Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dr. ünvanlı bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, davacının alacaklı olduğunu ispatlayamadığı, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde varsa tasfiye bakiyesinden payını talep edebileceği, olayda tasfiyenin bulunmadığı belirtilmiş, anılan bu rapor aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle hükme dayanak alınacak nitelikte bulunmamıştır. Dosyada yeralan adi ortaklık sözleşmesinden davacı ile davalı ... arasında oto servis işletmesi konulu bir adi ortaklık ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı beyanından ve dosyadaki belgelerden adi ortaklığın son bulduğu görülmektedir. Taraflar gelirlerin paylaşılması konusunda anlaşamamışlar, davacı davalılara itirazın iptali davası açmıştır. Somut olayda ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dosyada ki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında Noter Sözleşmesi kapsamında Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin yapıldığı, amacına uygun işin gerçekleştikten sonra ortaklığın tasfiye edilemediği, davalının sözleşme ve taahhüdlerine aykırı hareket etmesi sebebiyle adi ortaklık hakkında icra takibine başlandığı bu durumun da davacı şirketin ticari hayatını olumsuz etkileyip etkilemediği ayrıca davalıya da tasfiye işlemleri için ulaşılamadığı, ortaklığın feshinin BK 639 maddesi kapsamında değerlendirlimesi gerekip gerekmeyeceği hususlarında yapılan yargılama sonucunda alına bilirkişi raporununu denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu kanaatiyle raporlarda da belirtildiği üzere ortaklığın zararda olduğu, ortaklık aleyhine pek çok takibin yapıldığı, davalı ortağa ulaşılamaması gibi bütün hususlar birlikte değerlendirildiğinde adi ortaklığın sona ermesi gerektiği kanaati hasıl olmakla ortaklığın feshine yönelik davanının kabulü...

      Maddesinde ihtiyati haciz kararı şartlarının oluştuğunu, müvekkilinin tasfiye payı alacağı ile cezai şartın muaccel hale geldiğini, adi ortaklıkta sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi ile birlikte tasfiye payının da muaccel hale geldiğini, borçlu borca aykırı davrandığında cezai şartın muaccel hale geldiğini, ileri sürerek ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesi talebimizin reddine ilişkin 28.09.2020 tarihli ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık payı alacağı ve cezai şart alacağına ilişkin olmakla, davalının malvarlığı adi ortaklık konusunu teşkil etmemektedir....

      Tasfiye işlemlerinin yapılması için dosya nitelikli hesaplama bilirkişisi, mali müşavir ve su bayinden oluşan tasfiye heyetine tevdii edilmiş, tasfiye heyeti 12/01/2021 tarihli raporunda, dosya kapsamında anlaşılan davacının, davalının sahibi olduğu su dağıtım bayisine %50 hissesine ortak olduğu tasfiye işlemleri yapılırken davacının %50 hissesine düşen tutarı alarak adi ortaklıktan ayrılması adi ortaklığın tasfiyesin gerçekleştirildiğini, adi ortaklığın yönetici ortak davalı ... olduğu anlaşıldığı, iki adet araç olduğunu, araçların banka kredileri olduğu araçların yönetici ortakta kalması ve banka kredilerin yönetici ortağın ödemesi düşünülerek adi ortaklığın tasfiye yapıldığını, ... ile ... adi ortaklığın rayiç bilançoları incelenmiş; dosya kapsamında bulunan gelir-gider adi ortaklığın 17/06/2018-21/05/2019 rayiç bilançosu incelenmiş rayiç kayıtlarında aktif toplam 80.007,21 TL pasif / toplamı 32.716,35 TL olduğu (80.007,21-32.716,35 ) 47.290,86 TL kar ettiği davalı ortağın %50 hissesine...

        Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.". Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasa hükmüne göre, 01.03.2013 tarihli tasfiye sözleşmesine tarafların uymaması ve tasfiye sözleşmesinde hangi edimin daha önce yerine getirileceğinin belirsiz olması nedeniyle bu sözleşmenin geçersiz olduğu kabul edilerek , öncelikle ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde ise, tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır. Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir....

          Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla, tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup, hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

            KARAR Davacılar, asıl ve birleşen davada Maltepe cezaevinin yapımı için davalı ile birlikte adi ortaklık oluşturduklarını, davalının yönetici ortak olduğu adi ortaklığa yaklaşık 4,5-5 milyon TL ödediklerini, başından beri ortaklığı yöneten davalının hesap vermekten kaçındığını, cezaevi inşaatının tamamlanarak dava dışı idareye teslim edildiğini ve bu suretle ortaklığın amacına ulaştığını, davalının kendilerine kar payı vermediğini ileri sürerek inşaatın tamamlanarak idareye teslimi nedeniyle adi ortaklık sözleşmesinin feshini, tasfiye bilançosu yapılarak verdikleri katılım payı ve adi ortaklığın hesaplanacak mal varlığından müspet bakiye kalması halinde %40 hisselerine tekabül eden miktara ilişkin olarak her bir davacı için fazlası saklı kalmak üzere 10.000 TL katılım payı ve 10.000 TL kar payı olmak üzere toplam 40.000 TL.nin tahsilini istemişler, 14.5.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile de 9.544.428.08 TL.nin ödetilmesini talep etmişlerdir....

              Bu aşamada mahkemece; yukarıdaki yasa hükümlerine göre, öncelikle (yazılı bir ortaklık sözleşmesi bulunmadığından) tarafların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istenmeli; tarafların bu konuda anlaşamamaları halinde ise tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru resen atanmalıdır. Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir....

                Dosya kapsamından; davacı ile davalının, aktariye dükkânı işletmek üzere, ortaklık kurdukları ve bu ortaklığın son bulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, adi ortaklığa koyduğu sermaye payı ile tasfiye payının tahsili talep edilmekle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642.maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....

                  Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir....

                    UYAP Entegrasyonu