Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın BK'da düzenlenen adi ortaklığın feshinden kaynaklı alacağa ilişkin olarak başlatılan takipte ödeme emrine davalının itirazı dolayısıyla itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere adi ortaklık BK'da düzenlenmiş bir ortaklık türüdür. Fesih ve tasfiye işlemleri de BK'da ki hükümlere göre değerlendirilecektir.Taraflar arasındaki adi ortaklığın at binicilik hizmetlerinin yürütülmesine ilşikin olduğu, davacının da hoca olarak görev yapıp burdan gelir alacağı dolayısıyla dava taraflarının her ikisinin birden tacir olmadığı ve yine adi ortaklığın Ticaret Kanununda düzenlenmemiş olması ve ticari dava niteliğinde olmaması nedeniyle söz konusu davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu mahkememizin ise yargılamayı yapmakla görevli olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis edilmiştir....

    Her ne kadar çoğun içinde az da vardır kuralı ilkesi gereği, sadece sözleşmenin tarafı olan davalı şirket hakkında hüküm kurulması düşünülebilir ise de, davacının davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisine dayanarak alacağının tahsilini talep ettiği, gerçek kişi davalılar tarafından aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunmadığı savunulsa dahi, yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı aralarında hukuki ilişkinin adi ortaklık olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla pasif husumetin adi ortaklığa düştüğü, ne var ki adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından dava şartının tamamlanması için adi ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davalı olarak davada taraf olarak gösterildiği, davalılar arasındaki adi ortaklığın da ispatlanmış olduğu gözetildiğinde, kendisine adi ortaklık dışında ayrıca husumet (sözleşmeyi imzaladığı için şahsi sorumluluğu) yöneltilmeyen davalı şirket hakkında adi ortaklıktan bağımsız olarak hüküm kurulmasının usulen mümkün olmadığı gözetildiğinde, davalı şirketin şahsi sorumluluğundan...

    adi ortaklık olarak açıkladığını, davalının adi ortaklık iddiasını kabul etmediği ve davacının dava nedeni ile asıl davanın tarafları arasında adi ortaklık ilişkisinin olmadığı sonucuna varıldığını, birleşen davada davalı ... ... davalı ... ile arasında adi ortaklık olduğunu, diğer davacı ...'...

      Bu tanımlardan adi şirketin –ortaklığın- unsurları; kişi, sözleşme, katılım payı, amaç, affectio societatis (müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çalışmak unsuru) şeklinde belirtilebilir (Barlas, Nami, Adi Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, İstanbul, 1998 s.13). Bir adi ortaklığın varlığından bahsedilebilmesi için bu unsurlara ilaveten, ortakların müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çaba ve özen göstermek zorunluluğu bulunmaktadır.Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

        Bunun dışında; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu hususu ihtilafsız olup, davacı bu dava ile tasfiye payı alacağı ve kâr payını talep etmektedir, bu istek adi ortaklığın fesih ve tasfiye isteğini de kapsar. Buna göre mahkemece, uyuşmazlığın TBK.nun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir(...) Bütün bu açıklamalar ışığında, dosya kapsamından anlaşıldığı üzere taraflar arasında geçerli bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunlu olup, uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözümlenmesi gerekirken, mahkemece, değinilen bu yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesi ile bozulmuştur....

          Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davanın, davalı .......olarak adi ortaklığa karşı, davacının 01/01/1976-01/09/1980 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemli açıldığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık; Türk Borçlar Kanunu 620/1. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir şahıs birliğidir. Yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere, adi ortaklık sözleşmesi; kişi, sermaye ve sözleşme unsurlarını içermektedir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur....

            Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Öncelikle yerel mahkemede taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin varlığını doğrulamıştır. Hem müvekkilin hem de davacının sunmuş olduğu tüm adi ortaklığa dair yazılı deliller dosya kapsamında mevcuttur....

            İnşaat Adi Ortaklığı" gösterilmek suretiyle eldeki iş bu davanın açıldığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davacı alacaklı yanca her ne kadar adi ortaklık taraf gösterilmek suretiyle icra takibi başlatılmış ve aynı şekilde itirazın iptali davası açılmış ise de; adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığı gibi davada taraf olma ve takip ehliyetinin de bulunmadığı, 6098 sayılı TBK'nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti olmadığından, adi ortaklık aleyhine açılacak dava ve takiplerin de, somut olayda olduğu gibi davanın konusu para ise ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri , bazıları ya da tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) açılması gerektiği, ancak davacı alacaklı yanca, doğrudan adi ortaklık taraf gösterilmek suretiyle takip başlatıldığı ve dava açıldığı, bu haliyle de, adi ortaklığın takip ve dava ehliyeti bulunmadığı ve taraf, dolayısıyla da takip ehliyetini de 6100 sayılı HMK'nın 114/...

              Orman İşletme Müdürlüğü’nden aldığı işin bedeli yaklaşık 95.000,00 TL civarında olduğunu, bu bedelin tamamı davalı şirket tarafından tahsil edildiğini ve davalı şirketin kasasına girdiğini, bu bedelden öncelikle adi ortaklığın giderleri ödenmesi gerektiğini, bu giderlerin başında da davacı adi ortağın fatura konusu alacağı geldiğini, adi ortaklık, yaptığı işin tüm giderlerini, dava konusu fatura bedeli de dahil olmak üzere, ödedikten sonra kalan bedel adi ortakların karı olup, ortakların bu kalan bedeli ortaklık oranlarına göre paylaşmaları gerektiğini, davalı şirket davacı şirketten aldığı vekaletle tüm işleri kendisi takip ettiğini, aslında adi ortaklık adına banka hesabı açarak kurum ödemelerini bu hesaba alması gerekirken bunu yapmadığını, kendi hesabını kullandığını, İş sahibi kurum da işin bitirilmesi sonrasında tüm bedeli davalı şirketin açtığı bu hesaba havale ettiğini, davalı şirket, adi ortaklığın bir gideri niteliğindeki davacı müvekkili alacağının 40.000,00 TL’sini ödediğini...

                Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer. Bu iddiayı ileri süren taraf, adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan, iddiasını HMK. md.200 gereğince senet (kesin delil) ile ispat etmelidir. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye edilmiş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz. TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır....

                  UYAP Entegrasyonu