Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, sanığın üzerinde bayan resmi bulunan, pvc kaplı İzmir Büyükşehir Belediyesi yıllık toplu ulaşım kartındaki ad soyad hanesine dolma kalemle kendi adını yazıp, ikinci kez pvc ile kaplattıktan sonra, belgede resmin üzerine gelecek şekilde kendi resmini yapıştırıp toplu taşıma araçlarında kullanmak suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilmiş ise de; mahkemece yapılan gözlemde, iki kez pvc ile kaplanılan belgede, fotoğraf üzerinde soğuk damganın bulunmaması, kart üzerindeki ad soyadın sonradan ve el yazısı ile yazıldığının açıkça anlaşılması karşısında, suça konu belgenin muhatabı olan şoförler üzerinde iğfal kabiliyetinin ve kandırıcı niteliğinin bulunmadığı belirlenerek, sanığın atılı suçlardan beraatine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Mülga 108 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesinde: ”Karar aşağıdaki hususları kapsar: 1.Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği, ./... -2- 2.Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri, 3.İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep, 4.Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi, 5.Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları, Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında...

      Mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesinde: ”Karar aşağıdaki hususları kapsar: 1.Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği, 2.Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri, 3.İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep, 4.Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi, 5.Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları, Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer...

        Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesinde: Karar aşağıdaki hususları kapsar: 1.Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği, 2.Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri, 3.İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep, 4.Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi, 5.Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları, hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer...

          Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesini ihtiva etmektedir. 3....

            maddesindeki hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına" ilişkin kısmın çıkarılması ve "Hapis cezasına mahkum olan sanıkların 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesi uygulamasında a, b, d, e bentlerinde gösterilen hakları mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, c bendinde sayılan kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkı, vesayet veya kayyımlığa ait hakların koşullu salıverilmeye kadar yoksun bırakılmalarına" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün istem gibi (DÜZELTiLEREK ONANMASINA), 12.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              - K A R A R - Davacı-karşı davalı vekili; akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin davalı-karşı davacı ile bayilik sözleşmesi akdettiğini ve davalı-karşı davacıya ait gayrimenkul üzerinde intifa hakkı tesis ettiğini, Rekabet Kurulu'nun bildirimi ile bayilik sözleşmesi ile bağlantılı uzun süreli intifa hakkı tanınması gibi ayni hakların rekabet yasağı kapsamında değerlendirileceği, 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin yapıldıkları tarihten itibaren 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğinin bildirildiğini, yine Rekabet Kurulu'nun yayımladığı bir yazısında anlaşmaların 5 yılı aşan süreler bakımından geçersiz hale geleceğinin bildirildiğini belirterek davalının gayrimenkulü üzerinde tesis edilen intifa hakkı için ödenen peşin ivaz bedelinin anlaşmanın geçersiz kılınan süresine tekabül eden kısmının,ayrıca müvekkil tarafından prim, yatırım destek ve her ne ad altında olursa olsun ödenen ticari teşvik bedellerinin ve gerçekleştirilen yatırımların...

                her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmüne havidir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı kanuna muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, 06 AD 7512 plakalı araç üzerindeki satılamaz devredilemez şerhinin kaldırılmasına, Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Suç tarihi ve suça konu eşyanın niteliğine göre sanığa atılı eylemin 15.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5752 sayılı kanunun 3.maddesiyle değişik 4733 sayılı kanunun 8/4.maddesinde öngörülen suçu oluşturacağı gözetilmeden oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni olarak sayılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 17.06.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....

                    Somut olayda uyuşmazlığın çözümü sözleşme tarihi itibariyle 6502 sayılı yasa uygulamasına tabi olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca sözleşmede tüketicinin el yazısı, ad, soyad, imza ve tarihin el yazısı ile yazılması gerektiği, satıcının, sözleşmenin bir nüshasının elden aldım ve on dört gün içerisinde satıştan vazgeçme hakkımın olduğu konusunda bilgilendirildim ibaresinin tüketicinin kendi el yazısı ile yazılmasının zorunlu olduğu ancak taraflar arasında imzalanan 19.12.2014 tarihli sözleşmenin incelenmesinde, sadece "cayma bildirimi tarafıma anlatıldı" ibaresine yer verildiği anlaşılmıştır. Hal böyleyken, davacının yönetmeliğe aykırı şekilde düzenlenen sözleşme ile bağlı olmadığı gözardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                      UYAP Entegrasyonu