İstirdat davası İİK 72.maddesinde düzenlenmiş olup TBK'da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasından farklılık arz etmektedir.Sebepsiz zenginleşme kaynaklı açılacak davada ödemenin hataen yapıldığının ispatlanması gerekmekte olup istirdat davasında bu şart bulunmamaktadır .Çünkü istirdat davasına konu bedel cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekmektedir.Davacının yapmış olduğu ödemenin herhangi bir takip başlamadan yapıldığı görülmekle eldeki dava istirdat davası olarak nitelendirilemez.Dolayısıyla hakimin Türk hukukunu resen uygulayacağını düzenleyen HK'nın 33.maddesi uyarınca dava sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı iade davasıdır. 6098 sayılı TBK'nın 78.maddesi '' Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.'' şeklindedir.Kanunda belirtildiği şekliyle ödeme yapanın hataya düşmesi gerekmekte olup eldeki dosyada herhangi bir yanılma yahut hata durumu söz konusu değildir....
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1-Geçen celse 1 nolu ara karar ile 2 haftalık kesin süre içerisinde çeki elinde bulunduran ilgiliye karşı istirdat davası açmak için süre verildiği, davacı vekilinin kesin süre içerisinde istirdat davası açtığı anlaşıldığından işbu dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 4,90 TL karar ve ilam harcının DAVACIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28....
Şti. vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. (Emsal Y. 15. ....'...
Davalı vekili, istirdat davasının zamanaşımı sebebiyle reddi gerektiğini, davacının aynı konu ve aynı icra dosyası ile ilgili olarak daha önce de İstanbul ... 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/485 esas 2015/271 karar nolu dosyası ile istirdat davası açıp davayı takip etmemiş olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini,bu kararın kesinleştiğini savunarak davanın kesin hüküm nedeniyle reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; tacir olan taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari mal alışverişinden kaynaklı istirdat istemi olduğu,... 4.maddesine göre bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı ve 6102 sayılı ... 6335 sayılı Yasayla değişik 5.mad 3.fıkrasına göre göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı gerekçesiyle, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davacının açtığı menfi tespit ve istirdat davası yasa gereği masaya kasıt kabule dönüşen bir dava haline gelmiştir. Bu davada masayı iflas idaresi temsil eder. Bu durumda davacı alacağının masaya kayıt ve kabul edilip edilmediği araştırılarak şayet masaya kayıt talebi reddedilmişse ve ayrıca kayıt kabul davası açılmamışsa davanın iflas masasına, kayıt ve kabulü davası olarak devam edilmesi, şayet masaya kayıt edilmişse davanın konusuz kaldığı değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar ittihazı usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı icra tehdidi altına ödenen bedelin İİK'nın 72/7 maddesi gereğince istirdadı istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nın 72/2. maddesinde düzenlenen istirdat davası uyuşmazlığı, maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir eda davası olup bu dava ile icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Kanunda öngörülen 1 yıllık süre, hak düşürücü süre olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile, mahkemece re’sen göz önüne alınır....
Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının 30.000,00 TL'lik kısmı dava ilk açıldığı andan itibaren 2004 sayılı İİK m. 72'ye göre istirdat davasına dönüşmüştür. Mahkememizde açılan davada davacının davalıya 24.12.2020 tarihinde yaptığı 30.000,00 TL'nin istirdatına ilişkin olup davacı aynı talebini ikinci kez mahkememiz dosyasından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 500,00 TL olarak talep etmektedir. Aynı konuya ilişkin olarak açılmış bir menfi tespit ve istidat davası varken tekrar istirdat davası açılamayacağından davalının derdestlik itirazının kabulüne ve 6100 sayılı HMK m. 114/I-ı ve 115'e göre davanın usulden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Bu icra dosyalarından 2011/31560 Esas sayılı dosya hakkında ... 12. Sulh Hukuk Mahkemesi 2012/64 Esas sayılı dava dosyası ile 2011/11053 Esas sayılı icra dosyasından ise aynı mahkemenin 2012/65 Esas sayılı dava dosyası ile ayrı ayrı itirazın iptallerine karar verildiği ve anılan kararların kesinleştiği görülmekle, bu iki icra dosyasında istirdat davasının görülmesini engelleyen kesin hüküm bulunduğunun kabulü gerekir. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinin (i) bendine göre kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen kat maliklerine karşı yönetici her zaman dava açabilir ve icra takibi yapabilir. Kanun ile verilmiş yetkiye dayanarak yönetici kesinleşmiş ortak gider ve aidat borçlarını ödemeyenlere karşı bu alacakları tahsil etmek için dava açmak ve icra takibi yapmak yetkisine haiz olduğuna göre fazla ödemede bulunduklarını iddia eden kat maliklerinin de kendisine karşı menfi tespit veya istirdat davası açmak haklarının olduğu kabul edilmelidir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, borcun icra dosyasına ihtirazi kayıt konulmadan ödendiği, bu durumda menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı, hukuki yararın varlığı dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 19.11.2014 tarih ve 2014/12431 Esas 2014/16558 Karar sayılı bozma ilamı ile; "İcra ve İflâs Kanunu’nun 72,VI hükmüne göre, “Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” Somut olayda, dava konusu edilen icra takibindeki borç yargılama sırasında ödenmiştir....
Böyle bir borçlu, borçlu olmadığını tespit ettirmek için menfi tespit davası açabilir ve bu davada hiç değilse icra dairesinin banka hesabına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı alarak (İİK m. 72/III/2.c.) aleyhine yapılmakta olan icra takibinin durdurulmasını ve davayı kazanınca da takibin iptalini sağlayabilir. Borçlu, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için istirdat davası açabilir (İİK m. 72/VII). Borçlunun menfi tespit davası açmış olması hâlinde, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun ödenmesi üzerine de menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir (İİK m. 72/VI). İstirdat davası, esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen bir paranın geri verilmesi istenir....