Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan Gereği görüşülüp düşünüldü: İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde öngörülen, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, failin işlemiş olduğu bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde ise TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşacağı; somut olayda, uyuşturucu madde kullanmak suçundan yakalanan sanık hakkında müştekinin kimlik bilgilerini kullanması nedeniyle bir kısım tutanakların müşteki...

    Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. 25.06.2019 tarih ve 2019/8-249 Esas ve 2019/499 Karar sayılı Ceza Genel Kurul kararında belirtildiği üzere; TCK.nın 268. maddedeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir. Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur. İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır....

      TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-)İftira suçunun özel bir halini düzenleyen 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....

        Bu takdirde sahte belgenin çocuğun soybağının değiştirilmesi suçunun işlenilmesi sırasında kullanılması nedeniyle TCK’nun 212. maddesi uyarınca failin her iki suçtan cezalandırılması lazımdır. Nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi durumunda hem TCK'nun 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarından söz etmek mümkündür. Ancak fiilin belirtilen işleniş şekli bakımından her üç suç tipi arasında genel norm-özel norm ilişkisi bulunmaktadır....

          Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayda, sanığın bilinen gerçek kimliği ile işlediği iddia edilen suçla olarak polis ekiplerince araştırılmaya başlandığı ve sanığın kullandığı iddia edilen ... plakalı aracın durdurularak araç içerisinde bulunan sanıktan kimliğini ibraz etmesi istendiği, sanığın bunun üzerine mağdur '...'...

            Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....

              Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşturduğu, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5226 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c maddesi gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE, 09.05.2018 gününde...

                Belirtilen nedenlerle; Somut olayda; sanığın, yasadan kaynaklanan bir yetkiyi kullanarak kimliğini öğrenmek isteyen kolluk ekiplerinin, kimlik bilgilerini öğrenmelerini engellemek için, kendisine ait nüfus cüzdanını yakarak yok etmek suretiyle, TCK'nın 205. maddesinde düzenlenen "resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme" suçunu işlediğinin dosya kapsamından açıkça anlaşılması karşısında, yerel mahkemece kurulmuş bulunan mahkumiyet hükmünün, onanması yerine, suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle bozulmasına karar verilmesi isabetli görülmediğinden, çoğunluk görüşüne iştirak etmek mümkün olmamış ve bu sebeple bozma kararına muhalefet edilmiştir. 16.12.2015...

                  Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....

                    adına düzenlenmiş gerçek nüfus cüzdanını ibraz etmiş, nüfus cüzdanında bulunan fotoğrafın sanığa benzememesi ve sanığın yaşının ibraz edilen nüfus cüzdanındaki doğum tarihi ile uyumlu olmadığının anlaşılması üzerine polis merkezine götürülen sanığın gerçek kimlik bilgileri tespit edilmiştir. 2. ... adına herhangi bir belge düzenlenmemiş, soruşturma işlemleri sanığın gerçek kimlik bilgilerine göre yapılmıştır. 3. Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan açılan kamu davasında, sanığın yüklenen suçu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiştir. IV. GEREKÇE 1. Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi hâlinde ......

                      UYAP Entegrasyonu