Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü 122, 220, 236, 243, 244, 250, 251, 878 ve 1041 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında soyadının “...” olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıt malikinin kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun şekilde “...” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kayıt malikinin (paydaşın) davacının miras bırakanı olduğu ve nüfus kaydına uygun olarak tapu kayıtlarında soy adının değiştirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....

    Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayda; sanığın üzerinde ele geçirilen maddenin suç unsuru oluşturup oluşturmadığı ve hakkında herhangi bir adli işlem yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma yada kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde ise TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, Kurum kayıtlarında yanlış yazılan bilgilerin nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesine, 6111 sayılı Yasadan faydalanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava; davacının ... kayıtlarındaki nüfus bilgilerinin düzeltilmesi ve 6111 sayılı Yasa'dan faydalandırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 07.04.2011 tarihinde ... sicil numarası ile tescili bulunduğunu bildirerek 6111 sayılı Yasa'dan yararlanmak için dilekçe verdiği, ancak ......

            Tutanakta bu şahsın 16.3.1931 doğumlu ... cilt 36 sahife 12 de kayıtlı olduğu ve beyanlar hanesinde de bu şahsın ölü olduğu yazılıdır.Dosya içinde bulunan davacının babası ... ...’ın aile nüfus kayıt tablosu incelendiğinde; ... ve ...’den olma 16.3.1931 doğumlu ..., ... köyü cilt 36, hane no 12 de kayıtlı ... ...’ın 20.8.1983 tarihinde vefat ettiği,bu şahsın davacının ağabeyi olduğu ve tesbit tutanağında detaylı olarak yazılı nüfus bilgilerinin bu şahsın nüfus bilgileri ile örtüştüğü, diğer bir deyişle bu şahsa ait olduğu anlaşılmaktadır. Davacının tesbitin yanlış yapıldığı iddiası var ise bu hakkını tapuda kayıt düzeltilmesi yolu ile değil tapu iptali ve tescil davası yolu ile aramalıdır. Bu nedenle, yanlışlığın giderilmesi mülkiyet naklini gerektirdiğinden, tapu iptali ve tescil davası açılması yerine tapuda isim düzeltilmesi yoluyla kayıt malikinin değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, TMK. 27. maddesinde düzenlenen haklı sebep nedeniyle adın değiştirilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın 5490 Sayılı Yasadan kaynaklandığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu1nun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir....

                Bu nedenle maddenin birinci fıkrasında, bir çocuğun soybağının kasten değiştirilmesi veya gizlenmesi suç haline getirilmiş, ikinci fıkrasında ise bu fiillerin taksirle işlenmesi suç olarak tanımlanmıştır. Çocuğun soybağının kasten değiştirilmesinde suçun faili, çocuğun gerçek annesi ve babası dahil herkes olabilir. Soybağının taksirle değiştirilmesi suçunda ise fail ancak bir sağlık kurumunda çalışan görevli personel olabilecektir. Suçun mağduru soybağı değiştirilen veya gizlenen çocuktur. Ancak bu çocuğun sağ doğmuş ve yaşı itibarıyla kişisel durumu hakkında yeterli bilgi ve tasavvura sahip olmayan soybağı değiştirilebilecek veya gizlenebilecek bir çocuk olması gerekmektedir. Suçun konusu soybağıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca çocuk ile ana arasında soybağı doğumla, çocuk ile baba arasında soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulabilir....

                  Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşturduğu, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasanın 20/2...c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan 5326 sayılı Kanunun 20/2...c maddesi uyarınca sanığın kabahat oluşturan eylemiyle ilgili soruşturma zamanaşımı dolduğundan hakkında aynı Kanunun 20/1. maddesi...

                    Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....

                      UYAP Entegrasyonu