Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, adi ortaklardan birisinin borcundan dolayı borçlu ortağın ortaklık hissesine haciz konulmasının adi ortaklığı sona erdireceği, alacaklılarının alacaklarını tasfiye payından alabilecekleri gerekçe gösterilmek ve bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davalılar arasındaki ortaklığın fesih ve tasfiyesine, davalılardan ... A.Ş. nin tasfiye payının mahkeme kararına en yakın tarih olan 31.8.2001 günü itibariyle 6.894.163.264.890 Tl. olduğunun tesbitine, tasfiye işlerini yürütmek amacı ile tasfiye memuru olarak mimar Mühendis ... ...’ın atanmasına, verilen tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş; hükmün, davalılardan ......

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2020 NUMARASI : 2018/672 E - 2020/165 K DAVA KONUSU : Adi Ortaklığı Feshi ve Tasfiye KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirket ile özel Başakşehir Ana Okulunun 01/06/2016- 01/07/2018 tarihleri arasında işletilmesi amacıyla adi ortaklık oluşturulduğunu, davacının 150.000 TL sermaye koyduğunu, davacı davalının bildirmiş olduğu zarar bedelleri olarak 30/06/2017 tarihinde 42.000 TL, 07/07/2017 tarihinde 9.540 TL olmak üzere toplamda 51.540 TL ödeme yaptığını, tarafların adi ortaklığın sonlanması konusunda mutabık olduklarını, davacının tasfiye payını talep ettiğini, zarar nedeniyle pay alamayacağının bildirildiğini, ortaklığın borçlarının olduğunu, payı oranında ödemesi gerektiğinin bildirildiğini, davalı ortağın hesaplarda...

    Mahkemece hükme esas alınan 19/03/2014 tarihli bilirkişi raporunda; 31/08/2006 tarihinden itibaren ortaklığın vergi mükellefiyetliğinin sona erdiğini adi ortaklığa ait mali verilere ulaşılmadığı, adi ortaklığın mükellefiyetliğinin terk tarihi olan 31.08.2006 tarihinden sonra davacı tarafından 46.699.00 YTL ödeme yapıldığını, fakat ödemenin mahiyetinin ne olduğu ve Yüksel Sigortanın hangi borcuna mahsuben ödeme yapıldığının belirlenemediği, adi ortaklığın demirbaşlarına tasfiye işlemlerinde işletmenin 2006 yılında faaliyetine son vermesi nedeniyle işletmenin demirbaşlarıyla ilgili davacının beyanı ve davalının ihtarnamesindeki somut olmayan bilgiler bulunduğunu, bu bilgiler ışığında tasfiye işlemlerinin yapılmasının mümkün olmadığını açıklamıştır. Ne var ki, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine uygun olmadığı gibi TBK.vd. maddelerinde belirtilen biçimde tasfiye yöntemi yapılmamış olmakla hükme esas alınamaz....

      Adi Ortaklığı olduğu, Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ve takip ehliyeti bulunmadığından takibin zorunlu olarak iş ortaklığını oluşturan şirketlerin alacaklı olarak ayrı ayrı isimlerinin yazılması ve UYAP sisteminde de alacaklı sıfatıyla isimlerinin ayrı ayrı kayıtlı olması takip alacağının adi ortaklık alacağı olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Adi ortaklığın ortaklarından birinin şahsi borcu için (sözleşmede de aksi kararlaştırılmadığı müddetçe) ortaklığın hak ve alacaklarına haciz uygulanamaz. Tasfiye halinde kar payına haciz konulabilir. Somut olayda; Ortaklığın tasfiye edildiği yönünde bir iddia ve ispatta bulunmamaktadır. Nihayet, ortaklık geliri henüz taksim edilmeden, onun üzerinde bütün ortakların iştirak halinde mülkiyet hakları vardır (Hukuk Genel Kurulu’nun 10.04.1991 gün, E:1991/13- 76, K:1991/199 sayılı ve 10.12.2014 tarih, 2013/12- 1233 esas, 2014/1014 karar sayılı ilamları)....

      Bu durumda, mahkemece; taraflar arasındaki adi ortaklıksözleşmesinin 4/g maddesinde ifadesini bulan tasfiye maddesi de dikkate alınarak. adi ortaklığın tasfiyesine yönelik uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek, çözümlenmesi gerekirken bu konuda inceleme ve değerlendirme yapılmadan, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin deliller hiç toplanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun (diğer hususlar incelenmeksizin) kabulü ile HMK'nun 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkeme hükmünün kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

        Bu durumda, mahkemece; taraflar arasındaki adi ortaklıksözleşmesinin 4/g maddesinde ifadesini bulan tasfiye maddesi de dikkate alınarak. adi ortaklığın tasfiyesine yönelik uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek, çözümlenmesi gerekirken bu konuda inceleme ve değerlendirme yapılmadan, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin deliller hiç toplanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun (diğer hususlar incelenmeksizin) kabulü ile HMK'nun 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkeme hükmünün kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

          O halde davanın adi ortaklık davası olarak tavsifi ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerekir.BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

            Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( Şener, Oruç Hami, Adi Ortaklık, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 )Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür....

              Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( Şener, Oruç Hami, Adi Ortaklık, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 )Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür....

                Life sitesinin inşaatının fiilen bitmesi ile müvekkili ile aleyhine tedbir istenen ve adi ortaklığın diğer ortağı olan ... arasında işbu adi ortaklığın tasfiye edildiğini, müvekkilinin ortaklıktan çıktığını, sonrasında ekonomik çıkmaza giren davalının gerçek dışı bir kısım alacaklar ve borçlar oluşturmak istediğini, adi ortaklığı düzenleyen mevzuat gereği müvekkilinin bütün şahsi malvarlığının icra tehdidi alına alındığını, müvekkilinin hiçbir borçtan sorumlu olmadığını, adi ortaklığın da herhangi bir borcu olmadığını, müvekkili adi ortaklıktan çıkarken tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, varsa adi ortaklığa ait çeklerden kaynaklanan sorumluğu davalı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu