Davacı vekilinin istinaf başvuru talebi üzerine dairemize gelen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin menfi tespit ve abonelik tesisi talebiyle açtığı dava sırasında müvekkiline ait iş yerinin abonelik tesisine kadar hiçbir şekilde elektriğinin kesilmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin mahkemece, ihtiyati tedbir verilebilmesi için gerekli olan ve HMK'nun 390/3 maddesinde yer verilen yaklaşık ispat koşulunun bulunmadığı gerekçesiyle 05/11/2021 tarihli karar ile reddine karar verilmiş ve davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Sinemasını 01.12.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava dışı ... ...’den kiraladığını, abonelik tesisi için 04.01.2006 tarihinde davalı kuruma başvurduğunda, eski abonenin borcu olup, bu borç kapatılmadan abone yapılamayacağının beyan edildiğini, abonelik talebinin işleme konulmadığını, müvekkili ile hiçbir ilgisi bulunmayan eski abonenin borcunun müvekkiline yüklenmesinin yasal olmadığını, ayrıca devlet kurumu olan ve elektrik dağıtımını tekelinde bulunduran davalının elektrik abonesini keyfi olarak yapmasının mümkün olmadığını iddia ederek davalıca yapılan muarazanın men’ine ve abonelik tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili kurumun isminin ... Elek.AŞ.olup, husumetten davanın reddi gerektiğini, davaya konu olan ......
Davalı, Yapı Denetim Firmasınca Yapı Denetim Uygunluk Belgesi verilmediğinden abonelik verilmediğini, can ve mal güvenliği açısından tehlike yaratabileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının iskan ruhsatı alınması hususunda müracaatta bulunduğu, talebinde haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu binanın iskan izninin henüz alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık, abonelik sözleşmesinin tarafı olan davalının, aboneliğe konu evi boşalttıktan sonra tüketilen enerji nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedelinden sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen kaçak ve normal kullanım bedelinden fiili kullanıcıyla birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Bir başka deyişle abonelik iptal ettirilmedikçe abonenin sorumluluğu devam eder. Bu durumda, mahkemece, yukarıda belirtilen ilke gözetilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
numaralı her iki hattın çıkartılması esnasında abonelik sözleşmelerinin ekinde İş Bankası ve Garanti Bankasına ait “Aslı görülmüştür” kaşesi vurulan kredi kartı hesap özetlerinin bulunması ve katılanın Yerel Mahkeme huzurunda alınan 22/12/2014 tarihli beyanında hiç kredi kartı kullanmadığını ifade etmesi karşısında; öncelikle ilgili bankalardan anılan kredi kartlarının hangi tarihte ve hangi belgelere dayanılarak çıkartıldığı sorulup katılanın bu kartlar nedeniyle bankaya yapmış olduğu bir şikayetinin bulunup bulunmadığının araştırılması; kredi kartlarının katılana ait olmadığının anlaşılması durumunda ise, sanıkların üzerine atılı suçun unsurlarının "...kişinin bilgisi ve rızası dışında abonelik tesisi veya işlemi yapmak, yaptırmak veya bunun için gerçeğe aykırı bir belge düzenlemek, usulüne uygun düzenlenen evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan bir evrakı kullanmak..." olduğu, suçun sübutu bakımından, sanıkların adı geçen sözleşmeleri mutlaka kendi el yazılarıyla düzenleyip...
O halde mahkemece, öncelikle taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi celbedilerek, davacının elektriğin kesilmesine ilişkin yazılı başvurusu hakkında kurum tarafından nasıl bir işlem yapıldığının araştırılması ve davacının talebi üzerine abonelik sözleşmesinin nasıl sona erdirileceğine ilişkin sözleşme ve yönetmelik hükümlerine göre değerlendirilmesi sureti ile, gerekirse bu konuda ilgili mevzuat hükümlerine göre ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli bilirkişi raporu da alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
, abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapan, yaptıran, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenleyen, evrakta değişiklik yapan veya bunları kullanan..." kişiler olması, yine aynı Kanun'un 63/10. maddesinde "...Bu Kanun'un 56....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2012 NUMARASI : 2012/385-2012/523 Taraflar arasındaki geçici abonelik tesisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara İli Keçiören İlçesi 31251 ada 6 nolu adresinde bulunan daireye, abonelik tesisi için yaptığı başvurunun reddedildiğini ileri sürerek; mağduriyetinin giderilmesi açısından, davaya konu konutuna geçici su aboneliği tesisine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu binaya ait, inşaat hesabı bulunduğunu; ayrıca iskân raporu ve statik raporunun olmadığından abonelik işleminin yapılmadığını; haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir....
a yönelik eylem dolayısıyla özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; 1) Sanığın suçlamayı kabul etmeyerek abonelik için gelen kişinin kimliğinin kontrol edildiğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakılmaksızın tespiti açısından, müşteki Metin'e ait görünen abonelik sözleşmelerindeki imzanın müştekiye ya da sanığa ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Kabule göre de; hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini...