İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, müvekkilinin davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, müvekkilinin dosyaya sunmuş oldukları Suriye Arap Cumhuriyetinden verilme belgelerde ve Suriye Nuüfus kayıtlarında isminin Yazen olmadığının ve Mumin olduğunun subuta erdiğini, Geçici Koruma Statüsündeki Yabancıların Türkiye'de boşanma işlemleri gerçekleştirilebilirken insani nitelik taşıyan isim ve soyisimlerinin mahkeme kararı ile değiştirilememesinin ve davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın kaldırılmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Ad ve Soyadı Düzeltilmesi istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/05/2023 NUMARASI : 2023/97 ESAS 2023/173 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus ( Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İzmir 19....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2021/69 ESAS, 2021/123 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/69 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 20/05/2021 tarihli 2021/123 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2021/69 ESAS, 2021/123 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/69 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 20/05/2021 tarihli 2021/123 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi....
Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad ve soyadı değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır....
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümü Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararı ile belirlenmiştir. 4. Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 22. maddesinde "4721 sayılı TMK'nın 1027. maddesine dayanılarak tapu sicilindeki yanlışlığın düzeltilmesi istemiyle (ad ve soyadı düzeltilmesi istemleri dâhil) açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar " düzenlenmiş olduğundan dosyanın istinaf incelemesinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin görevine girmiş olduğu görülmüştür. Bu nedenlerle istinaf incelemesi görevinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, 4. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu, Dairemizin görev alanı dışında kaldığı sonuç ve kanaatine varılmış, 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi uyarınca; Dairemizin görevsizliği ile dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre de, görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır....
nın adı soyadı ve kimlik bilgileri ile sanıklar müdafiinin ad ve soyadının yazılmaması, b-Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanık ... hakkında hüküm kurulmamasına karşın, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında sanık hakkında beraat kararı verilmesi suretiyle hükmün karıştırılması, Kanuna aykırı ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Tapu maliki muris ... ...’ın isminin ve payının hatalı yazılması, Doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının, 3 numaralı bendinde yer alan (...) ad ve soyadı ile (3/112) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (... ...) ad ve soyadı ile (3/192) ibaresinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacının gerçek anne ve babası hanesine ... ad ve soyadı ile, ... ve ... çocuğu olarak da ... ad ve soyadı ile kaydedildiğini, yaşamını ... olarak sürdürdüğünü bildirerek, mükerrer ... kaydının iptalini istemiş, mahkemece mükerrer kayıt olan ... kaydının iptaline karar verilmiştir. Dava mükerrer nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar, kolluk ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....