Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davada, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali değil, aynı yasanın 67. maddesine göre, istihkak iddiasının kaldırılması isteğinde bulunulmuştur. Bu nedenle, hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi, Yargıtay Yüksek 15.Hukuk Dairesine ait ise de, aynı Daire tarafından da gönderme kararı verilmiş olduğundan, temyiz inceleme merciinin belirlenmesi için, dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere, yüksek Yargıtay 1.Başkanlığına SUNULMASINA 12.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    -Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcı takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermektedir....

      Mahkemece, davanın 6183 sayılı Yasanın 24 ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu, genel hükümlere göre bakılması gerektiğinden Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140.maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 09.06.2015 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....

        Mahkemece, davacı vergi dairesi tarafından davalı borçlu aleyhine kesinleşmiş vergi borcundan dolayı yapılan takipler neticesi 24/05/1999 ve 12/12/2000 tarihlerinde dava konusu taşınmaz üzerine haciz konulduğu ve davalı şirketin bu hacizleri görerek taşınmazı satın almış olduğu, iyiniyetli kabul edilemeyeceği bu nedenle satışın iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne ve satış işleminin iptali ile taşınmazın tekrar davalı borçlu Doğan adına tesciline karar verilmiş hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir. 6183 sayılı Kanun'un 30. maddesinde de ifade edildiği gibi borçlunun malı borca yetmediği takdirde amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan tüm muameleler hükümsüzdür. Somut olayda borçlu ...'ün taşınmazı sattığı ......

          Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’ya dayalı olarak açılan tasarurfun iptali davaları da İİK’nun genel hükümlerine göre açılan tasarrufun ipali davaları gibi, tasarurfun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması ve amme borçlusu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması gerekir. Ancak borcun doğumu takibin kesinleşme tarihi değil takibe konulan vergi borcunun yasal olarak ödenmesi gereken zamandır. Somut olayda, davalı borçlu şirket hakkındaki 2008 yılında doğan vergi borçları ile ilgili olarak 20.09.2008 tarihinde takibe geçilmiş, ödeme emri 29.06.2009 tarihinde tebliğ edilerek takip kesinleşmiştir. İptali istenilen tasarruf ise borcun doğmundan sonra 11.02.2009 tarihinde gerçekleşmiştir....

            Bu durumda uzman bilirkişi incelemesi yaptırarak, davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan borçlarının ferileriyle birlikte belirlenerek bu miktar üzerinden davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya bu miktar üzerinden taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere tasarruf tarihine kadar doğan borç tespit edilmeden ve haciz ve satış yetkisi verilmeden yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değildir. 3- 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru görülmemiştir....

              Bu durumda uzman bilirkişi incelemesi yaptırarak, davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan borçlarının ferileriyle birlikte belirlenerek bu miktar üzerinden davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya bu miktar üzerinden taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere tasarruf tarihine kadar doğan borç tespit edilmeden ve haciz ve satış yetkisi verilmeden yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değildir. 3- 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru görülmemiştir....

                Dava Borçlar Kanununun 18.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Takip konusu alacağın 6183 Sayılı AATUHK gereğince amme alacağı olduğu gözönünde bulundurularak, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmü gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun...

                  ın vergi borçları toplamı 208.448,66 TL miktarla sınırlı olarak taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu tür davalar yasanın 25.maddesi gereğince borçlu ve onunla hukuki işlemde bulunan 3.kişiler aleyhine açılır....

                    in 6183 Sayılı Yasanın 30.maddesi gereğince borçlunun kamu alacağının tahsiline olanak vermemek amacıyla tasarrufta bulunduğunu bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılması karşısında davanın kabulü ile dava konusu tasarrufun dava konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddinin isabetli olmadığı, ayrıca kabüle göre de davalı şirket hakındaki dava husumet yokluğundan reddedildiğinden kendisini vekillle temsil ettiren davalı şirket yararına maktu vekalet ücreti takdini gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesinin de doğru olmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bozma ilamı gereğince davalı ...'in 6183 Sayılı Yasanın 30.maddesi gereğince borçlunun kamu alacağının tahsiline olanak vermemek amacıyla tasarrufta bulunduğunu bilebilecek kişilerden olduğu gerekçesiyle davacının davalılardan ... ve ...'...

                      UYAP Entegrasyonu