Şirketinin adi ortaklıktaki tasfiye payının BK'nun 534. maddesi gereğince haczedildiğini belirterek BK'nun 535/3 maddesi gereği davalılar arasındaki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile borclu ... Ltd. Şirketinin tasfiyesi sonundaki borcu yetecek tasfiye payının icra dosyasına yatırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davacının tasfiye davacı açması için İİK'nun 121 maddesi gereği gereken yetkiyi almadığını, Adi Ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için mallarının haczinin mümkün olmadığını, konulan haczin usul ve yasaya uygun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2019/181 ESAS, (ARA KARAR ) DAVA KONUSU : Adi Ortaklığın Tasfiyesi KARAR : Mersin 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/181 esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibe konu alacağın tahsilini teminen borçlu T4 ortağı olduğu 2 adet iş ortaklığının tasfiyesi talebinin kabulünü ve ihtiyati tedbir suretiyle iş ortaklığının taraf olduğu ihalelerden kaynaklanan hak ve alacaklar ile hak edişlerin adi ortaklığın ortaklarına ödenmesinin önlenmesini talep etmiştir....
DAVA Davacı; kardeşi olan davalıların murisi ... ile babalarından kalan kasap dükkanını adi ortaklık şeklinde işlettiklerini, davalıların bu adi ortaklık halini kabul etmeyerek dürüstlük kurallarına aykırı davranmakta olduğunu, bu nedenle davalılar aleyhine adi ortaklığın tespiti davasını açmak gerekliliği doğduğunu, öncelikle 18.05.1978 tarihli adi ortaklığın tespiti ardından 2005 yılından itibaren ...ın ayrılması ile başlayan üçüncü ortaklık döneminin tespiti, 2018 yılında davalıların murisi ......'nın kanser olması sonucu kurulan ......
Davanın adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ve tasfiyesine yönelik olduğu mahkememizce kabul olunarak Türk Borçlar Kanunun adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin hükümlerin iş bu dava da uygulanması gerektiği kanaatine varılarak 07/07/2021 tarihli celsede resmi tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi için tasfiye memurunun atanması ile adi ortaklığın söz konusu iş için kurulduğu, iş yapılıp teslim olunmakla adi ortaklık sona erdiğinden bu tarih itibariyle tasfiye memuruna ortaklığın mal varlığının aktif ve pasifi ile belirlenmesi yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesapların belirlenerek malvarlığı bilançosunun mahkememize sunulması için bir aylık süre verilmesine, rapor mahkememize sunulduğunda taraflara (adi ortaklara) tebliğe çıkartılmasına, varsa bu husustaki itirazların ve toplanması istenen delillerle birlikte toplanarak celse arasında tasfiye memurunca karşılanması için gerekli işlemlerin yapılmasına, Daha sonra tasfiye memurunca ortaklığın malvarlığına ilişkin...
Davalı, davanın reddini dilemiş; birleşen davası ile, taraflar arasındaki ortaklığı yargılama devam ederken aktedilen 9.9.2009 tarihli ‘Ortaklık Sonlandırma ve Paylaşım Sözleşmesi’ ile sona erdirdiklerini, ancak davacı-birleşen davalı tarafından sözleşme gereklerinin yerine getirilmediğini belirterek ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen cezai şart gereğince şimdilik 10.000.TL’nin davacı-birleşen davalıdan tahsilini istemiş, bilahare ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteminden vazgeçtiğini bildirmiştir....
Bankası’nın, Adi ortaklık ile imzalanan sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle adi ortaklığın kuruluş amacının ortadan kalkmış olduğu, davacı tarafın pilot ortağa, adi ortaklığın tasfiyesi için ihtarname gönderdiği, lakin bir sonuç alamadığı, Türk Borçlar Kanununun 639 ve 644. maddeleri göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafın tasfiye işleminin Mahkeme tarafından çözüme kavuşturulmasını talep etme hakkına sahip olduğu, Adi ortaklığın tasfiyesinin Mahkeme eliyle çözüme bağlanmasında bir sakınca bulunmadığı görüşü bildirilmiştir. Dava, "adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi" davasıdır....
Somut olayda, davacı tarafça adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin bu davada talep edilmediği gibi dava dilekçesinde açıldığı iddia olunan davanın ise mahkeme ve numara kısımlarını boş bırakıldığı anlaşılmıştır. Kaldı ki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemli açılan davada dava konusu taşınmazların adi ortaklığa ait olduğu iddiasıyla adi ortaklığın mal varlığının korunması yönünde tedbir talep edilmesi de mümkündür. Bu nedenle, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talep edilmeden pay oranında tescil istenemeyeceği, adi ortaklığın varlığına ilişkin sunulan delillerin ise yaklaşık ispata yeterli olmadığı anlaşılmakla davalıların istinaf talebinin kabulüyle, ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Davalılar vekili, mahkememizin görevli olmadığını; adi ortaklığın tasfiyesinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini savunduğu, davanın esasına ilişkin itirazlarını da bildirdiği görülmüştür. Dava, TBK'nun 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık nedeniyle; ortaklığın tasfiyesi ve kar payı alacağına ilişkindir. Adi ortaklığın sona ermesi yönünden TBK 639. madde uygulanacaktır. Ancak, adi ortaklıktan doğan davaların bir ticari dava olup mahkememizin görevli olabilmesi için tüm adi ortakların tacir olması ve adi ortaklığın konusununda ticari işletmeleriyle ilgili olması zorunludur. Mahkememizce görev hususu resen nazara alınmış olup tensip aşamasından itibaren davacılar ile davalı ....---- tacir olup olmadığı araştırılmıştır.-------gelen yazı cevabı ve davacı vekilinin son celsedeki beyanından açık açık davacıların tacir olmadıkları belirlenmiştir....
Davalılar vekili, mahkememizin görevli olmadığını; adi ortaklığın tasfiyesinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini savunduğu, davanın esasına ilişkin itirazlarını da bildirdiği görülmüştür. Dava, TBK'nun 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık nedeniyle; ortaklığın tasfiyesi ve kar payı alacağına ilişkindir. Adi ortaklığın sona ermesi yönünden TBK 639. madde uygulanacaktır. Ancak, adi ortaklıktan doğan davaların bir ticari dava olup mahkememizin görevli olabilmesi için tüm adi ortakların tacir olması ve adi ortaklığın konusununda ticari işletmeleriyle ilgili olması zorunludur. Mahkememizce görev hususu resen nazara alınmış olup tensip aşamasından itibaren davacılar ile davalı ....---- tacir olup olmadığı araştırılmıştır.-------gelen yazı cevabı ve davacı vekilinin son celsedeki beyanından açık açık davacıların tacir olmadıkları belirlenmiştir....
DELİLLER : Tarafların beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, adi ortaklığın tespiti ile adi ortaklığın tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, istinaf konusu uyuşmazlık ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı tarafça adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, ilk derece mahkemesince taleplerin reddine karar verildiği ve işbu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi, HMK'nin 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır....