WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İletişim isimli iş yerinde katılan ... adına 03.10.2007, 06.10.2007, 08.10.2007 ve 10.10.2007 tarihlerinde altı adet sahte GSM abonelik sözleşmesi düzenlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, hazır kartları toptan bayiye sattığını, ... abonelik merkezinin de kendi bayi kodunu girerek abonelik sözleşmesi düzenlediğini savunması, ... İletişim Hizmetleri AŞ.'nin 06.05.2010 tarihli cevabi yazısında, suça konu abonelik sözleşmelerinin ve abonelik işlemlerinin yapıldığı bayinin...Elektrik Tic. San. A.Ş ve sanığın yetkilisi olduğu,... kodlu ...İletişim isimli iş yeri olduğunun belirtilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, öncelikle suça konu abonelik sözleşmelerinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, katılan adına düzenlenen ....,....,...,... numaralı telefon hatlarına ilişkin abonelik sözleşmeleri asıllarının dosya içerisine getirtilmesi, ... İletişim Hizmetleri A.Ş.'...

    Davacı ile davalı kurum arasında 10.6.1991 tarihinde 89620 numaralı abonelik sözleşmesi imzalandıktan sonra aynı yere ilişkin olarak 4290 numaralı ikinci abonelik sözleşmesinin imzalandığı, her iki aboneliğinde aynı tesis (su kuyuları) için yapıldığı tarafların kabulündedir. 89620 numaralı abonelik sözleşmesinin 5/h maddesinde “ müşterinin kendi adına kayıtlı olduğu herhangi bir abonelikte ki borcundan dolayı şirket ile yapılmış olan diğer aboneliklerininde elektriği kesilebilir” hükmü mevcut olup, davalı bu hükme dayanarak 89620 numaralı aboneliğin borcundan dolayı 4290 numaralı aboneliğin elektriğinin haklı olarak kesildiğini savunmaktadır. Mahkemece ise, 89620 numaralı abonelik sözleşmesinde yer alan bu hükmün haksız şart niteliğinde bulunduğu benimsenerek kabul edilmiştir....

      Borçlunun 01.09.2015 tarihli dilekçesiyle borcun aslı ve ferileriyle birlikte tamamına itiraz ettiği, mahkemeye sunduğu 04.12.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde ise; alacaklı tarafından talep edilen abonelik bedeli olan 1.827,29 dolara mahsuben 08.04.2012 tarihinde 600,00tl (398 dolar karşılığı) ve 02.12.2014 tarihinde 2.000,00 tl (450,45 dolar karşılığı) ödediğini, alacaklı tarafından talep edilen ısınma bedelinin kanuni dayanağının olmadığını beyan ederek takibe konu abonelik bedeline itirazını itfa olgusuna dayandırdığı ve böylece borcu doğuran abonelik ilişkisini ve dolayısıyla abonelik bedelinden doğan borcu kabul ettiği, ısınma bedelini ise kabul etmediği görülmüştür. Bu durumda, itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında, takibe dayanak yapılan abonelik bedeline ilişkin belgenin, artık İİK.'nun 68/l. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur....

        Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacı tarafından abonelik başvurusu yapılmadığını, davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu taşınmaz için iskan belgesinin alınması hususunda herhangi bir başvuru, kanal vizesi ve binaya ait statik raporun bulunmadığını, bu nedenlerle abonelik işleminin yapılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı kuruma geçici abonelik için başvurup talebinin red olduğuna ilişkin bir delil ibraz edemediği, davalı kurumun cevabi yazılarında davacının abonelik başvurusu yapmadan görülmekte olan davayı açtığının bildirildiği, davacının ortada bir muaraza yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 md gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. HMK. nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır....

          Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacı tarafından abonelik başvurusu yapılmadığını, davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu taşınmaz için iskan belgesinin alınması hususunda herhangi bir başvuru, kanal vizesi ve binaya ait statik raporun bulunmadığını, bu nedenlerle abonelik işleminin yapılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı kuruma geçici abonelik için başvurup talebinin red olduğuna ilişkin bir delil ibraz edemediği, davalı kurumun cevabi yazılarında davacının abonelik başvurusu yapmadan görülmekte olan davayı açtığının bildirildiği, davacının ortada bir muaraza yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 md gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. HMK. nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır....

            Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz..." şeklindeki düzenlemesiyle, "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" tarafından "kişinin bilgisi ve rızası dışında", "abonelik tesisi veya abonelik işlemi yapılmasını, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesini" suçun unsuru olarak ortaya koymuştur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, adı geçen düzenlemeden ötürü, şüpheli veya sanık olabilmek için "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" olmak, suçun unsurlarının gerçekleşmesi içinse "rıza dışında abonelik tesisi veya abonelik işlemi" yapmak veya bu amaçla gerçeğe aykırı belge düzenlemek gerekmektedir....

              Kanun koyucunun "bizzat" kriterini getirmesinin amacı, suça konu abonelik işlemini yapan kişinin mutlaka ilgili belgede isim ve imzasının veya yazısının bulunması değildir. İşletmecinin yetkilendirmesi şartıyla, gerçeğe aykırı düzenlenen abonelik sözleşmesine veya işlemine katkıda bulunan, onay veren, numarayı başka operatöre taşıyan, hattı kullanıma açan, hizmeti aktive eden, kısacası kanunun lafzında yer alan kişinin rızası dışındaki tüm abonelik işlemlerini yapanların bu suçun faili olacağı maddeden ve tanımlardan anlaşılmaktadır. Yapılan açıklamalar ışığında suça konu abonelik sözleşmeleri üzerinde sanığın yetkilisi olduğunu kabul ettiği ......

                Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacı tarafından abonelik başvurusu yapılmadığını, davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu taşınmaz için iskan belgesinin alınması hususunda herhangi bir başvuru, kanal vizesi ve binaya ait statik raporun bulunmadığını, bu nedenlerle abonelik işleminin yapılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı kuruma geçici abonelik için başvurup talebinin red olduğuna ilişkin bir delil ibraz edemediği, davalı kurumun cevabi yazılarında davacının abonelik başvurusu yapmadan görülmekte olan davayı açtığının bildirildiği, davacının ortada bir muaraza yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 md gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. HMK. nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır....

                  Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacı tarafından abonelik başvurusu yapılmadığını, davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu taşınmaz için iskan belgesinin alınması hususunda herhangi bir başvuru, kanal vizesi ve binaya ait statik raporun bulunmadığını, bu nedenlerle abonelik işleminin yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı kuruma geçici abonelik için başvurup talebinin red olduğuna ilişkin bir delil ibraz edemediği, davalı kurumun cevabi yazılarında davacının abonelik başvurusu yapmadan görülmekte olan davayı açtığının bildirildiği, davacının ortada bir muaraza yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 md gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. HMK. nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava sartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıstır....

                    Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacı tarafından abonelik başvurusu yapılmadığını, davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu taşınmaz için iskan belgesinin alınması hususunda herhangi bir başvuru, kanal vizesi ve binaya ait statik raporun bulunmadığını, bu nedenlerle abonelik işleminin yapılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı kuruma geçici abonelik için başvurup talebinin red olduğuna ilişkin bir delil ibraz edemediği, davalı kurumun cevabi yazılarında davacının abonelik başvurusu yapmadan görülmekte olan davayı açtığının bildirildiği, davacının ortada bir muaraza yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 md gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. HMK. nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu