Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacıların adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi taleplerinin REDDİNE, 2- Davacılardan T2’ün 200.000,00 TL lik alacak talebinin REDDİNE" şeklinde karar verilmiştir....

O halde davacı, ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istediğine göre, mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

    Bu dosyada da ... adi ortaklık hissesine mahsuben alacak isteminde bulunmuş, ölümü üzerine dava mirasçıları tarafından sürdürülmüştür. ... ile ... arasındaki adi ortaklığın feshinin Didim Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/231 E. 1998/105 K. sayılı dosyasında dava konusu yapıldığı, mahkemece adi ortaklık sözleşmesinin feshine karar verildiği, bu kararın da temyiz edilmeksizin kesinleştiği belirlenmiştir. Adi ortaklık ilişkisinin sona erdirilmesine ilişkin Didim Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/231 E. 1998/105 K. sayılı dava dosyasında ... adi ortaklık payı hakkında istekte bulunmadığından bu dava açılmış ve dava dilekçesinde adi ortaklık hissesine mahsuben alacak isteminde bulunulduğu açık şekilde bildirilmiştir....

      Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

        Bozmaya uyan mahkemece; 26/08/2021 tarihli ek tasfiye raporu hükme esas alınarak, davalılar arasında kurulan adi ortaklığın ihale ile yüklenilen ortaklığa konu işin tamamlanmasıyla birlikte 08/08/2012 tarihinde sona erdiği, ortaklığın sona ermesiyle birlikte tasfiye aşamasına girdiği, adi ortaklıkta ortağın kişisel alacaklılarının ancak borçlu ortağın şirketteki kar payını ya da ortaklığın tasfiyesi halinde tasfiye payını haczettirebileceği, tasfiye raporu ile ortaklardan davalı ...’ın tasfiye payı alacağının 22.210,19 TL, takip borçlusu davalı şirketin tasfiye payı alacağının ise 21.339,20 TL olarak belirlendiği, davaya konu edilen alacak miktarının 62.647 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, adi ortaklığın tasfiyesi ile ortaklardan davalı ...’ın tasfiye payı alacağının 22.210,19 TL, davalı .... Sos. Hizm. İnş. Turizm Tic. Ltd. Şti.nin tasfiye payı alacağının 21.339,20 TL olduğunun tespitine, 21.339,20 TL alacağın davalı .... Sos. Hizm. İnş. Turizm Tic. Ltd....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; adi ortaklığın tarafları olan davalıların oybirliği ile 15.05.2018 tarihinde adi ortaklığı tasfiye ettikleri, adi ortaklığın tasfiye işlemi ile ilgili tutanak aslının Mahkemeye sunulduğu, davalıların yaptığı tasfiye işleminin bilirkişiye denetlettirildiği, tasfiye işleminde davacının veya üçüncü kişilerin aleyhine yada zararına bir durumun kasten oluşturulmadığı ve yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, adi ortaklığın tasfiyesi yargılama sırasında tamamen gerçekleştirildiği gerekçesiyle; davacının yetkiye dayalı olarak açtığı adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının kabulü ile davalılar ... İnşaat Nakliyat Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye yargılama aşamasında gerçekleştirildiğinden tasfiye memuru atanmasına yer ve gerek olmadığına, davalı ... İnşaat Nakliyat Madencilik San. ve Tic. Ltd....

            davalıda olduğu, 12.12.2018 tarihli rapora göre davacının 877.223,00 TL alacağı olduğunun tespit edildiği, bu miktara ilişkin tamamlama harcının yatırıldığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile taraflar arasındaki adi ortaklığın feshine, davacının adi ortaklıktan doğan 877.223,00 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

              ile ... arasında adi ortaklık ilişkisinin olduğu kabul edilmiş ancak ortaklar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenici tarafa kalacak bağımsız bölümlerin aidiyeti hususunda ihtilaf bulunduğu ve ötesinde adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi hususunda açılmış bir dava da bulunmadığı ve ortakların böyle bir davayı açmaya zorlanamayacağı vurgulanmıştır. Anılan davadan sonra ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/163 E. sayılı dosyası ile adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi için dava açıldığı ve halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca dava konusu bağımsız bölümlerin hangi tarafa ait olacağı hususunun belirlenmesi için adı geçen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözümü ortada bırakılacak şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; adi ortaklığının feshi ve tasfiyesi, alacak ve manevi tazminat talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Davacının evinin altında fırın yaptırmaya karar verdiğini, fırın inşaatını yapan usta A....

                Davalı, davacının dava dışı 3. kişiye verdiği vekaletname ile ortaklığın feshedildiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, adi ortaklık sözleşmesinin feshe yetkisi olmayan vekil tarafından imzalandığı ve bu nedenle davacıyı bağlamadığı gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında adi ortaklık sözleşmesi olduğu ihtilafsızdır. Davacının talebi adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine yönelik bir taleptir. Hal böyle olunca, adi ortaklık sözleşmesi gereği taraflar arasındaki ilişkinin B.K nun 520 vd maddeleri gereğince tasfiyesi gerekir. BK'nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

                  UYAP Entegrasyonu