Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, taraflar arasında %50 pay oranında 2006-2010 yılları arasında adi ortaklık kurulduğunun tespiti ile adi ortaklığa ilişkin olarak, davacının oluşan 592.212,01 TL net (gelir vergisi alınmış) kâr payı ve 1.023.069,66 TL ortaklık payı toplamı 1.615.281,67 TL alacağın 200.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 04/02/2011 tarihinden, 1.415.281,67 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, böylece taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesine, 50.000,00 TL geçici ödemenin davacıya yapılacak ödeme miktarından mahsubuna karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca...

    Somut olayda davacı, iş bu dava ile adi ortaklığa konu işletmeye davalı tarafından alınmadığını belirterek işletmede bulunan demirbaşlara ilişkin payını talep etmiştir. Davalı ise, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için dava açıldığını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Görüldüğü üzere, taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesinin bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

      Mahkemece taraflar arasında 15.05.2008 tarihinde adi ortaklık sözleşmesinin yapıldığı ve davacının 60.000.00 TL ortakılk sermayesi koyarak bunu davalıya verdiği ancak ortaklık zarar ettiğinden kafenin kapatıldığı sabit görüldüğünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 2. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Taraflar arasında 15.05.2008 tarihli protokol ile adi ortaklık kurulduğu sabittir.Bu protokole göre ... internet cafe...adına kayıtlı olsa da işyerinin ... ve ...'a ait olduğu, bu ortaklıkta %75 ortaklık payı ...'ya % 25 ortaklık payı ...'...

        ün şirketteki ve şirketin bileşeni adi ortaklıkta yönetim ve temsil yetkisini şirket menfaatine aykırı kullandığı, özen ve basiret dışında haksız rekabete dair hükümleri de kötü niyetli olarak ihlal ettiği, şirketi zarara uğrattığı, şirketin ve adi ortaklığın üstlendiği iş ve sözleşmeleri diğer davalı ... Ltd.'ye tahvil ettiği, bu sebeple şirketin tesisat malzeme-kurulumlardan şimdilik 40.000-TL menfi zarara uğradığı, adi ortaklığın feshedilerek şirket işlerinin ......

          Adi ortaklıkta her ortak ortaklığa ortak amacı gerçekleştirmek için belirli bir mal veya emekten oluşan bir ortaklık payı koymayı üstlenir. Ortaklık payı, adi ortaklığın zorunlu unsurudur. Aynı türden katılım payı koyma zorunlulukları yoktur. Ortaklar, koymayı üstlendikleri katılma payının nitelik ve miktarını, adi ortaklık sözleşmesinde hukuk düzeninin sınırları içinde serbestçe kararlaştırabilirler (Eren, sayfa 834-835) . Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle, adi ortaklık hak ve fiil ehliyetine sahip değildir. Hak ve fiil ehliyeti olmadığı için adi ortaklık onların birer alt türü olan taraf, dava ve takip ehliyetine de sahip değildir. Dolayısıyla, adi ortaklık tarafından açılacak davaların ortakların tümü tarafından açılması gerektiği gibi, adi ortaklık aleyhine açılacak davaların da, ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Bu bakımdan aktif ve pasif dava ehliyeti yönünden ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır....

            Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda; Davacı tarafın adi ortaklığın tespiti talebinin kabulü ile davacı ile davalı taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunun TESPİTİNE Taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin feshi ve tasfiyesi TALEBİNİN KABULÜ İLE, 60.000,00TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilde tekerrür oluşmadan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir....

              Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda ; Davacı tarafın adi ortaklığın tespiti talebinin kabulü ile davacı ile davalı taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunun TESPİTİNE Taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin feshi ve tasfiyesi TALEBİNİN KABULÜ İLE, 60.000,00TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilde tekerrür oluşmadan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir....

              Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir. Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK.nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın taleplerinin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini kapsadığı, tarafların hak ve yükümlülüklerinin saptanmadığı görülmektedir....

                Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklı tapu iptali tescil ve alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

                  DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava, adi ortaklığın feshi ile tasfiyesi ve adi ortaklık sözleşmelerine dayalı alacak davasıdır. Bilindiği üzere Asliye Mahkemeleri, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesi'nce çözümlenir....

                    UYAP Entegrasyonu