Hemen belirtmek gerekir ki, BK'nın 535. hükmü gereğince, taraflar arasında başkaca bir kararlaştırma yoksa adi ortaklık ölüm ile son bulur. Davacının murisi Selma 17.08.1999 tarihinde meydana gelen deprem sonucu öldüğüne göre, adi ortaklık bu tarihte sona ermiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, murisin ölümünden sonra adi ortaklığın taraflar arasında sürdüğü de kanıtlanamamıştır. Eldeki dava, muris Selma ile davalı arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi olduğuna ve Selma'nın da 17.08.1999 tarihinde öldüğünün anlaşılmasına göre, fesih ve tasfiyenin bu tarih itibariyle yapılması zorunludur. Nitekim, somut olayda davalı ve dava dışı kardeşi İ.Hakkı ölümden sonra fırının mülkiyetini tamamen devraldıkları gibi, fırının işletmesi ile ilgili yeni bir adi ortaklık oluşturdukları dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bundan sonraki dönem ile ilgili oluşan kâr ve zararın önceki adi ortaklığın tasfiyesinde dikkate alınması mümkün değildir....
Mahkemece, taraflar arasındaki adi ortaklığın feshine, davacının adi ortaklık için koyduğu katkı payını ya da ortaklık için yaptığı masrafları yasal delillerle kanıtlayamadığı, ortaklığın zarar ettiği ve mevcut malvarlığı bulunmadığı gerekçesi ile alacak talebinin reddine karar verilmiş, hükmin davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 14.05.2014 tarih ve 2013/20653 esas, 2014/7456 karar sayılı ilamı ile; taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu ve ortaklığın fiilen sona erdiği, taraflar arasındaki bu ortaklığın Türk Borçlar Kanunu hükümlerinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek tasfiyesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin feshi ve tasfiyesi için haklı neden olup olmadığı ve bu kapsamda davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, Taraflar arasında Erciş 2....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin feshi ve tasfiyesi için haklı neden olup olmadığı ve bu kapsamda davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, Taraflar arasında Erciş 2....
Tasfiye payının haczi için ortakların muvafakatı gerekmediği gibi adi ortaklık sözleşmesindeki ortakların işin bitimine kadar ortaklıktan ayrılamayacaklarına ilişkin kararlaştırma ancak ortaklar arasında hüküm ifade eder. Yasal koşullar oluştuğunda 3.kişi dahi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebirler. Bu bağlamda borçlu ortağın tasfiye payına haciz konulabilir. Bir ortağın tasfiye payına haciz konulması ise, BK'nun 535/3. maddesine göre adi ortaklığın fesih ve tasfiye sebebidir. Somut olayda adi ortaklığın ortağı ... Ltd. Şti. hakkında icra takibi yapılıp kesinleştiği ve tasfiye payı üzerine yöntemine uygun cebri icra vukuu bulduğuna göre, davacının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istemesinin yasal koşulları oluşmuştur. Mahkemece BK'nun 538-540. maddeleri gözetilerek adi ortaklığın feshi ile tasfiyesini yapması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
in ölümüne müteakiben terekesinde yer alan taşınmazlar ve 150 dolayında koyunun taraflar arasında taksim edilmeyerek birlikte kullanıldığını, edinilen gelirlerle taşınır ve taşınmaz mallar alınarak bazı ortaklar adına tescil edildiğini ve böylece ortaklığın devam ettirildiğini, tarafların çalışma, kar ve zararı paylaşma konusunda anlaşamadıklarından bu ortaklığın sürdürülme imkanının kalmadığını ileri sürerek taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile davacının payının yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. 1-) Dava konusu uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu madde 6 gereğince, "Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür." Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia eden düşer....
Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.) VEKİLİ : Av. ... - ... DAVALI : ... VEKİLİ : Av. ... - ... DAVA : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 31/01/2020 YAZIM TARİHİ : 03/02/2020 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası ile açılan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında 25/10/2019 tarihinde tesis edilen dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında Konya ...Noterliği'nin 24/07/2018 gün ... yevmiye nolu işlemi ile "... İnşaat & ... Ortaklığı" adlı adi ortaklığın kurulduğunu, adi şirketin amacı olan Konya İli, Selçuklu İlçesi, ......
ün tayinine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilimşitri. 1-Davalılar arasında adi ortaklık kurulduğu davacının ortaklardan ... Tic. A.Ş'tden alacağı için yaptığı takibin sonuçsuz kalması sonucu Borçlar Kanunu 535/3. maddesi uyarınca ortaklığın fesih ve tasfiyesi için dava açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalılar arasında kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiye koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde tasfiye taraflar arasında düzenlenmiş, sözleşme hükümlerine göre sözleşmede hüküm yoksa hakim tarafından, BK. 643. maddesindeki sıra takip edilerek bizzat yapılması gerekir. O halde açıklanan tüm bu nedenlerle, adi ortaklığın tasfiyesi için mahkemece, öncelikle kurulduğu tarihten itibaren ortaklığın tüm muhasebesi ile ilgili defterler ve bu defterlerin dayanağı olan belge ve faturaların ibrazı sağlanmalı, eldeki değerler belirlenerek bunlar ortaklığın aktifinde dikkate alınmalı, yönetici ortak olduğu anlaşılan ... İnş. Tic. Ltd....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kâr payı alacağı davaları ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığının anlaşıldığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olması için nispi ticari dava niteliğinde bulunması gerektiğini, bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiğini, somut olayda, davalının tacir olmasına rağmen, davacının tacir olmaması nedeniyle bu davanın nispi ticari dava da olmadığının belirlendiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, görev hususunun her aşamada ve re'sen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması nedeniyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....