Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.10.2008 tarih ve 160-308 sayılı hükmün Dairenin 28.10.2009 tarih ve 2506-12360 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşuldu. KARAR Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ilgili bir dava bulunmamasına göre usulün 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, ve aynı kanunun 442 maddesi hükmünce 172,00 (yüzyetmişiki) TL para cezası ile aşağıda dökümü yazılı 3.20 TL.nın karar düzeltme isteyene yükletilmesine, 31.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece; davacının tespit talebinin reddine, alacak talebinin kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

      Davacı, ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren kar payının ödetilmesi ile ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemiyle eldeki davayı açmış olup, ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin öncelikle bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

        Davalılar vekili, mahkememizin görevli olmadığını; adi ortaklığın tasfiyesinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini savunduğu, davanın esasına ilişkin itirazlarını da bildirdiği görülmüştür. Dava, TBK'nun 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık nedeniyle; ortaklığın tasfiyesi ve kar payı alacağına ilişkindir. Adi ortaklığın sona ermesi yönünden TBK 639. madde uygulanacaktır. Ancak, adi ortaklıktan doğan davaların bir ticari dava olup mahkememizin görevli olabilmesi için tüm adi ortakların tacir olması ve adi ortaklığın konusununda ticari işletmeleriyle ilgili olması zorunludur. Mahkememizce görev hususu resen nazara alınmış olup tensip aşamasından itibaren davacılar ile davalı ....---- tacir olup olmadığı araştırılmıştır.-------gelen yazı cevabı ve davacı vekilinin son celsedeki beyanından açık açık davacıların tacir olmadıkları belirlenmiştir....

          Davalılar vekili, mahkememizin görevli olmadığını; adi ortaklığın tasfiyesinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle görevsizlik kararı verilmesini savunduğu, davanın esasına ilişkin itirazlarını da bildirdiği görülmüştür. Dava, TBK'nun 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık nedeniyle; ortaklığın tasfiyesi ve kar payı alacağına ilişkindir. Adi ortaklığın sona ermesi yönünden TBK 639. madde uygulanacaktır. Ancak, adi ortaklıktan doğan davaların bir ticari dava olup mahkememizin görevli olabilmesi için tüm adi ortakların tacir olması ve adi ortaklığın konusununda ticari işletmeleriyle ilgili olması zorunludur. Mahkememizce görev hususu resen nazara alınmış olup tensip aşamasından itibaren davacılar ile davalı ....---- tacir olup olmadığı araştırılmıştır.-------gelen yazı cevabı ve davacı vekilinin son celsedeki beyanından açık açık davacıların tacir olmadıkları belirlenmiştir....

            Mahkemece, Dairemiz 14.05.2013 tarih ve 2013/4189 Esas, 2013/7989 Karar sayılı ilamında açıklanan yöntem izlenerek adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerekirken, ortaklığın fesih ve tasfiyesine uygun olmayacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf talebinde, hatalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilebilmesi için adi ortaklığın kâr etmesinin gerekmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davada, davacının davalı ortaktan olan alacağının tahsili amacı ile davalılar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tespit ve tasfiyesi talep edilmektedir. 07/10/2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı "Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun"un "Hukuk Mahkemelerinin Kuruluşu" başlıklı 5/3.bendinde" Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemede bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur ve mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır....

                Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı tarafça istenilmekle, daha önceden belirlenen 24.01.2017 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. Rahman Rahim Dumlupınar geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılar vekili Av. ... geldi....

                  Taraflar arasında 01.08.2008 tarihli işbirliği sözleşmesi ve davaya konu 26.08.2008 tarihli protokol bulunmakta olup, dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ortaklığın tasfiyesi Uyuşmazlık adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemenin nitelendirmesi ve tarafların kabulü de bu yöndedir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu