Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı yasaya dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu nedenle uyuşmazlığın 6183 sayılı yasanın 24 ila 31. maddeleri hükümleri doğrultusunda çözümlenmesi gerekir. Anılan bu maddelerde aciz belgesi ibrazının zorunlu olduğunu bildiren bir hüküm bulunmadığından mahkemece uyuşmazlığın esasının incelenerek bir sonuca varılması yerine borçlu hakkında geçici yada kati aciz vesikasının bulunmadığından bahisle davanın reddi doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 6.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı...... vekili, davalı borçlu ........ aleyhine 6183 sayılı Yasa gereğince icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun dava konusu taşınmazını diğer davalı .......'e sattığını tasarrufun iptali ile taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Mahkemece, davanın para alacağına ilişkin olduğu ihtiyati tedbirin koşulları oluşmadığından bahisle davacının talebi red edilmiş ve bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Kanunun 24 devamı maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali davasına ilişkindir....

      Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Anılan yasanın 26.maddesinde İİK 284. maddesine parelel biçimde kamu alacağından dolayı açılan tasarrufun iptali davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması öngörülmüştür. Anılan dava açma süresi hakdüşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının res'en incelenmesi gereklidir. Somut olayda dava dışı borçlu ile davalı ... arasındaki tasarruf 7.5.1998 tarihinde, davalı ... ile dava dışı 4.kişi arasındaki tasarruf 27.6.2000 tarihinde yapılmış olup eldeki dava 5 yıllık hakdüşürücü süre geçirilerek 10.1.2008 tarihinde açılmıştır. O halde mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

        Davalı ... vekili ,borçlunun aciz halinde olduğunun 6183 Sayılı Yasanın 75/2.maddesi gereğince belirlenmesi gerektiğini, aracın icra takibinden önce iyiniyetle ve bedelle alındığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davalı ...’in, davalı borçlu bankanın kurucu ortaklarından olması nedeniyle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu gerekçesiyle davanın 6183 Sayılı Yasanın 30.maddesi gereğince kabulüne, 34 TB 8079 plakalı aracın davalı ...’e satışı ile ilgili tasarrufun ödeme emrine konu 4.322.500.00.-YTL kamu alacağı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ...’in yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 547.40....

          Mahkemece, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmasına rağmen, karar yerinde ilgili yasa maddeleri tartışılmadan, taşınmazların gerçek değeri ile tapuda yazılı satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, davalılar arasında akrabalık tespit edilemediği, davalıların bir kısmının komşu oldukları, ancak 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerindeki şartların oluşuğu şeklinde eksik gerekçeyle davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği tartışılmadan karar verilmesi isabetli olmamakla birlikte tasarrufun iptali talep edilen İstanbul ili, ..., ... Mahallesi 819 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapuda gerçekleşen 22.10.2008 tarihli ve 16825 yevmiye numaralı satışında birden fazla davalıya satış yapılmasına rağmen yazılı şekilde infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi de isabetli olmamıştır....

            ın halasının eşi olduğu ve 6183 sayılı Yasa'nın 28. maddesinde belirtilen akrabalık bağı bulunduğundan tasarrufun bağış niteliğinde olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Anılan yasanın 25.maddesinde tasarrufun iptali davasının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı belirtilmiştir. Ayrıca, borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi, borçludan aldığı malı üçüncü bir kişiye devrederse, alacaklı kötü niyetli dördüncü kişi veya mirascıları hakkında da iptal davası açılabilir. Somut olayda, dava konusu olan ve iptaline karar verilen tasarruf davalı borçlu .... Petrol Ürünleri Ltd. Şti. tarafından değil, anılan şirketin müdürü ve hakkında takip yapılan ... .... tarafından gerçekleştirilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine vergi borcu nedeni ile icra takibi yaptıklarını borcu karşılayacak mal varlığı bulunamadığını, dava konusu taşınmazını 30.09.2009 tarihinde davalı kardeşi ...'ya sattığını belirterek bu tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ..., dava konusu taşınmazı sattığında borcu olmadığını, taşınmaz satışdan elde ettiği para ile borçlarını ödediğini belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır....

                un borçlu şirket ortaklarının, alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptali gerekmesine (6183 S.Y. m. 30/I) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı birleşen dava davalısı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu edilen taşınmazlar ile ilgili olarak vergi borçluları davalılar ile 3. kişi ... arasında yapılan ve tapuya şerh edilen satış vaadi işleminin iptali ile davacı hazinenin alacağının cebri icra yolu ile tahsili için haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir....

                  Sayılı dosyasından verdiği karar değiştirilerek, kesinleşmiş bir hükmün konusuna giren miktarların tekrar yargılama konusu yapılarak kesin hükmün sonuçlarının bu konuda bir yargılamanın yenilenmesi kararı olmadan ortadan kaldırıldığını, esas alınması gereken kesin hükmün İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2000/560 E. Sayılı kararı olduğunu, çünkü bu kararın kesinleştiğini belirterek düzelterek onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın 6183 sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların Yasanın 25. maddesi ile İİK'nun 282. maddesi gereğince borçlu ve onunla hukuki işlemde bulunan 3. kişiler aleyhine açılacağı, borçlu ile hukuki işlemde bulunan 3.kişi iptale tabi tasarrufu dördüncü kişiye devretmişse, davacının dördüncü kişinin kötüniyetli olduğu iddiası ile davasını ona karşı da yöneltebileceği, kötüniyetli 4. kişiye dava açılmaması veya kötüniyetinin ispatlanamaması halinde 6183 sayılı Yasanın 31. maddesi gereğince davalı 3. kişi dava konusu mal, hak ve değerleri elinden çıkarmış...

                      UYAP Entegrasyonu