a devredip ortaklıktan ayrıldığı için davacı ehliyeti kalmadığını, Kooperatifler Yasası'nın 16. Maddesine göre kooperatiften çıkarılan ortağın, çıkarma tarihinden itibaren (3) ay içerisinde çıkarma kararına itirazları olmadığına göre 22.12.2018 Tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda çıkarma kararı verilmiş olsa bile üç aydan fazla süre geçtiği için çıkarma kararının kesinleştiğini, davacılar kooperatife ortak olurken anasözleşmeyi bilerek ortak olduklarını, kooperatifin genel kurulunun tutanakta da belirtildiği üzere usule, anasözleşmeye ve yasaya uygun yapıldığını, davacıların dava dilekçesine delil olarak ekledikleri Hazirun Cetvelinin dava konusu olmayan 21.06.2018 Tarihli olağan genel kurula ait olduğunu, davacıların dava dilekçesinin 3. Maddesinde genel kurul ile hiç ilgisi olmayan özellikle ......
Hukuk Dairesi 19/11/2020 tarih ve 2020/1476 Esas - 2020/1540 Karar sayılı görevsizlik kararı ile"; Davanın adi ortaklığa karşı açılmadığı, adi ortaklıktan alacak veya tasfiye vb taleplerin davada olmadığı, uyuşmazlığın dava konusu taşınmazların bu hisse devir sözleşmesi içinde olup olmadığının tespiti ile çözümlenebileceği,dava, davalıların noterden, davacıya devrettikleri şirket hisseleri ve şirketler adına tescilli hisse haklarını devraldıkları projelerden dava konusu taşınmazların da bağlı olduğu şirket hisselerinin, aradaki protokole rağmen davacı yana iade edilmemesinden kaynaklandığı diğer deyişle, şirket hisse devri ve buna bağlı projelerdeki hakların da devrine rağmen, protokole göre iade edilmemesinden doğan tapu iptal veya terditli olarak tazminat davası olduğu , hisse devri ve bağlı haklardan kaynaklanan uyuşmazlık bulunduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri iş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda...
Ortak, çıkarma kararının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir veya genel kurala itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine iptal davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı iptal davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde genel kurla veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarma kararları kesinleşir. Ortaklar, bu maddede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortaklıkların yerine yeni ortak alınamaz bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri çıkarma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. "şeklindedir....
genel kurulca 18.06.2011 tarihinde kabul edilen ortaklıktan çıkarma kararının iptalini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, asıl ve birleşen davalarda adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen, birleşen davanın tümden kabulüne karar verilmiş, kararı taraflar temyiz etmişlerdir. Asıl davada, davacı davalı tarafla ortak olarak restoran işletmeciliği yaptıklarını, söz konusu iş yeri için kira bedeli, demirbaş eşyaları ve tadilat için bir takım masraflar yapıldığını, ancak söz konusu işyerinin davacının bilgisi dışında dava dışı kişiye devredilip davacıya herhangi bir ödemede bulunulmadığını bildirerek alacak ve maddi tazminat isteminde bulunmuştur....
Borçlar Kanununun 520. ve devamı maddelerine göre, adi ortaklıkla ortakların birbirlerini ortaklıktan çıkarma hakları bulunmadığından, davalılar ... ve ... tarafından yukarda sözü edilen 30.6.2002 tarihli, davacının adi ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin olarak verilen kararın geçersiz olduğu, sözü geçen kararın sadece davacının ortaklığa ilişkin idarecilik yetkilerinin, diğer iki ortak tarafından alınması şeklinde yorumlanabileceği, ortaklığın mahkeme kararı ile fesih ve tasfiyesinin yapılacağı tarihe kadar adi ortaklıktan doğan hak ve yükümlülüklerin devam edeceği, daha önce ortaklığın fesih ve tasfiye edildiği de ispat edilemediğinden, davacının talebi gereğince ... bu davada ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakta olup, mahkemece de ortaklığın tasfiyesine karar verilmekle birlikte, hükme esas alınan 20.3.2006 tarihli bilirkişi raporunda ortaklığın basit usulde defter tuttuğundan bahisle faturalardan sorumluluk tesbitinin mümkün olmadığı belirtilerek, davacının...
, bu durumda İİK'nın 32. maddesine göre ilamlı takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptal edildiğini, ortaklıktan çıkarma davası açıldıktan sonra şirket yetkililerinin şirketin içini boşalttıklarını ve buna halen devam ettiklerini ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketteki %22,5 hissesinin, davalının açtığı “ortaklıktan çıkarma” davasının dava tarihi olan 21.04.2011 tarihindeki değerinin parasal karşılığının tespiti ile alacak miktarının belirlenmesi teknik inceleme ve hesaplamayı gerektirdiğinden, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00-TL'nin ortaklıktan çıkarma davasının karar tarihi olan 09.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiş; 25.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 358.838,79-TL'na çıkarmıştır....
Bilindiği üzere adi ortaklığın tüzel kişiliği olmayıp, adi ortaklığı temsil ortakların tamamı üzerindedir. Bunun bir sonucu olarak Ortaklar, birlikte veya bir tems... aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda her ne kadar davalı adi ortaklığı oluşturan şirketler asıl işveren olarak, iş kazası sonucunda meydana gelen zarardan müştereken ve müteseslilsen sorumlu iseler de; iş kazası tarihi olan 16/04/2010 tarihinden önce 15/01/2008 tarihinde davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin diğer adi ortaklığı oluşturan şirketlerin rızasını alarak ortaklıktan ayrılmış olduğu, adi ortaklık sözleşmesinde de sorumluluğunun devam ettiğine dair bir kaydın bulunmadığının anlaşılması karşısında bu şirketin sorumlu olduğunun kabulü mümkün değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava; davacı limited şirket ortağı ve müdürü davalının TTK'nun 640/3 fıkrasına dayalı olarak haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkarılması, TTK'nun 644/1-a bendi atfı ile 553 ve devamı maddelerine dayalı yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat ve 630/2,3 fıkraları uyarınca yönetici azli istemlerine ilişkin olup, mahkemece çıkarma talebinin genel kurul kararı alınmamış olması nedeniyle özel dava şartı yokluğundan, tazminat talebinin dava şartı olan arabulucuğa başvurulmadan dava açılmış olması nedeniyle özel dava şartı yokluğundan, yönetici azli talebinin ise hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur; Somut olayda davacı şirket kendi ortağına karşı haklı nedenle...
Maddesi uyarınca karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile ayrılma akçesi verilmesini, tüm yargılama gider ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini, karşı dava yönünden öncelikle davanın dava şartı yokluğundan reddini, Gerçek kişi ortakların taraf ehliyeti olmaması sebebiyle davanın reddini, davanın ve tüm taleplerin reddini, tüm yargılama gider ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Asıl dava ortaklıktan çıkma, karşı dava ise ortaklıktan çıkarma talebine ilişkindir. Davacı karşı davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ---tarihli dilekçe ile taraflar sulh olduğundan davadan feragat edildiği belirtilerek gereğinin yapılması talep edilmiştir....