Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları 3. Değerlendirme Adi ortaklığın tasfiyesi ya ortakların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Bunun dışında bir olanak yoktur. Taraflar arasında imzalanan iş ortaklığı beyannamesinde tasfiye usulüne dair bir madde bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak adi ortaklığın tasfiyesinin ise kanunda belirtilen usuller çerçevesinde tasfiye memuru tarafından yapılması gerektiğinden, asıl ve birleşen davalarda davacı ...Medikal Sanayi ve Tic. Ltd Şti., birleşen davada davacı ... - ...Medikal temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VII....
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, davanın açılış tarihi (25.06.2009) itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte bulunduğundan dolayı uyuşmazlığın, bu kanunun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ARA KARAR TARİHİ: 07/06/2023 NUMARASI: 2023/303 Esas DAVANIN KONUSU: Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi-ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz KARAR TARİHİ: 06/09/2023 Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepli dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında dava dışı ... San. ve Tic. A.Ş.'nin düzenlemiş olduğu pazarlık usulü ihale işlerini yerine getirmek üzere adi ortaklık kurulduğunu, bu kapsamda ...'...
Mahkemece, kar payı istenen dönemde ve öncesinde ortaklığın zarar ettiği, sulh hukuk mahkemesince taşınmazdaki ortaklığın giderilmesine karar verildiği, davacının davalıya 55.000 Euro para verdiğini ispat edemediği, adi ortaklığın tasfiye edilecek mal varlığının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinekarar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada, davalı ile yarı yarıya ortak oldukları taşınmaz üzerinde kurulu bulunan tavuk kümeslerini davalı ile birlikte adi ortaklık şeklinde işlettiklerini, ancak davalının ortaklık ilişkisine uygun olmayan davranışlarda bulunduğunu savunarak ortaklığın fesih ve 2012/14998-24255 tasfiyesi ile kar payının tahsilini istemiş, davalı ise adi ortaklık ilişkisini inkar etmemiş ve ancak ortaklığın kar elde etmediğini savunmuştur. Taraflar arasında adi ortaklığın kurulduğu tarafların beyanlarıyla anlaşılmış olup, esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir....
Hukuk Dairesinin 06.11.2012 günlü ve 2012/2256 E. 7638 K. sayılı ilamı ile; (...Davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olmayıp, adi ortaklık sözleşmesinin cezai şarta ilişkin hükmüne dayalı olduğu kuşkusuzdur. Talebin değerlendirilebilmesi için adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine gerek bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan olgular dikkate alınarak, mahkemece sözleşmeye aykırılığa dayalı cezai şart isteminin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru olmamış, davacının temyiz itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir...) Gerekçesiyle bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında, davacı vekili 20.03.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile istemini 50.000 TL ye yükseltmiş, mahkemece ıslahen artırılan miktar esas alınarak 50.000 TL cezai şart alacağının tahsiline karar verilmiş, davalının temyiz talebi üzerine Dairemizin 17.03.2014 günlü ve 2013/19865 E. 2014/4077 K. sayılı ilamı ile hüküm onanmıştır....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, takibe konu davanın itirazın iptali olarak açıldığını, ancak ihtilafın adi ortaklığa ilişkin olmasına bağlı olarak davanın adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine dönüştüğünü, kararın kesinleşmeden icra edilmesinin mümkün olmadığından takip dosyalarındaki haciz işlemlerinin iptali ve takiplerin teminatsız olarak durulmasını talep ettiklerini, mahkemece taleplerinin ve dava konusu olayın irdelenmeden, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan eksik ve yetersiz inceleme ile sonuca gidildiğini, davanın adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasına dönüştüğünden icra takiplerinin ilama bağlı alacağa dönüştüğünü ve alacağın bir bütün haline geldiğini, adi ortaklık ilişkisinde bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin davanın ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini kapsaması karşısında mahkeme kararında belirtilen gerekçeleri hukuken anlamanın mümkün olmadığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin kararların kesinleşmemiş olması...
Bu durumda davacının talebi adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi olarak değerlendirilip taraf delilleri toplanmalıdır. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....
Mahkemece, davacı tarafın adi ortalığa dış nakit katkı bedeli altında ödenen 7.000 TL'nın tahsili isteminin davacının aktif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine, davacının 4.813 TL'nın tahsiline ilişkin isteminin reddine, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteminin kabulü ile 27.174.16 TL'nın faizi ile davalıdan tahsiline, işletmenin davalıda kalması suretiyle adi ortaklığın tasfiyesine, tarafların diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı ve davalının ... Yapı adında inşaat malzemeleri alanında faaliyette bulunmak üzere adi ortalık oluşturdukları, tarafların her birinin işletmede %50 pay sahibi oldukları ve adi ortaklığın yöneticisinin davalı olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu husus mahkeme ve tarafların kabulündedir. Davacı davasında adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiş olup, taraflar daha önce tasfiye hususunda analaşmadıkları için tasfiyenin mahkemece bizzat yaptırılması gerekir....
nin aktif ve pasifinin tespitine, katılım payının bugünki değerinin tespitine ve bugünki değeri ile müvekkile iadesine, tasfiye memuru olarak atanacak kişiye tasfiye süresince aktiflerin yediemin olarak teslimine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dava dilekçesinde ileri sürdüğü katılım payının iadesi ve kâr payı taleplerinin haksız alacak iddialarına dayandığını, ihtiyati tedbir talebinin talep edilen alacak iddialarının konusunu oluşturmadığını, davacının davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak dahi ispatını sağlayacak hiçbir yazılı delili mahkememize ibraz etmediğini, davacının varlığını iddia ettiği adi ortaklığın feshi ve müvekkili ... şirketinin tasfiyesi talepleri HMK m.108 gereği geleceğe etkili inşai dava konusu olduğunu, davada davacı adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istediğini ancak buna ek olarak istediği katılım ve kâr payından...
a husumet yöneltilemeyceğinden her iki müvekkili yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, fesih ve tasfiyesi istenen ortak girişimin alacak ve borçlarının henüz belirlenmediğini, tüm alacak ve borçlar belirlendikten sonra ortak girişimin fesih ve tasfiyesi yoluna gidilebileceğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, müvekkillerinin ortak girişimi müdebbir tacir sıfatıyla özenle yönettiklerini, şirketin zarara uğratılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, ...İnşaat ve ... İnşaat Ortak Girişimi nin fesih ve tasfiyesi, tasfiye payı, kar payı ve diğer alacakların tahsili, davalı yöneticilerin hukuki sorumlulukları nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tasfiye raporu alınmıştır....