Davaya konu 17/04/2012 tarihli ortaklık sözleşmesi ile bunun öncesinde imzalanan 13/04/2012 tarihli adi yazılı belge incelendiğinde; 13/04/2012 tarihli adi yazılı belgede davacının davalıya 500 TL ödediğinin açıkça ifade edildiği, akabinde imzalanan 17/04/2012 tarihli ortaklık sözleşmesinde ise davacının katılım payı olarak koymayı taahhüt ettiği bakiye 12.000 TL'yi ödediğine dair bir ibareye yer verilmediği, davalının da aşamalarda tespit edilen beyanlarında davacının 12.000 TL’yi ödemediğini belirttiği nazara alındığında, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın katılım payı olarak koyması gereken 12.500 TL’nin 12.000 TL’lik bölümünü ödediğini, eş söyleyişle katılım payı koyma borcunu tamamen ifa ettiğini yasal delillerle ispat edilemediği açıktır....
de hatalı olduğu, öncelikle taraflar arasında hukuken adi ortaklık ilişkisi olup adi ortaklığın da amacına ulaştığı, çünkü davacı mahkeme içi ikrarda bulunarak sözleşme konusu inşaat yapılıp bitirildiğini beyan ettiği, böylece Adi ortaklığın amacı olan inşaatın yapılıp bitmiş bulunduğunu kabul ettiği, yine mahkeme kararında ve davacının ikrarı ile sabittir ki adi ortaklık ilişkisi gereği ve amacı olan davacı 2 daire ve 1 dükkanı almadığı bunun için tapu tescil ve icbar davası açması gerektiği bu davayı açmadığı yani taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı açması gereken davanın bu dava olduğunu bildiği buna hukuki engel bulunmadığı fakat bunun yerine yargıya yanıltmak için gerçek dışı beyanda bulunarak davalının nakdi Borcu olmadığı halde adi ortaklık nedeniyle davalıya gönderilen havaleleri davalıdan nakdi borç alacağı gibi göstermeye çabalayarak dava açtığı mahkemede ikrar ederek taraflar arasında inşaat yapım ve taahüt sözleşmesinin yürürlükte olduğu, bundan dönmediklerini davacının...
de hatalı olduğu, öncelikle taraflar arasında hukuken adi ortaklık ilişkisi olup adi ortaklığın da amacına ulaştığı, çünkü davacı mahkeme içi ikrarda bulunarak sözleşme konusu inşaat yapılıp bitirildiğini beyan ettiği, böylece Adi ortaklığın amacı olan inşaatın yapılıp bitmiş bulunduğunu kabul ettiği, yine mahkeme kararında ve davacının ikrarı ile sabittir ki adi ortaklık ilişkisi gereği ve amacı olan davacı 2 daire ve 1 dükkanı almadığı bunun için tapu tescil ve icbar davası açması gerektiği bu davayı açmadığı yani taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı açması gereken davanın bu dava olduğunu bildiği buna hukuki engel bulunmadığı fakat bunun yerine yargıya yanıltmak için gerçek dışı beyanda bulunarak davalının nakdi Borcu olmadığı halde adi ortaklık nedeniyle davalıya gönderilen havaleleri davalıdan nakdi borç alacağı gibi göstermeye çabalayarak dava açtığı mahkemede ikrar ederek taraflar arasında inşaat yapım ve taahüt sözleşmesinin yürürlükte olduğu, bundan dönmediklerini davacının...
Adi ortaklık; bir yönüyle borç sözleşmesi olmasının yanı sıra, bir yönüyle de ortak bir gayenin yerine getirilmesini amaçlayan sosyal bir birliktir. Bu nedenle, ticari ilişkide ortakların şahsı da önem arz etmektedir. Kanun adi ortaklık ilişkisinin kurulması için herhangi bir şekil şartı öngörmemiştir. Nitekim doktrinde de sözleşmesel ilişkinin kurulması ile ilgili olarak "Diğer sözleşmelerde olduğu gibi, adi ortaklık sözleşmesi de tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur...Kanun ortaklık sözleşmesinin geçerliliğini şekle bağlamamıştır." denilmiştir (Y./Ö./A., Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2007, s.910). Aynı şekilde doktrinde, "Kanun, adi ortaklık sözleşmesinin geçerliliğini özel bir şekil şartına tabi tutmamıştır....
Daha açık bir ifade ile davacı yönetim yetkileri kullandığını ispat ederek adi ortaklığı ispat etmiş olmaz. Esasen adi ortaklık boyutu itibariyle ancak yazılı veya kesin delillerle ispat edilebilir. Davacının elinde yazılı belge yoktur. Karinelerle davayı kazanması da mümkün olmadığından davacıya yemin delili hatırlatılmış, davacı da bu delile başvurduğunu beyan etmiştir. Davalı gerçek kişiler yemin icra etmek için davetiye beklemeden duruşmaya katılmışlar ve yeminli beyan vererek davacının işletmede sadece yönetici çalışan olduğunu, adi ortaklık iddiasının doğru olmadığını anlatmışlardır. Yemin kesin delildir. Davalı taraf yeminli beyan vererek davacı iddiasını inkar ettiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Ortak olduğunu ispat edemeyen davacının kâr payı, tasfiye ve tasfiye payı isteme hakkı da yoktur....
Dava; adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. TBK'nın 639. maddesinde; "1. Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesiyle. 2. Sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesiyle. 3. Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesiyle. 4. Bütün ortakların oybirliğiyle karar vermesiyle. 5. Ortaklık için kararlaştırılmış olan sürenin bitmesiyle. 6....
DAVA Davacı; davalı ile 14.01.2016 tarihinde noterde onaylanan sözleşme ile adi ortaklık kurduklarını, ortaklığın ... ......
nin de ortaklıktan ayrılması nedeniyle ortaklığın "...-... adi ortaklığı" haline geldiğini, adi ortaklığın faaliyet gösterdiği işyeri ile ilgili olarak bu güne kadar kira bedeli ödenmediğini, ayrıca araçların ortaklık malı olduğunu savunmuş, karşılık davasında; asıl davada talep edilen alacağın tasfiyeyi de içerdiğini ileri sürerek, adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacının kar payı alacağı talebinin kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen hüküm, davalı – karşı davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 7....
Davalı, adi ortaklığa sermayesiz katıldıklarını, davacıya işletmeden doğan ödemelerin yapıldığını, davacının fiilen ortaklığı sona erdirdiğini, davacının ... . gittiğini, eşinin adına olan işyerinde çalıştığını belirterek davanın reddini istemiştir . Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Bozma Kararı Dairemizin 25.04.2017 tarih, 2015/14745 E., 2017/2416 K. sayılı ilamı ile “taraflar arasında düzenlenen Ticari Ortaklık Payı Devir Sözleşmesidir başlıklı sözleşmeyle davacı ... TGM Madencilik San. A.Ş. ile yapmış olduğu adi ortaklıktaki ortaklık payını 200.000,00 TL bedel mukabilinde davalıya devrettiği, devredilen ortaklık payı bedelinin 4 eşit taksitle ödenmesi ve ödemeden sonra ortaklıktaki tüm hak ve borçların devralana devir ve temlik edileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 3-b maddesine göre ödemelerin vadesinde ve belirtilen miktarda yapılması halinde devir eden ...'nun adi ortaklıktaki payı sona erip tüm hak ve borçların davalı ...'a devir ve temlik edilmiş olacağı, bu işlemin tamamlanması için de davacının noterden bir istifa beyanı göndereceği, ne var ki dava dışı diğer adi ortak TGM Madencilik San. A.Ş. tarafından adi ortaklığın 19.03.2013 tarihinde davacı ...'...