Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın müvekkilin hisse sahipliğini kabul etmemeye başladığını, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğundan bu yana kar payı dağıtılmadığını, müvekkil kendisi 2019 ve 2020 mizanları ile  kar payı seviyesinde pay hesaplamalarını hazırlamış ve mizanlar üzerinden kar payı toplantısı yapmayı davalıdan ısrarla istemiş ancak davalı buna yanaşmadığını ve herhangi bir kar payı ödemesi yapmadığını, ... müvekkilin zararına sebepsiz olarak zenginleştiğini belirterek, adi ortaklık payının tespiti ile ortaklığın feshine karar verilerek tasfiye edilmesine, tasfiye payına karşılık olarak fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkile verilmesine, davalıların banka hesaplarına mal kaçırma ihtimaline binaen tedbir konmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargıtay .........

    Mahkemece, davacının sermaye payını aldığı ve tüm ortakların adi ortaklığın feshini istedikleri gerekçesi ile adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine, davacının ortaklıktan ayrılma payı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2010/4623-5649 2-Davacı, ortağı olduğu “... ve ortakları” adi ortaklığının feshi ve tasfiyesi ile ortaklık payını talep etmiş; davalılar ise, adi ortaklığının daha önce tarafların anlaşması ile son bulduğunu, davacının kendisine düşen payı fazlasıyla aldığını savunmuşlardır....

      Kaymakamlığına ait inşaat işlerinin yapımı hususunda davalı ile 30.05.2012 tarihli adi ortaklık sözleşmesini imzaladığını, müvekkilinin 40.000 TL katılım payı ve emeği ile ortaklığa katıldığını, sözleşmede işlerin başlangıç, bitim ve kesin kabul anlaşmalarının beraber yürütüleceği ile işlerin kabulü ve hakedişlerinin alınmasını müteakip genel hesaplamalar yapıldıktan sonra hasıl olacak karın 1/2'sinin ve koymuş bulunduğu katılım payının müvekkiline ödeneceği hususlarının kararlaştırıldığını, sözleşme gereğince tarafların üstlendikleri işlerin tamamlandığını ve hakedişlerin davalı tarafından tahsil edildiğini, ancak koymuş olduğu katılım payı ile kar payının müvekkiline ödenmediğini ileri sürerek; adi ortaklığın feshi ile müvekkilinin katılım payı olarak koyduğu 40.000 TL'nin 28.06.2012 tarihinden, (şimdilik) 1.000 TL kâr payı alacağının ise dava tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiş, 26.01.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile kar payı alacağı istemini 28.228 TL'ye yükseltmiştir...

        Mahkemece, davalının sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğinin kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının adi ortalık sözleşmesi hükümlerine uymadığını ileri sürerek ortaklığın feshi ve 20.000 USD cezai şart karşılığı 28.000 TL nın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacı ile aralarında düzenlenen 12.04.2008 tarihli ortaklık sözleşmesine herhangi bir itirazda bulunmamış olup, yalnızca sözleşmenin noterde düzenlenmediğini ve aralarında ortaklık sözleşmesinin kurulmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Oysa ki adi ortaklık sözleşmesinin noter huzurunda düzenlenmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme 2013/57 - 2013/14389 bulunmamaktadır....

          tespitine, adi ortaklık ilişkisinde davalıya sermaye payı olarak fazla ödendiği tespit edilen 57.071,23 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak şirket adına ödeme yapan davacı ...'...

            MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A.Mahkemece Verilen ilk Karar Mahkemece 17.09.2015 tarihli ve 2014/46 E., 2015/694 K. sayılı kararıyla; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 25.04.2017 tarih, 2015/14745 E., 2017/2416 K. sayılı ilamı ile “taraflar arasında düzenlenen Ticari Ortaklık Payı Devir Sözleşmesidir başlıklı sözleşmeyle davacı ... TGM Madencilik San. A.Ş. ile yapmış olduğu adi ortaklıktaki ortaklık payını 200.000,00 TL bedel mukabilinde davalıya devrettiği, devredilen ortaklık payı bedelinin 4 eşit taksitle ödenmesi ve ödemeden sonra ortaklıktaki tüm hak ve borçların devralana devir ve temlik edileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 3-b maddesine göre ödemelerin vadesinde ve belirtilen miktarda yapılması halinde devir eden ...'nun adi ortaklıktaki payı sona erip tüm hak ve borçların davalı ...'...

              Dairenin 18.12.2018 tarihli ve 2017/1001 E., 2018/12892 K. sayılı ilamıyla; (1) numaralı bentle davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, "...2-...taraflar arasında düğün salonu işletmek üzere adi ortaklığın kurulduğu ve işletmenin bir süre taraflarca birlikte çalıştırıldığı ortadadır. Esasen, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Diğer taraftan, ortaklığa konu işletmeye ait kira sözleşmesinin sadece davalı tarafından imzalanmış olması, adi ortaklık sözleşmesinin varlığını ve geçerliliğini etkilemez. Ne var ki, davacının ortaklık payı için verdiği çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve bunun yanında çekin iadesini istemesinin, hukuksal nitelikçe ortaklığın bozulması (feshi) anlamında olduğunun kabulü gerekir. Zira, iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanan adi ortaklık sözleşmesinin, ortaklar arasında var olan karşılıklı ... ilişkisinin bozulması nedeniyle feshi istemi, aynı zamanda tasfiyeyi de kapsar....

                Adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK md 620/1). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur. Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba, katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Somut olayda, tarafların bir ticari işletme işleterek gelir elde etmek amacıyla bir araya geldikleri ve bu kapsamda ortak faaliyette bulundukları anlaşılmaktadır....

                Mahkemece;davacının TMK'nun 6.maddesi kapsamında öncelikle adi ortaklık sözleşmesi gereğince kararlaştırılan sermayeden hissesine düşen 10.000 TL'yi ortaklık sermayesi olarak davalıya ödediği iddiasını ispatlaması gerektiği, bu konuda davacının yazılı belge sunmadığı, davalının ise teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiği ve davacının bu nedenlerle davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemlidir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

                  (II) Davacı vekili taraflar arasında Foça Noterliğinin Mayıs 1999 tarih 2222 yevmiye nolu düzenleme şeklinde ortaklık sözleşmesi yaptıklarını ileri sürmüş, buna karşılık davalı vekili ortaklık sözleşmesinin yok hükmünde olduğunu zira ticaret sicil gazetesinin 09/01/1996 tarih 3953 sayılı Gazetesi incelendiğinde ortaklık sözleşmesine konu büfenin kuruluşunda Aktaşlar Gıda Malzemeleri ve Turizm Tic.Ltd. Şirketinin konusunu teşkil ettiği Mürteza Aktaş ve T3 olduğu düzeltme beyannamesi ile unvanının Özlem Gıda Mal. ve Turizm Tic.Ltd.Şti olarak değiştirildiği ve bu şirketin faaliyetinin 2005 yılına kadar devam ettiğini ortaklık sözleşmesinin imzalandığı sırada müvekkili adına işyeri kaydı bulunmadığını sözleşmenin mutlak butlan ile batıl olduğunu savunmuştur. Kural olarak adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir.Ancak uyuşmazlık çıktığında adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer....

                  UYAP Entegrasyonu