Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir. Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

    Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda, davacı taraf; taraflar arasında 07/02/2011 tarihli adi ortaklık sözleşmesi akdedildiği, bu kapsamda davacı tarafça ortaklık ilişkisi nedeniyle 14.300 TL nakit sermayenin dava dışı eşi tarafından davalıya teslim edildiği ve toplamda davalıya 19.900 TL ödendiğini iddia etmiş; davalı ise,davacının 11.144,15 TL ödeme yaptığını ve bunun büyük kısmının ise ortaklık giderlerine ait olduğunu ifade etmiş,her iki taraf da aralarındaki ortaklık ilişkisinin feshedildiğini ifade etmiş olmakla, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi sona erdiğinden, tasfiyenin de mahkemece bizzat yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar....

      Uyuşmazlığın çözümü, davacı tarafından dayanılan adi ortaklık sözleşmesinin hukuki tanımı, kurulma aşaması ve ispatında toplanmaktadır. Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK md 620/1). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzel kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (katılım paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur. Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba (affectio societatis), katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir.Adi ortaklık sözleşmelerinin kuruluşu bakımından, ortakların esaslı noktalarda uyuşması gerekir (TBK md 2/1)....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve tasfiye payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır....

        Esas sayılı kamu davası görülmüş ve her iki davada da davacının adi ortaklık iddiası ve bu husustaki talepleri reddedildiğini, işbu davanın konusu Adi Ortaklık Kar Payı'nın tahsili olup, yukarıda bahsi geçen hukuk dosyasının konusu ise adi ortaklığın tespiti, markanın mülkiyetinin yarısının davacıya devri ve davacı tarafından davalıya verilen 150.000.00-USD'nin şimdilik 50.000 USD'sinin tahsili olduğunu, özetle; ......

          Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Uyuşmazlık konusu, adi ortaklık ünvanının iktisadi değerinin tasfiye payı hesaplanırken dikkate alınıp alınmayacağı ve tasfiye ile birlikte hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin belirlenme oranları hakkındadır. Mahkemece, 818 sayılı BK'nunun 520 vd maddeleri ile ... .... H.D.'nin konu ile ilgili içtihatları da dikkate alınarak ayrıntılı ve denetime elverişli birlirkişi raporları doğrultusunda adi ortaklığın tasfiye payının belirlendiği ancak tasfiye payı belirlenirken adi ortaklığın ünvanı olan "......." ünvanının iktisadi değerinin belirlenmediği ve tasfiye payına eklenmediği anlaşılmaktadır....

            Taraflar arasında davalı tarafından işletilmekte olan demirdöküm servisine davacının da ortak olması konusunda 31.08.2005 tarihli adi ortaklık sözleşmesi yapıldığı,davacının davalıya 10.000,00 YTL ödediği hususu tartışmasızdır. Davacı açtığı dava ile adi ortaklığın sona erdiğini bildirerek ortaklık nedeniyle ödediği paraların tahsilini talep etmekte, davalı ise davacının kusurlu olduğunu bu nedenle ödediği parayı isteyemeyeceğini, işyerini kapattığını, faaliyette olduğu dönemde zarar ettiğini ileri 2007/8149-9483 sürmektedir. Taraflar arasında adi ortaklığın varlığı ve bunun fiilen sona erdirilmiş olduğu, tasfiye ve fesih işlemlerinin yapılmadığı tartışmasızdır.Davacı tarafından dava dilekçesinde ödediği sermayeyi talep etmiş olması adi ortaklığın feshi ve tasfiyesinin de istediği anlamını taşımaktadır. Yanlar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için öncelikle adi ortaklığın mahkemece tasfiyesinin yaptırılması gerekir....

              Öyle ise ortaklık malları nasıl tasfiye edilecekse davalı adına kayıtlı taşınmazında aynı şekilde tasfiye edilmesi gerekir. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ait bir taşınmazın yarı payının bedelinin istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiyeyi de kapsar.Uyuşmazlık için maddi ve hukuki vaka bu şekilde değerlendirildiğinde inceleme bu yönde yapılmalıdır. Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)...

                Mahkemece, davalıların kendi aralarındaki adi ortaklığı 21.10.2006 tarihinde sona erdirdikleri, davalı ...’nin ortaklık hissesini diğer davalıya devrederken ortaklık dönemine ilişkin haklarını saklı tutmadığı ve bu nedenle ...’dan kâr payı talebinde bulunamayacağı, ...’nin kâr payı talebinde bulunamayacak olması nedeniyle ...’den alacaklı olan davacılarında talepte bulunamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar eldeki davada, davalılar tarafından oluşturulan adi ortaklığa verdikleri malzemeler karşılığında davalı ... tarafından keşide edilen çeklerin bedelinin ödenmemesi nedeniyle, adi ortaklığın tasfiyesi ile, tasfiye sonunda davalı ...’ye ödenecek tasfiye bedelinden alacaklarının tahsilini istemişlerdir....

                  daire ve dükkanların paylaşılacağının kararlaştırıldığı, inşaatın bitiminden sonra davalının 11 daire ve 3 dükkanın tapusunu aldığı, davacıya da 1 daire verdiği, bunun üzerine davacının davalı aleyhine 20.08.1996 tarihinde Ortaklığın Feshi, Tapu İptal ve Tescil ve İstirdat davası açtığı, ortaklık sözleşmesi gereğince davalının kendisine 1 adet dükkan ve 1 daire daha vermesi gerektiğini ileri sürdüğü, mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu, davacının adi ortaklık sözleşmesinin kendisine yüklediği tüm edimleri yerine getirdiği gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidildiği, arsa sahibi olan ... adına tapuda kayıtlı olan 21 nolu dükkan ve 7 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaliyle davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 31.03.2008 tarihinde kesinleştiği görülmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu