ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2014 NUMARASI : 2011/487-2014/374 Taraflar arasında görülen menfi tespit, alacak, adi ortaklığın feshi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.50'şer TL bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 18.06.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Mah 983 ada 3 ve 4 nolu parsellerin maliki olarak bu parseller üzerine yapılacak bina ve bu binada adi ortaklık şeklinde ticari işletme işletmek amacı ile 14/11/2007 tarihinde imzaladıkları sözleşme ile adi ortaklık kurarak söz konusu parseller üzerindeki binayı restoran olarak işletmeye başladıklarını ve işletmenin ihtiyacı için bankadan ortaklaşa kredi sağladıklarını, bu kredi ile öncelikle işletmenin borçlarının ödeneceğinin kararlaştırılmasına rağmen davalının kendi ihtiyaçlarını giderdiğini , davalının şirketin işleyişi ile ilgili bilgi vermediğini , yine davalının haber vermeden şirket adına kredi çektiğini ve şirketin gelirlerini paylaşmadığını, davalıya bu hususta ortaklığın tasfiyesi için ihtar gönderildiğini ancak davalının buna yanaşmadığını, BK 535 maddesindeki şartların gerçekleştiğini bu nedenle ... Restoran isimli iş yerinde faaliyet gösteren adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Asli müdahil ... ise, davalılar ... ve ...'...
Hemen belirtmek gerekir ki taraflar arasında imzalanan 23.7.2005 tarihli belge ile adi ortaklık kurulmuş ise de, adi ortaklığın ne zaman sona ereceğine dair bir kararlaştırma bulunmadığından, taraflarca da ortaklığın sona erdirildiği iddia ve ispat edilemediğinden ve bu hususta mahkeme kararı da olmadığından adi ortaklığın halen devam ettiğinin kabulü gerektiği gibi, birleşen davadaki talebe göre davacının fesih ve tasfiye isteğinin de kabulü zorunludur. Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğuna göre tasfiyenin bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK’nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır....
şerhi konulmasını, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik adi ortaklık kapsamında satın alınan taşınmazlardan davalı tarafından satılanlarla ilgili, ortaklığa yönelik yasaya ve sözleşmeye aykırılık sonucu işlenilen haksız fiile dayalı maddi tazminat olarak 25.000,00 TL 'nin, TBK 639.maddesi gereğince adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile tasfiye payı alacağından 25.000,00 TL 'nin olmak üzere, toplam 50.000,00 TL 'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesine dayalı adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davadır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı T7 aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2018/103349 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının alacağı karşılar malvarlığı tespit edilemediğini, "T7- T11 iş ortaklı " nezdinde doğmuş ve doğacak kar payı, tasfiye payı, istihkak, hak ve alacakları üzerine TBK' m. 638 gereği haciz konulduğunu, hacze dayanarak İcra Mahkemesi'nden aldığı yetki gereğince adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece davanın kabulüne, iş ortaklığının feshi ve tasfiyesine dair verilen karar davacı ve davalı M.C.A İnş.Ltd.Şti. tarafından istinaf edilmiştir....
Davacı tarafından bozma ilamından sonra açılan ve işbu dava ile birleşen davada; davalı ...’in gerek kendisi ve gerekse temsilcisi olduğu diğer davalı şirket adına Irak devletinde yaptığı işler için 785.000 Doları kısmen nakit kısmen de makine alarak kendisinden aldıklarını, aradaki bu ilişkinin Yargıtay tarafından adi ortaklık olarak değerlendirildiğini ileri sürerek ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile fazlası saklı kalmak üzere 390.000 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Birleşen davada davalılar; davalı şirketin taraflar arasındaki adi ortaklıkta yer almadığını, şirket yönünden davanın sıfat yokluğundan reddi gerektiğini, adi ortaklığın sonlandırıldığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece; asıl davanın ve bozma kararından sonra açılan ve asıl dava ile birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı ve davalılar tarafından temyizi üzerine 13....
Akabinde aksine bir sözleşme olmadığı için tarafların adi ortaklıktaki hisselerinin 1/2 oranında olduğu gözetilerek, adi ortaklığın fiilen son bulduğu Mayıs 1999 tarihi itibariyle adi ortaklığın aktif ve pasif mal varlığı ile 3. kişilerdeki hak ve borçları taraflardan bu husustaki diyecekleri ve delilleri sorularak belirlenmeli, bu hususta dosyaya yeterli delil ibraz edilmemesi halinde emsal bir işletmede ortaklık konusu işi yürütmek için olması gereken demirbaşların Mayıs 1999 tarihi itibariyle değeri tespit edilmeli, ortaklığın 3. kişilerdeki hak ve alacakları ile borçlarıda tespit edilmeli, ortaklığın varsa borçları aktifinden mahsup edilip ortakların her birinin ortaklığa verdiği avanslarla ortaklık için yapmış oldukları masraflar ve verdikleri sermaye iade edildikten sonra paylaşılması gereken miktar 2011/12770 2012/15083 belirlenmeli ve tasfiye gerçekleştirilmelidir....
gerekirken aksi düşünce ile adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmesi hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, T.B.K. 643....