Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesince verilen 16/02/2011 tarihli ve 2009/6002 E. 2011/887 K. sayılı düzelterek onama ilamıyla davalı ile arasında "adi ortaklık" olduğunun belirtildiğini, davalının yargı kararıyla varlığı belirlenen adi ortaklığa sadece emeğini koyduğunu ileri sürerek; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile 3, 4 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin adına tesciline, olmazsa tasfiyenin icrasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; davacı ile yaptığı devir sözleşmeleri gereğince inşaatları tamamladığını, dairelerin kendisine ait olduğunu, devir sözleşmesinde adi ortaklık iradesi olmadığı gibi borç altına giren ve hak sahibi olan tarafın kendisi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

    HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, adi ortaklık tesbiti iddiasına dayalı olarak açılmış, ıslah yolu ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talep edilmiştir.Dosyada ,tarafların tacir olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Adi ortaklığın konusu ,ortak inşaat yapım işi olduğu beyan edilmiştir. Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzel kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını veya emeklerini) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur....

    Noterliği' nin 04.01.2011 Tarih ve 54 Yevmiye Numaralı "Adi Ortaklık Sözleşmesi" akdedildiğini belirterek, bu adi ortaklık ilişkisi nedeniyle ayrı ayrı kar payı ve demirbaş bedeli talebinde bulunmuşlardır. Adi ortaklık, 6098 sayılı TBK.'nun 620. vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. 620/1 md.). Davacıların, adi ortaklıktan kar payı ve demirbaş bedelini istemesi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemi niteliğindedir. O halde mahkemece; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir....

    Bunun dışında adi ortaklık için yapılan bir masraf ve adi ortaklığın bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin davalıya vekaletname verdiğini, adi ortaklığın amacının sözleşme süresi içinde ve dışında gerçekleştirilmediğini, taşınmazların alınmadığını, sözleşme ile kararlaştırılan 4 kişilik diğer adi ortaklığın 12 ay içerisinde kurulmadığını ve ortaklar adına herhangi bir taşınmaz satın alınmamış olduğunu, adi ortaklık amacının yerine getirilmeden sona erdiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan sermaye koyma borcunu da yerine getirmediğini, sermaye payının muaccel olduğunu, bu nedenle adi ortaklığın tasfiyesine , müvekkilinin adi ortaklık için koyduğu sermaye bedelinin alacak davası olarak şimdilik 400.000,00 TL'lik kısmının tasfiye payı olarak 28/08/2016 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine ve cezai şart olarak belirlenen 28/08/2016 tarihindeki değeri 500.000,00 TL olan bir taşınmazın davalı tarafından müvekkiline devrine, bu mümkün değil ise 500.000,00...

    MAHKEME KARARI Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 21.04.2004 tarihli sözleşme ile beş yıl süreli adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, adi ortaklığın bu süre dolmadan tek taraflı olarak feshedilemeyeceği, dava tarihi itibariyle ortaklık ilişkisinin halen devam ettiği, bu nedenlerle davalının ortaklığa tahsis ettiği dükkanları ve makinaları kendi adına işletmesinin ve kullanmasının haksız olduğu, karşı davada talep edilen hususların ancak adi ortaklığın usulüne uygun olarak feshinden sonra tasfiye kararıyla hükmedilecek alacak niteliğinde olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile davalının ortaklığa konu taşınmazlara ve makinalara el atmasının önlenmesine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Birinci Bozma Kararı 1. Mahkeme kararına karşı, davalı/ karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay (Kapatılan) 13....

      bağlılık ilkesi kapsamında davacı tarafın dayanmış olduğu sözleşme ile adi ortaklığın tasfiye edilmeksizin davacı tarafa herhangi bir hak ve alacak sağlamayacağı gerekçesiyle ,davanın reddine karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin içerik itibariyle adi ortaklık sözleşmesi olduğu, adi ortaklığın tasfiye sonucunda belirlenecek alacak veya kar payının ortaklara dağıtılabileceği, adi ortaklık sonlandırılmadan adi ortaklık sözleşmesine göre herhangi bir talepte bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş ise de ,olayda davacı ... (......

        Davacı vekili beyanında taraflar arasında adi ortaklık olduğunu, üçüncü kişilere karşı herhangi bir borç ve alacak bulunmadığı, taraflar arasında yapılmış olan 30/08/2000 tarihli el yazılı sözleşme ile adi ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaştıkları, anlaşmada davacının alacağı daire ve dükkanların açıkça belirtildiği ve bu suretle de adi ortaklığın sona erdirildiği, yazılı sözleşmede belirtildiği üzere tarafların tasfiye hususunda anlaştığı beyan edilmiştir. Taraflar arasında yapılan 10/08/1998 tarihli sözleşmenin sona erdiği kanaatine varılmış, davacı tarafından bunun aksini ispatlayacak şekilde herhangi bir bilgi, belge yada tanık beyanı sunulmadığından taraflar arasındaki sözleşmenin ortadan kalktığı ve tasfiyenin gerçekleştiği sonucuna varılmıştır. Davacının talep etmiş olduğu 1 ve 8 numaralı bağımsız bölüm olan dükkanların yarısının bedelini ödediğine dair herhangi bir belge sunamadığından ödenmemiş olduğu kabul edilmiştir....

          Davalı, davacı ile yaklaşık 45 sene ortak olarak terlik ve ayakkabı imalatında çalıştıklarını, işyerinde bulunan mallar ve makinelerle ilgili aralarında herhangi bir anlaşmanın mevcut olmadığını, davacının % 50 ortak olduğunu, ortaklık hissesini davacının satın almaya hazır olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının ecrimisil talebinin kabulüne, diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2011/9629-18256 e.k. sayılı 07.12.2011 tarihli ilamıyla;“Davacı ile davalı arasında adi ortaklık kurulduğu ve bunun tasfiye edilmediği tarafların kabulündedir. Davacının bu davadaki istek kalemleri nazara alındığında adi ortaklığın fesih ve tasfiye talebini de içerdiği kabul edilmelidir. Hal böyle olunca taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkinin B.K nun 520 vd maddeleri gereğince tasfiyesini gerektirir. ...........

            , davalılar tarafından müvekkilinin getirmiş olduğu katılım payı, kar payı ile vermiş olduğu avans ve masraf gibi kalemler müvekkiline iade edilmeden ortaklık ilişkisinin tek taraflı olarak sonlandırıldığının bildirildiğini ileri sürerek, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin feshi ile tasfiyesi, tasfiye neticesinde müvekkilinin ortaklık için vermiş olduğu katılım payının iadesi ile ortaklık için verdiği ve yaptığı avans/masraf/giderin TBK'nın 627/2 maddesi uyarınca işlemiş faiziyle müvekkiline ödenmesi, TBK'nın 627/3 maddesi gereği sarf ettiği emek için takdir edilecek ücret ile adi ortaklığın etmiş olduğu kardan müvekkilinin payının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Tarafların beyanları ve dosya kapsamından taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi sonlandırıldığına göre davacı-birleşen dosya davalısı şirketin adi ortaklık sözleşmesi gereği yaptığı teminat mektubu avans ödemeleri ve diğer masraflar ve bunların dışındaki katkı payları ile varsa davalı-birleşen dava davacısı adi ortak şirketin, adi ortaklık ilişkisine para, emek ve hizmet suretiyle yaptığı katkıların karşılığı belirlenip davalının adi ortaklık nedeniyle elde ettiği kazanç miktarı da tespit edildikten sonra yanlar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi ile Türk Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve devamı maddelerindeki düzenlemelerine göre Mahkemece adi ortaklık tasfiye edilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun karar verilmesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 643. maddesi gereğince zararın da ortaklar arasında paylaştırılması gerektiği gözönünde tutularak davanın sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile tasfiye işlemi yapılmaksızın sadece...

                UYAP Entegrasyonu