Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacılar, davalıların oluşturduğu adi ortaklığın inşaatlar yaptığını, ortaklığı daha çok ...’nın temsil ettiği, diğer davalı ortak ...’nun ise finansmanı sağladığını, ortaklığın ödemelerinin davalı ... tarafından keşide edilen çeklerle yapıldığını, dairelerin satılamaması nedeniyle ortaklığın ekonomik sıkıntı yaşadığını, verdikleri malzeme karşılığında davalı ... tarafından düzenlenen çeklerin karşılıksız çıktığını, ... aleyhine yaptıkları icra takibi sonunda, davalı ...’nin adi ortaklıktaki tasfiye payından alacaklarını tahsil etmek için yetki aldıklarını ileri sürerek adi ortaklığın feshi ile ortaklık tevafından inşa edilen ve ortaklık tarafından iktisap edilen bağımsız bölümlerin satışını, ortaklık mallarının tasfiyesi ile alacaklarının tahsilini dairelerin davalı ... tarafından satılması halinde raiç değeri üzerinden ...’nin tasfiye payının kendilerinin alacağına istinaden davalı ...’dan tahsilini istemişlerdir....

    T1 ödeyeceği ya da T1 adi ortaklıkta bulunan sermaye payından daha önce tahsil ettiği tutarı düştükten sonra kalan bakiyeyi yani 68.833,33- 25.904,00=42.929,33 TL tutarı diğer ortaktan tahsil edeceği ve böylelikle adi ortaklığın tasfiyesinin tamamlanmış olacağı, bu nedenlerle tarafların ortak olduğu adi ortaklığın tasfiyesi sonucu davacının davalılardan 42.929,33 TL alacağının tahsili gerektiği, buna göre adi ortaklığın tasfiye edilmiş olacağı, davacı tarafça davalılara gönderilen 29/03/2010 tarihli Karşıyaka 5....

    Davada; taraflar arasında imzalanan 07.09.2009 tarihli ortaklık sözleşmesi gereğince taraflar arasında kurulmuş bulunan adi ortaklık ilişkisi nedeniyle sözleşme gereğince davalı tarafından lokantanın işletilmesine yönelik olarak yapılan inşaat ve imalat masrafları ve malzeme bedelinin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle tahsili talep edilmiş olup, bu yönüyle dava adi ortaklığın tasfiyesine ilişkindir. Bozma ilamında bu gerekçe yerine sehven "bir ortak tarafından adi ortaklığa ait bir taşınmazdaki payının bedelinin istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiye istemini de kapsar" denildiği ayrıca ilamın ....sayfasında ....paragrafta maddi hata sonucu "akraba olan" ifadesi yazıldığı, yine maddi hata sonucu sehven "taraflar arasında geçerli bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü ile uyuşmazlığın belirtilen sıra ve yönteme göre çözümlenmesi gerekmektedir." şeklindeki gerekçe yerine; ..., ... ve ....paragraflara yer verildiği anlaşılmaktadır....

      Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644.maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

        Davalı ... vekili ise cevabında; Davacının davasında ... tarihinde kurulup ... tarihinde tasfiye edilmiş olan adi ortaklığın tasfiyesini talep ettiğini, vergi dairesince bildirilen yazıda sadece adi ortaklığın kuruluşunun belirtildiğini, oysa adi ortaklığın sicil bilgilerini ihtiva eden ... tarihli belge incelendiğinde tasfiye edildiğinin belli olduğunu, davacı tarafın iddia edildiği gibi devam eden bir ortaklık bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, borçlu ... alacakları tarafından İcra Müdürlüğünce verilen yetkiye istinaden açılan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile tasfiye payından alacaklarının tahsiline ilişkin olup, taraflar arasındaki ihtilaflı husus ..."nun borcundan adi ortaklığın sorumlu olup olmadığı, ortaklığın mevcut olup olmadığına ilişkindir....

          ın temsil edeceği, kar ve zararın yarı yarıya paylaşılacağının kararlaştırıldığı, ortaklığın 15.11.2003 tarihine kadar devam ettiği ve tarafların 15.11.2003 tarihinde vergi dairesine müştereken verdikleri dilekçe ile ortaklığın resmi olarak kapanışını yaptıkları hususu ihtilafsızdır. Her ne kadar taraflar 15.11.2003 tarihli dilekçe ile ortaklığın resmi kapanışını yapmış iseler de, kendi aralarında ortaklığın tasfiyesini yapmadıkları hususuda sabittir. Davacı eldeki davada, kar payı istediği için davacının bu talebinin aynı zamanda tasfiyeyide kapsadığının kabulü zorunludur. Taraflar kendi aralarında daha önce tasfiye yapmadıkları içinde bu bağlamda tasfiyenin BK.nun 538 ve devamı maddeleri uyarınca mahkemece yapılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

            Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

              Dairemiz bozma ilamında ; adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin ilk aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm mal varlığı ( aktif ve pasifi ile birlikte ) belirlenmesi, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmesi, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde , taraflardan delilleri sorularak toplanması, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmesi, bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmesi gerektiği açıkça ifade edilmesine ve mahkemece de bozma ilamına uyulmasına rağmen, tasfiye işleminin bozma ilamında belirtilen sıra ve yönteme göre yapılmadığı; yönetici ortak olan davalıdan hesap listesinin istenilmediği, ortaklığa ait kapanış kaydı bulunmayan 2011 yılı yevmiye defterinin tasfiye işlemine esas alındığı, ortaklığın ilgili kurumlara olan borçları, özellikle ortaklığa ait vergi borcu yönünden, vergi borcunun miktarı ve ödemelerin kim tarafından gerçekleştirildiğinin ilgili...

                Şti ile adi ortaklık oluşturduğunu ve bu adi ortaklığın ..... ile çalıştığı ve bu kurumdan alacağı olduğunu, davalı ..... iş ortaklığındaki tasfiye payının icra dosyalarında haczedildiğini,..... 2013/64 esas sayılı dosyasında tasfiye davası açılmak üzere kendilerine yetki verildiğini,borçlu ....tasfiye payının haczedilmesi nedeniyle adi ortaklığın son bulduğunu ileri sürerek, adi ortaklığın tasfiyesini, tasfiye sonucu borçlu ..... isabet edilecek payın tespit edilerek icra dosyalarına gönderilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ......Ltd. Şti , diğer davalı ile adi ortaklık oluşturduklarını, bu çerçevede... tesisi işinin yapımını üstlendiklerini, diğer davalı ..... davacının alacaklı olduğuna ilişkin maddi olguya bir itirazlarının bulunmadığını, ancak İİK'nın 89/1 maddesinde belirtilen uyarıların gönderilmediğini savunarak,davanın reddini istemiştir. Davalı ....cevap dilekçesi sunmamıştır. ./.....

                  Davacı ortağın ortaklığın yaptığı işin tamamlandığı ve tüm hakedişlerin davalı tarafından tahsil edildiğini iddia etmek suretiyle adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ile ortaklıktan kaynaklanan kâr payı ve tüm alacaklarını talep ettiği dikkate alındığında, talebinin adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi niteliğinde olduğu değerlendirilerek uyuşmazlığın çözümüne kavuşturulması gerekecektir. Buna göre, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerinin dikkate alınması ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 644. maddesinde; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

                    UYAP Entegrasyonu