Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi ortaklık sözleşmesi 26.03.2013 tarihinde akdedilmiş olup, adi ortaklığın dosyadaki belgelere göre kapsamlı bir inşaat işi yaptığı, inşaa edilen dairelerin bir kısmının adi ortaklığa ait olduğu ve ortaklığa ait olup dava tarihi itibariyle henüz satılmamış olan çok fazla daire bulunduğu,mahkemece bilirkişiler vasıtası ile yaptırılan defter incelemesinde adi ortaklığın ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davaya konu Gökkar-Globalsan Adi Ortaklığının ticari defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, bu durum karşısında defter ve kayıtların gerçeğe uygun tutulmadığı iddiasının ispatlanamadığı, adi ortaklık sözleşmesinin 26/03/2013 tarihinde akdedildiği, davacı tarafça 25/09/2019 tarihe kadar davalı tarafa temsil yetkisini kötüye kullandığı yönünde uyarıda bulunulmadığı, adi ortaklığın sözleşmedeki amacının ,adi ortaklık faaliyetinde gelinen aşama dikkate alındığında dava tarihi itibariyle adi ortaklığın feshinin ve tasfiyesinin şirketin zarar uğramasına yol açacağı...

Bu tanımlardan adi şirketin –ortaklığın- unsurları; kişi, sözleşme, katılım payı, amaç, affectio societatis (müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çalışmak unsuru) şeklinde belirtilebilir (Barlas, Nami, Adi Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, İstanbul, 1998 s.13). Bir adi ortaklığın varlığından bahsedilebilmesi için bu unsurlara ilaveten, ortakların müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çaba ve özen göstermek zorunluluğu bulunmaktadır.Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davanın, davalı .......olarak adi ortaklığa karşı, davacının 01/01/1976-01/09/1980 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemli açıldığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık; Türk Borçlar Kanunu 620/1. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir şahıs birliğidir. Yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere, adi ortaklık sözleşmesi; kişi, sermaye ve sözleşme unsurlarını içermektedir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur....

      Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer. Bu iddiayı ileri süren taraf, adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan, iddiasını HMK. md.200 gereğince senet (kesin delil) ile ispat etmelidir. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye edilmiş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz. TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır....

        ceza ihbarnameleri ile yapılabileceği, bu nedenle adi ortaklık adına düzenlenen vergi-ceza ihbarnamelerinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden ......

          İşbu adi ortaklık sözleşmeleri ile adi ortaklığı temsilen yetkili kılınan ---- tüm yetkileri sona ermiş olup, adi ortaklığı temsilen işbu fesih tarihi itibariyle hiçbir yetkileri yoktur. İşbu fesih sözleşmesi ve yetki kaldırmaya dahi fesilname ticaret sicil gazetesinde yayınlanacaktır. Adi ortaklığı oluşturan her iki taraf olarak birbirimizden herhangi bir hak ve alacağımız yoktur. İşbu adi ortaklığı oluşturan her iki taraf fesih tarihinden itibaren ortaklığı borçlandırıcı hiçbir işlem yapmayacağını ve yapmadıklarını, çek, senet vs.kıymetli evrak düzenlemediklerini ve düzenlemeyeceklerini beyan, kabul ve taahhüt ederiz" şeklinde beyan ve taahhütte bulunmuşlar ve dilekçeleri ekinde dosyaya sunarak adi ortaklık sözleşmelerini anlaşarak fesih ettiklerini beyan ve kabul etmişlerdir....

            adi ortaklığı kötü yönettiği kendi menfaatine hareket ederek adi ortaklık zararına sebep olduğuna yönelik iddiaların davacı tarafça ispatlanamaması nedeniyle davacı tarafça adi ortaklığın feshi ve davalı şirketin adi ortaklığı yönetim yetkisinin kaldırılmasına yönelik davaların reddine, davacı ...'...

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2018/118 Esas, 2020/191 Karar sayılı dosyasında 03/11/2020 tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalının amca çocukları olduklarını, davacıyla davalının belirli bir dönem adi ortaklık ilişkisi kurduklarını, adi ortaklığın davacıya ait (Karadağlar Seramik-Osman Karadağ) isimli şahıs şirketi üzerinden gerçekleştirildiğini, tarafların adi ortaklık yaptığı dönemlerde bir kısım taşınmazları ortaklık adına satın aldıklarını, dava konusu taşınmazında adi ortaklık döneminde adi ortaklık adına alındığını, tarafların adi ortaklığı kendi iradeleri ile sonlandırdıklarını ve ortaklığa ait malları kendi aralarında taksim ettiklerini, yapılan taksime göre dava konusu taşınmazın davacıya kaldığını, buna karşılık dava dilekçesinde belirtilen diğer taşınmazların davalıya bırakıldığını, davalıdan alacaklı olduğu 8.000 DM...

              Davacı, davalı ile adi ortaklık kurduklarına ilişkin olarak tanık dinletmiş ise de, davalı tarafın tanık dinlenmesi hususunda muvafakati bulunmaması nedeni ile dinlenilen bu tanık beyanlarının hükme esas alınması mümkün olmayıp, davacının davalı ile aralarında adi ortaklık bulunduğu iddiasını yazılı delille ispat edemediği" gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir....

              HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda yer alan maddelerin birlikte değerlendirilmesinden, adi ortaklıklarda mal teslimi ve hizmet ifası adi ortaklık tarafından yapıldığından, katma değer vergisinin mükellefi adi ortaklık olacak, beyanname ortaklık adına düzenlenecek, ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle vergi dairesine verilecek, ancak verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir. Aynı zamanda adi ortaklıklar Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen bütün mükellefiyetleri yerine getirmek zorundadırlar. Bu açıdan, Kanun'un belirtmiş olduğu belge düzenine uymaları, yani, fatura, gider pusulası gibi belgeleri bastırmaları, defter tutmaları, kullandıkları defter ve belgeleri zamanaşımı süresi içinde muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmeleri gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu