Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜMLER : Mahkumiyet 1)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarih, 2011/8-335 Esas ve 2012/1804 Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği; Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 131/3. maddesindeki “Fotoğraf, nüfus ve uluslararası aile cüzdanında bu alan için ayrılmış olan çizgilerin dışına taşmayacak ebatlarda kesilerek yapıştırılır.” ve aynı yönetmeliğin 130. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "soğuk damga fotoğrafın üzerine gelecek ve fotoğrafın görüntüsünü bozmayacak...

    Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayda, sanık ...'...

      Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Suça sürüklenen çocuk müdafinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Somut olayda; oluş ve tüm dosya kapsamına göre; devriye görevini ifa eden polis memurlarının şüphelenerek durdurdukları ... plakalı araç içerisine yapılan şahısların kimlik sorgulamalarında suça sürüklenen çocuğun üzerinde mühür olmayan ...'...

        Tavzih yoluyla talebin ve buna bağlı olarak hükmün ya da doğrudan doğruya hükmün esasının değiştirilmesi mümkün değildir. Somut olayda da; davacının iddia ettiği dosya içerisinde sübut bulduğu şekilde ... İlçesi ... Köyü Hane:14'de kayıtlı ... ve ... oğlu 1341 doğumlu ... ...'ün kaydının düzeltilmesine rağmen hüküm fıkrasına da ... ...'ün ... İlçesi ... Mahallesi Cilt:13, Hane:6'da nüfusa kayıtlı ... ve ...'den olarak kaydedildiği anlaşılmıştır. Yukarıda da değinildiği gibi hükmün gerekçesiyle hüküm fıkrasındaki nüfus kayıt bilgilerinin çelişmesi tavzihi gerektiren bir husustur. Hata mahkeme kararı içeriğinden ve tüm dosya kapsamından bu husus kolayca anlaşılabilmektedir. Davacının isteminin yerine getirilmesi yeni hüküm tesisi niteliğinde olmayıp hüküm fıkrasındaki maddi hatanın düzeltilmesi niteliğindedir. Mahkemece istemin kabulü gerekirken yazılı nedenlerle reddi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

          ın kimlik bilgilerinin ... ... oğlu ... ve ... ... oğlu ...olarak düzeltilmesine, kayıt maliki ... oğlu ... ...'ın kimlik bilgilerinin ... oğlu ... olarak düzeltilmesine yönelik istemin ise reddine karar verilmiştir. Davacı hükmü, murisi ... oğlu ... ... hakkındaki isteminin de kabul edilmesi gerektiği itirazı ile temyiz etmiştir. Mahkemece, ''... oğlu ... ...'''ın kimlik bilgilerinin soyadının tapu kaydından terkini suretiyle ''... oğlu ...'' olarak düzeltilmesi yönündeki istem, murisin nüfus kaydı olmadığından reddedilmiştir. Halbuki dosya içerisinde mevcut Rize Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.04.2008 tarihli 2008/130-488 sayılı mirasçılık belgesinde davacının murisinin ... numaralı hanede nüfusa kayıtlı ... ... olduğu, tapulamaya dayanak tapu kaydında isminin ''...'' olarak yazılı olduğu, tanık anlatımları ile de ailenin lakabının ''...'' olarak bilindiği sabit olduğundan, mahkemece mirasçılık belgesinde ismi geçen ... ...'...

            Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 16.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....

                Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre de, görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun hangi soyadı alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur....

                  Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir. Adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin davanın, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden, esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğundan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca da görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla küçüğün önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince, asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır....

                    Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir. Adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin davanın, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden, esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğundan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca da görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla küçüğün önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu