Bu duruma göre davaya konu tazminat bedeli, acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra geriye kalan miktar olup, acele el koyma bedelinin de dahil olduğu miktara yasal faiz yürütülmesi durumunda davacı taraf yararına haksız kazanç sağlanmış olacaktır....
Bu durumda, davacı tarafından, Gölcük Belediye Başkanlığının taşınmaza acele el koyma (acele kamulaştırma) kararının iptali istenilmekte ise de, dava konusu edilen kararın tarih ve sayısı ile acele el koyma (acele kamulaştırma) kararıyla kastedilen işlemin belirsiz olduğu görüldüğünden dava dilekçesi bu haliyle 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmamıştır. Bu itibarla, söz konusu Gölcük Belediye Başkanlığının taşınmaza acele el koyma (acele kamulaştırma) kararının tarih ve sayısı açıkça belirtilmek ve bir nüshası dava dilekçesine eklenmek suretiyle, 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun olarak yeniden dava açılması gerekmektedir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyanın incelenmesiyle; dava dışı EPDK tarafından dava konusu taşınmazlardan 373 parsel hakkında 14.10.2009 talep tarihli dilekçe ile Kamulaştırma Kanunu 27.maddesi uyarınca acele el koyma bedelinin tespitinin istendiği ve mahkemece 02.11.2009 tarihinde acele el konulmasına karar verildiği; aynı taşınmazla ilgili 19.10.2011 tarihinde kamulaştırma bedelinin tespiti istemiyle dava açıldığı, EPDK'nın kamulaştırmadan vazgeçmesi nedeniyle davanın konusu kalmadığından reddine karar verildiği; aynı taşınmazla ilgili 01.08.2012 tarihli acele kamulaştırma yoluyla el konulması ve bedelinin tespiti istenmiş, davacı ......
Sayılı dosyası ile acele kamulaştırma nedeniyle el koyma davası açıldığını, Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.07.2028 tarih ve 2018/555 K. Sayılı karar ile müvekkili olan kurumun dava konusu Mersin İli, Akdeniz ilçesi, Yanpar Mahallesinde kain, 148 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmaza acele el koymasına karar verildiğini, karşı taraf lehine de 13.063,00 TL acele kamulaştırma bedeli takdir edildiğini, acele el koyma kararı akabinde 2942 sayılı Yasa gereğince karşı tarafın pazarlık görüşmesine davet edildiğini, pazarlık görüşmesi neticesinde anlaşma sağlanmaması üzerine Mersin 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/118 E....
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla yargılama sırasında acele el koyma kararı verildiğinden, acele el koyma kararıyla tespit edilen bedel davalılar adına bankaya yatırıldığına göre bu miktara dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin dolduğu tarihi takip eden tarihten acele el koyma kararının davalılara tebliğ edildiği tarihe kadar, acele el koyma bedeli ile mahkemece hükmedilen bedel arasındaki fark bedele...
Ancak; -Taşınmaz üzerinden geçen davaya konu ENH'ye ilişkin daha önce acele el koyma kararı verilmiş ve acele el koyma bedeli bankaya bloke edilmiştir. Bu duruma göre davaya konu tazminat bedeli, acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra geriye kalan miktar olup, acele el koyma bedelinin de dahil olduğu miktara yasal faiz yürütülmesi durumunda davacı taraf yararına haksız kazanç sağlanmış olacaktır. Bu itibarla, tazminatın acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra geriye kalan miktar olarak belirtilmesi ve bu miktara yasal faiz işletilmesi gerekirken, davalı aleyhine fazladan faiz ödemeyi sonuçlayacak şekilde hüküm kurulması ve buna bağlı olarak karar ve ilam harcının da hatalı hesaplanması (yerel mahkemece acele el koyma bedelinin de dahil olduğu miktar üzerinden hesaplama yapılmıştır) usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Şöyle ki; 1-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava konusu taşınmaz hakkında Kamulaştırma Kanununu 27.maddesi uyarınca açılan acele el koyma dosyasında m² birimi değeri 31,94 TL belirlenerek toplam 61.954,82 TL taşınmaz değeri tespit edildiği, Kamulaştırma Kanununu 10.maddesi gereği bedel tespit-tescil davası açılmadan önce idare tarafından hazırlanan kıymet takdir raporunda ise m² birim değeri 32,00 TL belirlenerek 29.067,64 TL bedel takdir edildiği, 01/07/2014 tarihli celsede davalıların "biz acele el koyma dosyasında tespit edilen bedeli kabul ediyoruz" şeklinde beyanda bulundukları gerekçesiyle, mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan acele el koyma dosyasında tespit edilen bedel esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Dava konusu taşınmazlara ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 2008 tarihinde bedeli karşılığı Mahkemece acele el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceği, bu nedenle de acele el koyma tarihinden itibaren istenilen ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Acele el koyma kararı bir tespit kararı olup uyuşmazlığı çözümleyen nihai bir karar değildir. Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....