Dosya kapsamından; davacı ile davalının, aktariye dükkânı işletmek üzere, ortaklık kurdukları ve bu ortaklığın son bulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, adi ortaklığa koyduğu sermaye payı ile tasfiye payının tahsili talep edilmekle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642.maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
Mahkemece,davanın kısmen kabulüne, 27.322,20 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde yapılan ve bu ortaklık ilişkisine konu olan ... Restorasyonu inşaatı işinde kullanılan ve davacılara ait olduğu iddia edilen kereste bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda;taraflar arasında ... Belediyesi, ......
Taraflar arasında 01.08.2008 tarihli işbirliği sözleşmesi ve davaya konu 26.08.2008 tarihli protokol bulunmakta olup, dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu ortaklık amacının elde edilmesinin subjektif olarak imkansız hale geldiği, ortaklık ilişkisinin devamı artık mümkün olmadığından adi ortaklığın haklı nedenle feshi ile birlikte tasfiyesine, davalı ortak ... tarafından ortaklığa sermaye payı olarak 94.000,00 TL ile avans olarak toplam 11.760,00 TL ödemede bulunulduğunun kabulü ile toplam 105.760,00 TL’den; sözleşmenin 11 inci maddesi uyarınca, ortaklık giderlerinden katılmakla yükümlü olduğu 1.625,00 TL (¼ oranında) yakıt masrafının mahsubu suretiyle, kalan 104.135,00 TL’nin davalı ortak ...’ye tasfiye payı olarak ödenmesi gerekeceği gerekçesiyle; davanın kabulüne, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin feshine, davacının takip dosyasına konu edilen 138.420,08 TL tutarında davalı ... Halezleroğlu'na borçlu olmadığının tesbitine, davalı ......
Taraflar arasındaki sözleşme içeriği değerlendirildiğinde davacı ve davalı arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu açıkça anlaşıldığı gibi, gerek davacı gerekse de davalının beyanlarından da anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki adi ortaklığın fiilen son bulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır Bir ortak tarafından adi ortaklık için yapılan masrafların istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık için maddi ve hukuki vaka bu şekilde değerlendirildiğinde inceleme bu yönde yapılmalıdır. Mahkemece, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir....
Mahkemece; davacının, 60.000 TL sermaye konularak davalı ile adi ortaklık kurulduğu ve konulan sermaye ile adi ortaklık adına iş makinası alındığı hususlarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, iş makinası satın alınması ve çalıştırılması için kurulduğu ileri sürülen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında iş makinası satın alınması ve çalıştırılması amacıyla bir adi ortaklığın kurulduğu; gerek davacının iddiası, gerekse davalının 02.10.2014 ve 19.02.2015 tarihli celselerdeki ikrarı ile sabittir. Davalının adi ortaklığın yönetici ortağı olduğu da uyuşmazlık konusu değildir....
Her ne kadar mahkemece; " tarafların ihaleye ortak gireceğine " yönelik sözleşmeyle kararlaştırılan taliki şartın somut olayda gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin " iç ortaklık" şeklinde kurulduğu, ortaklığa ilişkin tüm resmi kayıt ve belgelerin davalı şirket adına düzenlendiği, davacının dış ilişkide gizli ortak olarak yer aldığı görülmektedir. Taraflar arasındaki " iç ortaklık " nedeniyle, tarafların birbirine karşı adi ortaklıktan doğan sorumlulukları ve talep hakları mevcut olup, davacı, iş bu davada, kar payı alacağı isteminde bulunmuştur. Kar payının tahsili davasının açılabilmesi için ortaklığın sona ermesine gerek yoktur. Ortaklık sona erdikten sonra, ortaklığın devam ettiği süreye ilişkin olarak bu dava açılabileceği gibi, ortaklık sona ermeden önce de bu davanın açılabilmesi olanaklıdır. Ortaklık sona erdikten sonra ise, artık ortakların kar ve zararı paylaştırma yükümü de ortadan kalkar....
Davalı vekili cevabında, adi ortaklığın 07.03.2011 tarihinde anlaşma ile sona erdiğini, davacının payının verildiğini, demirbaş malzemelerin adi ortaklığa ait olmadığını, .. A.Ş den kullanım hakkını aldıklarını, onları da 10.07.2009 tarihli sözleşme ile .. A.Ş ye iade ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece; bilirkişi raporuna göre 23.595.72 TL nın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 14.09.2006 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile cep telefonu, aksesuar, hat, kontör, vs. alım satımı yapılacağı, 1/2 şer ortak oldukları, daha sonra davacının ortaklıktan ayrıldığı, 07.03.2011 tarihli belge ile tarafların adi ortaklığı feshettikleri, davacının 90.020 TL, davalının 68.080 TL ödeyeceği ve bu hesaba belediye ve vergi giderlerinin dahil olmadığının açıklandığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, davalının borcunun 23.595.72.TL olduğu belirtilmiştir....
Şti. ne ait belgeler sunulmuş ise de şirketin ayrı bir tüzel kişiliği mevcut olup, adi ortaklık sözleşmesinde yer almadığından bu şirkete ait belge, faturaların bu dosya bakımından delil olarak kabul edilmediği, dava dışı söz konusu şirketin Yargıtay tarafından adi ortaklığa taraf olmadığının hüküm altına alındığı, adi ortaklık sözleşmesi ile davacının davalıya 102.000,00 TL sermaye verdiği, adi ortaklığın faaliyeti ile ilgili davalı ortaktan yapılan bir tahsilat beyanı, kâr payı talebi veya bu yönde yazılı belge ibrazı olmadığı, davalı tarafından da aksi yönde bir beyanın olmadığı, davacı ortağın katılım payı alacağı 102.000,00 TL kadar davalı ortaktan alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, 102.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Davacı her ne kadar adi ortaklığın şartlarının belirlenmediği ve sonradan anlaşma yapılacağını iddia etmişse de adi ortaklığa konu işletme için ödeme yaparak işletmenin harcamalarına (kira borcunun ödenmesi) katılmış olmakla; taraflar arasında apart otelin işletilmesi ile ilgili 6098 Sayılı TBK'nun 620 vd maddelerinde öngörülen şekilde adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerekir. Buna rağmen ilk derece mahkemesince taraflar arasında adi ortaklık ilişkisin kurulmadığının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde bulunmuştur. Adi ortaklık sözleşmesi iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Adi ortaklık ilişkisi 6098 Sayılı TBK'nun 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerden birinin gerçekleşmesiyle sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar....