"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -KARAR- Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 6545 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 14/2-a bendinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme de gözetilerek temyizin kapsamının esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 3. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir....
Davalı vekili; inşaatın hiçbir bölümünün adi ortalık tarafından tamamlanmadığını, hem tanık beyanlarından hem yapı ruhsatından yapının arsa malikince inşa edildiğinin anlaşıldığını, zamanaşımı başlangıcının deprem sonrasında kat izninin düşürülmesiyle sözleşmenin imkansız hale geldiği tarih olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (6101 sayılı Kanun) 1 inci maddesi; “Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/634 Esas KARAR NO : 2022/573 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/11/2019 KARAR TARİHİ : 27/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; ... A.Ş. ile davalı ... Tic. A.Ş. konut inşaati için adi ortaklık kurduğunu, müvekkili şirketten malzemeler satın alıhdığını ve adi ortaklık adına farura düzenlendiğini, vadesi gelen faturaların ödenmemesi ükerinc toplam 24 adet farura karşılığı 80.462,50.-TL için adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından oluşturan şirketlere karşı icra takibi başlatıldığını, takip borçlularından ... A.Ş. Nin borca itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, davalı ... Tic....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, taraflar arasındaki adi ortaklığa dayanan sözleşmelerin feshi, tazminat ve senedin iadesi isteklerine ilişkin olup; Mahkemece dava konusu 28 no.lu bağımsız bölümün inançlı işlem hukuksal nedeni ile davalıya devredildiği, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, ancak bu ortaklık gereği birlikte yapılan işin zararla sonuçlandığı, bu nedenle davalının ancak verdiğini geri isteyebileceği, olmayan kâr payının talep edilemeyeceği, sonradan yapılan 08.12.2009 ve 13.01.2010 tarihli protokollerin geçersiz olduğu, inanç sözleşmesine konu bedel ödenmekle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü gerektiği, bilirkişi raporu ile fazla ödendiği tespit edilen 57.071,23 TL'nin davalıdan tahsili ile davacı ...'...
eksik sermaye koyduğu iddiası ile yönlendirdiği karşı itirazın iptali davalarının da hukuk, akıl ve mantık ile izahı olmadığını, somut olayda bir taraftan davalı adi ortaklık ortakları adi ortaklık sermayesini ve adi ortaklığın içerini, şaibeli mal ve hizmet alımları, kaçak inşaat inşası ile boşaltmakta(adi ortaklığın pasifini arttırmakta) iken, diğer taraftan adi ortaklığın gelir elde etmesini, borçlarını ödeyip kar elde etmesini de önlediklerini, müvekkili yapılan usulsüz satışların iptali, her halükarda oluşan zararların tazmini ve en son toplu halde yapılan devirler sebebi ile tedbir talepli olarak yapılan devirlerin iptali ile hakkının hissesi oranda tescili ve her halükarda tazmini talepleri ile aşağıda izah edeceğimiz asıl ve birleşen davaları açmak zorunda kaldığını, ..., ... ve ... ile Beyoğlu .......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/09/2020 NUMARASI : 2019/533 E - 2020/443 K DAVA KONUSU : Alacak (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri T1 ve T2 ile T1 ve Abdülsamet SEVER'in birlikte yaklaşık 30 yılı boyunca 4 kardeş olarak adi ortaklık hükümlerinde kuyumculuk işi ile uğraştıklarını, bir kısım taşınmazları ticari ortaklık adına satın aldıklarını, taşınmazların ailenin büyükleri olan T1, bir kısmı ise Abdülsemet SEVER adına tescil edildiğini, bilahare müvekkillerinin anlaşarak adi ortaklığın sona ermesine karar verdiklerini, ağabeyleri olan Abdulsemet SEVER üzerinde kayıtlı bulunan adi ortaklığa ait gayrimenkuller ile bir kısım alacakların tasfiyesine karar verdiklerini, uzun görüşmeler sonnuda görüşmeler...
Davanın konusunun, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi dolayısıyla ve sözleşmeden kaynaklı yüklenicinin sözleşme gereği alması gerekli taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili talebini içerir tapu iptal ve tescil davası, birleşen davanın konusunun da eser sözleşmesinden kaynaklı inşaat ipoteği tesisi, birleşen diğer davanın konusunun da eser sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali, sözleşmenin iptali dolayısıyla tapu iptal ve tescil, bu talep kabul görmediği takdirde tazminat istemine ilişkin alacak davası olup, her ne kadar mahkemece alacağa hükmedilmiş ise de temelde davanın tapu iptal ve tescile ilişkin olduğu, taşınmazın aynına ilişkin olması nedeni ile kesinleşmeden takibe konulmasının da mümkün olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince takibin iptaline yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf talebinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, Dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı --- davacının dayandığı --- tarihli sözleşme ve----- tarihli ek protokolde imzasının bulunmadığını, diğer davalının yetkilisine ait imza olduğunu, davacının yetkisiz temsile ilişkin hükümler uyarınca diğer davalıdan talepte bulunabileceğini, taşınmazın mülkiyetinin devri borcunu doğuran sözleşmelerin noterden düzenlenmesi gerektiğini, dayanak sözleşme ve protokolün adi yazılı olduğunu, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının devrini talep ettiği taşınmazların kendi alıcılarına devredildiğini, daire teslim ve zilyetliğinin devri tutanaklarındaki imzalarında kendisine ait olmadığını, davacıya cari hesaptan kaynaklı bir borçta bulunmadığını savunmuştur....
Davalı --- davacının dayandığı --- tarihli sözleşme ve----- tarihli ek protokolde imzasının bulunmadığını, diğer davalının yetkilisine ait imza olduğunu, davacının yetkisiz temsile ilişkin hükümler uyarınca diğer davalıdan talepte bulunabileceğini, taşınmazın mülkiyetinin devri borcunu doğuran sözleşmelerin noterden düzenlenmesi gerektiğini, dayanak sözleşme ve protokolün adi yazılı olduğunu, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının devrini talep ettiği taşınmazların kendi alıcılarına devredildiğini, daire teslim ve zilyetliğinin devri tutanaklarındaki imzalarında kendisine ait olmadığını, davacıya cari hesaptan kaynaklı bir borçta bulunmadığını savunmuştur....
Davalı --- davacının dayandığı --- tarihli sözleşme ve----- tarihli ek protokolde imzasının bulunmadığını, diğer davalının yetkilisine ait imza olduğunu, davacının yetkisiz temsile ilişkin hükümler uyarınca diğer davalıdan talepte bulunabileceğini, taşınmazın mülkiyetinin devri borcunu doğuran sözleşmelerin noterden düzenlenmesi gerektiğini, dayanak sözleşme ve protokolün adi yazılı olduğunu, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının devrini talep ettiği taşınmazların kendi alıcılarına devredildiğini, daire teslim ve zilyetliğinin devri tutanaklarındaki imzalarında kendisine ait olmadığını, davacıya cari hesaptan kaynaklı bir borçta bulunmadığını savunmuştur....