Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Sanığın, 5809 sayılı Kanun'un 56/4. maddesi kapsamında "...işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi..." sıfatıyla, yine aynı maddede geçen "...Abonelik tesisi veya işlemi yapma, gerçeğe aykırı evrak düzenleme, değişiklik yapma ve bu evrakları kullanma..." seçimlik fiillerini işlediğinin ve sahte abonelik tesisi gerçekleştirdiğinin iddia edildiği kamu davasında, suça konu abonelik sözleşmesinin düzenlendiği bayii olan Mobiltek İletişim’in yetkilisi olduğunu, suça konu abonelik sözleşmesinin kendisi tarafından doldurulduğunu kabul etmesi, sözleşme üzerinde bayii adının yazılı olduğu kaşenin bulunması ve bu işlemden sanığın bizzat menfaat sağlaması karşısında, mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, 2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak suça konu abonelik sözleşmelerinin düzenlendiği tarih olan 29/08/2012 yerine 2014...
Sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının "...kişinin bilgisi ve rızası dışında abonelik tesisi veya işlemi yapmak, yaptırmak veya bunun için gerçeğe aykırı bir belge düzenlemek, usulüne uygun düzenlenen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan bir evrakı kullanmak..." olduğu, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....
Sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının "...kişinin bilgisi ve rızası dışında abonelik tesisi veya işlemi yapmak, yaptırmak veya bunun için gerçeğe aykırı bir belge düzenlemek, usulüne uygun düzenlenen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan bir evrakı kullanmak..." olduğu, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....
Mahkemece, "...binanın projeye uygun tamamlandığını ispatlar, yapı denetim firmasınca düzenlenmiş, dava öncesi tarihe ait belge bulunmadığından davalı kurumun geçici abonelik talebini reddetmesi yasaya uygun görüldüğünden..." davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık geçiçi abonelik istemine ilişkindir. Dava konusu binanın iskan izninin alınmadığı yapı ruhsat izin tarihinin 26.09.2015 olduğu dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31.maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir....
Bu durumda, mahkemece, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binanın yapı (inşaat) ruhsat tarihinin 30.12.2005 olması, dava konusu yerde su aboneliğinin bulunması ve bu şekilde davacının belediyecilik hizmetlerinden yararlanıyor oluşu, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binaya ilişkin yapı denetim firmasından alınan ve binanın %90 oranında tamamlandığını gösteren seviye tespit tutanağı, yapıya ilişkin diğer bazı dairelerde aboneliğin bulunduğunun iddia edilmesi de dikkate alınarak, konusunda uzman bir bilirkişi ile mahallinde keşif yapılarak, abonelik tesisi istenen daire için yukarıda anılan İmar Kanununun geçiçi 11. maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı, geçici abonelik tesisi için bir sakınca olup olmadığı hususlarında, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, bilirkişiden ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş...
Bu durumda, mahkemece, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binanın yapı (inşaat) ruhsat tarihinin 30.12.2005 olması, dava konusu yerde su aboneliğinin bulunması ve bu şekilde davacının belediyecilik hizmetlerinden yararlanıyor oluşu, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binaya ilişkin yapı denetim firmasından alınan ve binanın %90 oranında tamamlandığını gösteren seviye tespit tutanağı, yapıya ilişkin diğer bazı dairelerde aboneliğin bulunduğunun iddia edilmesi de dikkate alınarak, konusunda uzman bir bilirkişi ile mahallinde keşif yapılarak, abonelik tesisi istenen daire için yukarıda anılan İmar Kanununun geçiçi 11. maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı, geçici abonelik tesisi için bir sakınca olup olmadığı hususlarında, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, bilirkişiden ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş...
Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz..." şeklindeki düzenlemesiyle, "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" tarafından "kişinin bilgisi ve rızası dışında", "abonelik tesisi veya abonelik işlemi yapılmasını, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesini" suçun unsuru olarak ortaya koymuştur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, adı geçen düzenlemeden ötürü, şüpheli veya sanık olabilmek için "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" olmak, suçun unsurlarının gerçekleşmesi içinse "rıza dışında abonelik tesisi veya abonelik işlemi" yapmak veya bu amaçla gerçeğe aykırı belge düzenlemek gerekmektedir....
Mahallesinde kain yaklaşık 400 dönüm mısır bitkisi ekiminden kaynaklı abonelik tesisi talebiyle başvuruda bulunduğu, davalıya davacının abonelik tesisi için ilk başvurusunun hangi tarihte olduğu ve başvuru akıbetinin ne olduğu yönünde yazılan yazıya verilen cevapta davacıya abonelik verildiğinin bildirildiği, yargılama sırasında davanın konusuz kaldığı yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri yönünden ise, davalı tarafça davacının abonelik tesisi için ilk başvurusunun hangi tarihte olduğuna dair yazılan yazıya açıkça tarih bildirilerek cevap verilmediği, dosyadaki belgelerden 01.04.2021 ve 07.04.2021 tarihli davalı şirketin müşteri memnuniyeti müdürlüğüne yazılan dilekçeler ile başvurunun akıbetinin sorulduğu, yine davacının 22.03.2021 tarihinde İlçe Tarım Müdürlüğü nezdinde tarımsal sulama amaçlı elektrik etüt raporu talep ettiği, raporun tarım müdürlüğünce 24.03.2021 tarihli yazı ile hazırlanıp davacıya sunulduğunun bildirildiği, davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği...
Bu durumda, mahkemece, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binanın yapı (inşaat) ruhsat tarihinin 01.08.2006 olması, dava konusu yerde elektrik aboneliğinin bulunması ve bu şekilde davacının belediyecilik hizmetlerinden yararlanıyor oluşu, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binaya ilişkin yukarıda anılan... ilgili yazısı, yapılan keşif ve konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan rapor ve özellikle hükme esas alınan şantiye aboneliği önkeşif raporundaki belirlemenin binanın oturulan bölümleriyle ilgili olmaması, dava konusu daire yönünden abonelik tesisi için bir eksiklik olduğu yönünde bir tespitin dosya içerisinde bulunmaması hususları dikkate alınmadan, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. ./.....
Bu durumda, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak, abonelik tesisi istenen daire için yukarıda anılan İmar Kanununun geçici 11. maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı, geçici abonelik tesisi için bir sakınca olup olmadığı hususlarında, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, bilirkişiden ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....