WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- KARAR - Davacı vekili, dava dışı arsa sahipleri ile davacı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacı ile davalı gerçek kişiler arasında ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, buna göre inşaatın ortak olarak yapıldığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin diğer davalı şirkete devredildiğini, ortaklıktan kaynaklanan haklarının verilmediğini ileri sürerek, davacıya isabet edecek bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini, mümkün değilse değerlerinin tahsilini ya da yaptığı masrafların tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporundan,davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini davalı şirkete devrettiği, ortaklık sözleşmesi yapıldığında davacının kaba inşaatın ne kadarını yaptığının tespitinin mümkün bulunmadığı, devir sözleşmesinde, ortaklık sözleşmesinden bahsedilmediği, böylece, davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

    Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/... md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar.Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

      Davada, taraflar arasında kurulan 28.05.2006 tarihli "Ortaklık Sözleşmesi"nin feshi ve sözleşme gereğince davalı tarafta kalan satış bedelinden payının tahsili talep edilmektedir. Davanın bu niteliğine göre uyuşmazlık, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebine yöneliktir. Davacı ile davalı arasında adi ortaklık kurulduğu ve bunun tasfiye edilmediği tarafların kabulündedir. Davacının bu davadaki talepleri dikkate alındığında davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiye talebini içerdiği kabul edilmelidir. Buna göre, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin B.K nun 520 vd. (TBK'nun 620 vd.) maddeleri gereğince tasfiyesi ile çözümlenmesi gerekir. BK'nun 538. (TBK'nun 642.) maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan ana para ve kâr payı alacağı istemine ilişkindir.Dosya içerisinde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 26.10.2004 tarihli 2004/7083 Esas,2004/15480 Karar sayılı bozma ilamı bulunduğu halde dosyanın aynı dairenin 14.09.2004 tarihli kararı ile ticari kira ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı ile Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca dosyanın temyizinceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, ortaya çıkan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

          Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            Mahkememizce taraf iddia ve savunmaları incelenmiş, deliller toplanmış, davacının alacaklı olduğu, ------ sayılı dosyasında davacının ------ aleyhine yaptığı icra takibinin kesinleştiği, bilahare ----tarafından ---------- Karar sayılı dosyasında davacımız --- aleyhine bu icra takibine konu alacak için menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının reddedildiği, --------- sayılı hükmüyle istinaf taleplerinin reddedilip kararın kesinleştiği, böylece davacının davalılarımızdan ----------alacaklı olduğunun sabitlendiği görülmüş; Dosyaya davalılar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin sunulduğu, ortada yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu, kaldı ki, adi ortaklığın bulunmadığı yolunda herhangi bir davalı savunmasının da olmadığı nazara alınarak davalılar arasındaki adi ortaklığın mevcudiyeti de kabul edilmiş; Oluşan duruma nazaran mahkememizce adi ortaklığın tasfiye süreci başlatılmış, adi ortaklığa tasfiye memuru olarak -------atanmış, Adi ortaklığın tasfiye süresi başladığında...

              Davalılar vekili dava dilekçesinde özetle;----- etmediklerini, davanın görev yönünden Asliye Hukuk Mahkemeleri yetki alanında olduğunu ve yetki itirazında bulunduğunu, davalı ----- davacı arasında imzalanan sözleşmenin adi ortaklık kurulmasına haiz nitelik ve geçerlilik şartlarında olmadığını, tarafların ileride kat karşılığı inşaat yapmayı hedeflediklerini gösterir niyetlerini ortaya koymak için adi yazılı belge niteliğinde olduğunu, davacı şirket tarafından ortaklık payı talep edilen davaya konu inşaata ilişkin arsa sahipleri ile sadece davacı arasında tanzim edilmiş ------şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki ---- iddia edildiği gibi adi ortaklık sözleşmesi yada ilişkisine dayalı olarak değil, -------- yevmiye numaralı ------ dayalı olarak davalı ---- kendisi tarafından ödenmiş olan bir bedel karşılığı devir ve temlik işlemi olduğunu, davacı ile davalı----- devir ve temlik ilişkisinin diğer davalı ----ilgisi olmadığını, davalı------- yargılama...

                Kat seviyesine getirdiğini, ancak davalının, inşaat ruhsatının kendi adına verilmiş olmasından yararlanarak denetim firmasına başvurarak inşaatı durdurduğunu belirtmesi üzerine, inşaatın belediye tarafından durdurulduğunu ileri sürerek, adi ortaklık sözleşmesinin feshini, tamamlanan inşaattan dolayı hak kazandığı katkı payı ve kâr payı ile protokol sonrası yapılan inşaattan dolayı hak kazandığı katkı payı ve kâr payı ile inşaat malzemeleri masrafları ve işçilik bedelinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000TL 'lik alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ..... 3 Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davadan feragat ettiğini, 01/03/2013 tarihinde imzalanan protokolde adi ortaklığın feshedildiğini, protokolün ilk iki maddesinin gereklerinin yerine getirildiğini, 3....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/555 sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 27/10/2022 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 13/08/2009 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre yurt dışında yaşayan müvekkilinin ortaklık payı olarak davalıya 340.000 İsveç Kronu, 1.051,40 gram altın ve 2.500,00 Euro ödeme yaptığını, sözleşmeye göre adi ortaklıktan elde edilecek gelirin yarı yarıya paylaşılacağını, davalı tarafından aradan geçen 11 yılın sonunda adi ortaklığın kar miktarının 700.000 TL olarak gösterildiğini, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davalının bu süreçte pek çok menkul ve gayrimenkul edindiğini , bir kısım işlemlerini başka şahıslar ve şirketler üzerinden yürüttüğünü, sermaye olarak konulan katkı...

                  DEĞERLENDİRME: Davacı tarafça taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi nedeniyle tarafların yüklendiği kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davalı tarafça yükümlülüklerin yerine getirilmediği,edimlerin davacı tarafça yerine getirildiği belirtilerek adi ortaklık tasfiyeye tabi tutulmaksızın davacı tarafça yapılan kısımlar ve davalı tarafça yapılması gerektiği halde yapılmayan karşılanması gerektiği halde karşılanmayan, davacı tarafça yapılan giderlerin tahsili, ve arsa sahipleri adına tescilli taşınmazın tapu kütüğüne adi ortaklık sözleşmesinin tescili , davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup; Taraflar arasında 01/06/2018 tarihli adi Ortaklık sözleşmesi bulunduğu, tarafların dava dışı arsa sahiplerinin ... İli, ... İlçesi, Şehit ......

                    UYAP Entegrasyonu