Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusunun adi ortaklık olması nedeniyle ve adi ortaklık hükümlerinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmesi nedeniyle ticaret mahkemesinin bu davada görevsiz olduğunu, öncelikle görev yönünden itiraz ettiklerini, müvekkilinin davacının ------ adi ortaklık sözleşmesi yaptığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkilinin kurulacak işletmeyi yöneteceğini, aynı zaman da mülk sahibi olan davacının murisine kira ödemeye devam edeceğini, adi ortaklığın yönetiminin de müvekkiline bırakıldığını, adi ortaklık kurulduktan sonra ------ davalının kendi-------- işletmeye başladığını, ----- davacının murisine ödediğini, adi ortaklığın ------- yılında ölümü üzerine resmiyette son bulduğunu, bu tarihten sonra davalının sadece ilgili işletmede kiracı konumunda kaldığını, davacının dava konusu ortaklıkla bir ilişkisinin kalmadığını, varsa mirastan kaynaklı murisi tarafından ödenmiş, hak veya...

    Bu itibarla davacı ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin adi ortaklık niteliğinde bulunduğu ve ihale konusu işi adi ortaklık olarak aldıklarının kabulü gerekir. Adi ortaklıkla, ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmadığı gibi ortaklardan sadece birinin dava açma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla, adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda açılacak olan davada ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olarak gösterilmesi zorunludur. Dava konusu olayda, dava konusu ihale davacı ve dava dışı şirket tarafından adi ortaklık kurularak alınmış olduğundan davacı yanında diğer ortak olan ..... nin de davada taraf olarak yer alması gerekir....

      İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 3065 sayılı Kanun gereği vergi/ceza ihbarnamelerinin müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına düzenlenmesi anılan Kanunun 44. maddesine uygun düşmediğinden, adi ortaklık adına düzenlenen ihbarnameler ile yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlar ile tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklıklarda cezai sorumluluğun tespiti açısından öncelikle temsil yetkisinin araştırılması gerektiği, ortaklık adına temsil ve idare yetkisi verilen ortağın vergisel yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde vergisel yükümlülükleri yerine getirmeyen ortağın cezai sorumluluğuna gidilmesi, ortaklardan birine temsil yetkisi verilmemesi durumunda ise adi ortaklığı oluşturan ortakların cezai sorumluluğuna gidilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık...

        Adi ortaklık sözleşmelerinde, BK.nun 126.maddesiu gereğince zamanaşımı süresi beş yıldır. Adi ortaklık belli bir işin yapılması için kurulmuş olup, sözleşmede belirtilen konser 29.8.1994 tarihinde yapılmakla, adi ortaklık bu tarihte sona ermiştir. Adi ortaklığın sona ermesiyle, dava tarihi arasındaki beş yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan, Mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek, neticesi itibariyle doğru olan ret kararının düzeltilerek onanması, HUMK.nun 438/son maddesi gereğidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının iadesine, 6.7.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Adi ortaklığın aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığından, takibin veya davanın bütün ortaklar aleyhinde açılması zorunludur. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup, mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmalıdır. Bu hususta ortaklardan her birinin İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, takip talebinde adi ortaklık ile birlikte adi ortaklığı oluşturan ortaklar da ayrıca borçlu olarak gösterilmiş ise de, takip dosyası kapsamında adi ortaklık aleyhine de ödeme emri gönderilmiş, adi ortaklık hakkında da takip işlemleri yapılmış olup, mahkemece adi ortaklık yönünden de şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulü ile takibin adi ortaklık ve davacılar açısından iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür. Adi ortaklık sözleşmesinde şekil, ispat açısından önem arz etmektedir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir (HMK m.190/1). Taraflar arasında ortaklık ilişkisinin varlığına dair ihtilaf çıktığında, ispat yükü, ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 620 inci maddesinde de tanımlandığı gibi sözleşme temeline dayanmakta olup, aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu nedenle, parasal sınırın üzerindeki ortaklık ilişkisinin varlığının ispatında, kural olarak, senetle ispat zorunluluğu geçerlidir....

            İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunun, müvekkilinin adi ortaklık gereğince ifa etmesi gereken tüm edimleri ifa ettiğinin yaklaşık olarak değil aksine tam olarak ispat ettiğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılarak rödavans sözleşmesinden kaynaklanan işletmecilik hakkının 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için ileride tasfiye memuru olarak değiştirilmek üzere tedbiren denetim kayyımı atanmasını istemiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Talep, adi ortaklığın haklı nedenle feshi ve tasfiyesi istemli davada, davalı şirketin rödevans sözleşmesinden kaynaklı işletmecilik hakkının tedbiren 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ve adi ortaklığa tedbiren kayyım atanması istemine ilişkindir....

              Davalı adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığını ancak yürürlüğe girmediğini, taşınmazları bedeli karşılığı satın aldığını, inşaat şirketinin ise babalarının verdiği sermaye ile iki erkek kardeş tarafından kurulmadığını,bu sözleşmeye dayanarak daha önce bir talep ve dava açma yoluna gidilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 2010/13321-18015 Davacı 26.4.1984 tarihli noterde onaylatılan adi ortaklık sözleşmesine istinaden ortaklık payı ve sözleşmeye uyulmaması nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını ancak uygulanmadığı savunmuştur....

                "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün ONANMASINA ilişkin olarak daireden verilen 04.10.2012 gün ve 2012/1776-6716 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava adi ortaklık kâr payının davacıya isabet eden tutarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının adi ortaklığın tasfiyesini istemediği bu durumda davanın usulen dinlenemeyeceği gerekçesiyle red kararı verilmiş ve dairemizce karar onanmıştır. Adi ortaklığa ilişkin yasal düzenleme BK'nun 530 ve devam eden maddelerinde yer almaktadır. Ortaklığın yazılı şekilde kurulması gerekmediği gibi tasfiye için ayrıca açıkca tasfiye isteminde bulunulması koşulu da yer almamaktadır. Davada adi ortaklıktan kaynaklanan kazanç payı istendiğine göre istemin bu şekli itibariyle taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesininde istendiğinin kabulü gerekir....

                  nin icra mahkemesine başvurusunda.... ve .... adi ortaklığı adına kayıtlı .... plakalı araçlar üzerine haciz konulamayacağından bahisle haciz işleminin iptalini talep etmiş, mahkemece istemin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 638/1. maddesinde "Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur" hükmü mevcuttur. Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu