Ancak, somut olayda Kurum, 6183 sayılı Yasa gereğince takip yaptığına göre idari para cezasının kesinleşip 4958 sayılı Yasanın 19. maddesi kapsamında Kurum alacağına dönüştüğünün tespiti halinde bu takibe karşı işveren 6183 sayılı Yasanın 58. maddesi gereğince yetkili iş mahkemesinde dava açabileceğinden, artık mahkemenin görevsizlik kararı vermesi düşünülemez. Mahkemece yapılacak İş; Ankara Dördüncü İdare Mahkemesinin 2004/727 Esas sayılı dosyasının sonucuna ve yukarıda belirtilen ilke ve esaslara göre değerlendirme yaparak varılacak sonuca göre bir karar tesis etmekten ibarettir. Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde İlgiliye iadesine 7.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eldeki davada ise, öncelikle davacının kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemi yönünden hangi ödeme emri veya ödeme emirleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istediği hususunda açıklama istenilmeli, sonucuna göre davacı hakkında araç ve tapu haczi yönünden ödeme emri tebliği varsa bu tebliğe göre ve 6183 Sayılı Yasa kapsamında yapılan haczin usulüne uygun olup olmadığı belirlenmeli, yok ise borçlu olmadığının tespiti istemi hakkında belirtilen yasal düzenlemelere göre borçlu olup olmadığı hususunda irdeleme yapılmalı ve sonucuna göre, davacının maaşının haczine dayanak olan kurum işlemi ve varsa ödeme emri belirlenmeli, kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırı olduğu hususu dikkate alınarak yapılacak irdeleme sonucuna göre davacının tüm taleplerini karşılayacak ve infazı mükün kılacak şekilde bir karar verilmelidir....
O halde 6183 sayılı yasanın 79. maddesi kapsamında genel mahkemelerde dava açma imkan ve hakkı sadece kendisine haciz ihbarnamesi tebliğ edilen 3. kişiye, 3. kişinin süresinde itirazı halinde ise aksinin ispatı için alacaklı amme idaresine tanınmıştır. Somut olayda davacı şirket ortağına tebliğ edilmiş bir haciz bildirisi bulunmadığına göre davacının anılan madde kapsamında genel mahkemede dava açma yetkisi de bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacı hakkında 6183 sayılı yasanın 55. maddesi uyarınca yöntemince düzenlenip anılan yasanın 58. maddesi kapsamında tebliğ edilmiş bir ödeme emri de bulunmamaktadır. Bu nedenle mevcut dava 6183 sayılı yasanın 58. maddesi kapsamında açılmış ödeme emrinin iptali niteliğinde de değildir....
Öte yandan süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa'nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir.6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35.maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de 6183 sayılı Yasa 506 sayılı Yasa'ya göre daha genel bir yasa durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik özel Yasa hükümlerine tanınacağından, 506 sayılı özel Yasa'nın 80.maddesi karşısında davacının prim borçlarının ait olduğu dönemlerde borçlu spor kulübünün üst düzey yöneticilerinden olduğunun tespiti halinde bu süreler içinde kalan kamu borçlarından dolayı 80.madde kapsamında müteselsilen sorumlu olacağı açıktır.AsıI borçlu adına düzenlenmiş Ödeme emrinin müteselsil borçlulara tebliğ edilmesinde de usulsüzlük yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine göre gönderilen haciz bildirimi nedeniyle borçlu olmadığının tesbitiyle, icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacı şirketin, davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine göre gönderilen haciz bildirimi nedeni ile ilgili borçluların borcundan dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, derdestlik itirazının kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, davalı idarece 6183 sayılı Yasanın 79/4.maddesi gereği uygulanan e-haciz ihbarnamesi sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi uyarınca haciz bildirisini tebellüğ eden 3. kişinin 7 gün içinde tahsil dairesine itiraz edebileceği, bu sürede itiraz edilmediğinde 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açabileceği, 6183 sayılı Yasanın 102. maddesi uyarınca amme alacağının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kamu alacağının tahsili için davacıya tebliğ edilen ödeme emri nedeniyle, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, az yukarıda yazılı gerekçe ile 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacının eski ortağı olduğu dava dışı İ... Ltd.Şti.'...
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasanın 79.maddesine göre gönderilen haciz teskeresinden dolayı bankanın borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davalının sıfatına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 30.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, hukuki nitelikçe, Sosyal Sigortalar Kurumuna idari para cezası borcu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.Davacı hakkında 506 sayılı Yasanın 140.maddesinde (5510 sayılı yasanın 102.maddesinde)öngörülen koşulların oluşması nedeniyle idari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezasının anılan maddede belirtilen prosedür çevresinde kesinleştiği, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, idari para cezasının idari aşamada kesinleşmesinden ve özellikle 6183 sayılı Yasa uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinden sonra " Borçlu olmadığının tesbiti ve ödeme emrinin iptali veya istirdat" şeklinde dava açılması durumunda görevli mahkemenin saptanması noktasında toplanmaktadır....
İhtiyati haciz işleminin ise, borçluya ait taşınır, taşınmaz mallar ile alacak ve haklarından, kamu alacağına yetecek kısmı üzerine, “haczin ne suretle yapılacağına dair olan” 6183 sayılı Yasanın 62 ve devamı maddeleri uyarınca derhal uygulanacağı, aynı yasal düzenleme içeriğinde düzenlenmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın 15. maddesinde, ihtiyati hacze itiraz konusunda açılacak dava süresi ve usulü belirtilmiş ve anılan madde uyarınca açılacak davada, ihtiyati haczin bu konuda öngörülen usule aykırı biçimde gerçekleştirildiği veya 6183 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde belirtilen ihtiyati haczi gerektirir nedenlerin bulunmadığının dile getirilebileceği öngörülmüştür. Bu kapsamda, ihtiyati haciz kararına karşı açılan davada, borç miktarı, zamanaşımı gibi konulara ilişkin itirazların hükme bağlanmasına olanak bulunmamaktadır. Dava, davacıların borçlu olmadığının tespiti ve mal varlıklarına konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir....