmadığı taktirde ödenen bedellerin güncellenerek tahsili istemine ilişkin terditli dava olup davacının ilk talebi uyuşmazlığın aynına ilişkindir....
Bu haliyle sözleşmenin, olağan bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi olmayıp, hasılat paylaşımlı bir adi ortaklık sözleşmesi olduğu açıktır. 19/07/2017 tarihli sözleşme hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraflar arasında hasılat paylaşımı esasına dayalı konut yapım ve satımı konusunda adi ortaklık kurulduğu anlaşılmaktadır. Adi ortaklıkta iştirak halinde mülkiyet hükümleri söz konusu olup ortaklar dışa karşı da müşterek ve müteselsilen sorumludurlar. Yapılan bu genel açıklamaların ışığında mahkemece davalı Emaar'ın mülkiyetin naklinden sorumlu olduğu , yargılama giderleri hususunda yukarıda açıklanan şekilde adi ortaklık hükümleri doğrultusunda davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği anlaşılmıştır....
Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde; "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamından, davacı ve davalının dava konusu olmayan ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı sermaye olarak verildiği iddia olunan bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile adi ortaklık sözleşmesinin iptali ve hükümsüzlüğü istemine ilişkin olduğu görülmektedir. Davacının talebi bir bütün olarak gözetildiğinde adi ortaklığın fesih-tasfiyesi ve menfi tespit iddialarının birlikte değerlendirilmesi gerekeceğinden, sermaye olarak verilen bonolar sebebiyle borçlu olunup olunmadığının tespitinin adi ortaklığa ilişkin hükümler çerçevesinde yapılması uygun olacağından, adi ortaklık sözleşmelerinin ise Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmediği ve sözleşme taraflarının tacir olmadığı gözetildiğinde adi ortaklığa ilişkin ihtilafların çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu işbu davanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekeceğinden görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, yüklenici sıfat kazandıkları anlaşılan davacılar ile davalı arsa sahibi arasındaki adi yazılı kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil veya tazminat istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 22.12.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....