Hiçbir hukuk sistemi, rastgele ve her istenildiğinde ad ve soyadı değişikliği yapılmasına izin vermemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Adın değiştirilmesi” başlıklı 27. maddesi gereğince, adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı TMK’nın 27. maddesi hükmü kapsamındadır. Kanun, bu maddede görevli mahkemeyi göstermemiştir....
Aynı Kanunun b fıkrasında ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Somut olayda davacı, babasının anne adının nüfusa Durdu olarak kaydedildiğini, gerçekte adının Dürdane olduğunu, diğer yandan ...'nin nüfus kayıtlarında bekar ve çocuksuz olarak göründüğünü ancak öldüğünde evli ve çocuklu olduğunu belirterek nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Davacının talebi ismin değiştirilmesi değil, nüfus müdürlüğünün yaptığı işlemin düzeltilmesidir. Bu nedenle 5490 Sayılı Kanunun 36/1-a-b maddesi kapsamında olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır. 2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7. maddesinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiştir....
Davacı, iddia edilen çalışmaların başladığı tarihte 11 yaşında olup, .... doğumlu ve... nüfusuna kayıtlı iken, sonradan naklen ... nüfus müdürlüğüne gelmiştir. İşe giriş bildirgesi ise, ... doğumlu İstanbul nüfusuna kayıtlı aynı ad ve soyadı taşıyan kişi için düzenlenmiştir. Davacı tarafından sunulan sigorta giriş kartındaki fotoğrafın 11 yaşından çok daha sonraki yaşlarda çekildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, nüfus müdürlüğü,... doğumlu ... adında dört kişinin bulunduğunu Kurum’a bildirmiştir....
Bu değerlendirmelere göre, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nin 382. maddesi uyarınca bu tarihten sonra açılmış olan ad ve soyadı değişikliği davaları çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 382/II-a,2 fıkrasında “Ad ve soyadın değiştirilmesi”, çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır. Aynı yasanın 383. maddesinde de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı tashihine ilişkin talepte ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 14. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir Asliye Hukuk Mahkemesince, ad ve soyadı değiştirilmesi isteminin çekişmesiz yargı işi olduğu ve görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı tashihine ilişkin talepte ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir Asliye Hukuk Mahkemesince, ad ve soyadı değiştirilmesi isteminin çekişmesiz yargı işi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir. Adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin davanın, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden, esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğundan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca da görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla küçüğün önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince, asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır....
(105115 sicil numaralı) ve ... (107582 sicil numaralı)'ın ad ve soyadı ile sicil numarasının gerekçeli kararın başlık kısmında gösterilmemesi, davacı vekili ... dava takipçisi olduğu halde avukat olarak belirtilmesi ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davacının doğum yerinin "..." yerine "..." olarak yazılması doğru değil ise de, bu eksikliklerin ve yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın başlık kısmında hakimin kimliğinin yazıldığı satırdan sonra gelmek üzere bir başka satır olarak "Cumhuriyet Savcıları ... 105115, ... 107582" ibaresinin yazılması, gerekçeli kararın başlık kısmındaki davacı vekili satırındaki "Av." ibaresinin yerine "Dava Takipçisi" sözcüğünün yazılması ve gerekçeli kararın hüküm kısmının 1. bendinin son satırındaki "..." yerine "..." sözcüğünün yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 27.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığında görevli iki Adli Tıp Uzmanı tarafından düzenlenen rapor ile yetinilerek davanın kabulüne karar verilmesi yine yargılamanın son oturumana katılan ... Savcısının ad, soyadı ve sicil numarasının karar başlığında yazılmamış olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....