Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

isabetli olmadığı,ayrıca 6183 sayılı Yasa gereğince yapılan takibin dayanağı olan vergi borcu dönemleri 2000, 2001 ve 2005 yılları olup, tasarrufun gerçekleştiği tarihe göre borcun doğum tarihinin daha önce olduğu, tasarrufun iptali davasında alacaklının alacağının kesinleşmiş olması dava şartı ise de iptale konusu tasarruf işleminin yapıldığı tarihten önce borcun doğmuş olması yeterli olup, bu tarihten önce takibin de kesinleşmiş olması görülebilme koşulu değildir....

    Ltd.Şti. ile ortakları olan ..., ... ve ... aleyhine 6183 sayılı Yasa hükümleri uyarınca icra takibi yaptıklarını, ancak dava dışı ...’un borçlu ... ile diğer borçlu ...’ın sağlığında kendisine verdiği vekaletname ile ... plakalı aracı ölümünden sonra davalı ...'ya sattığını öne sürerek 6183 sayılı Yasanın 27 vd. maddeleri uyarınca geçersiz vekaletname ile yapılan satışın iptalini, araç elden çıkarılmış ise takdir edilecek bedelinin ödenmesini talep ettiği, geçersiz vekaletname ile yapılan satışın 6183 sayılı Yasanın 24 vd maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek bir tasarruf olmadığı, ölüm ile vekalet ilişkisi son bulduğuna göre olayda hukuken geçerli bir tasarruftan söz edilemeyeceği, bu durumda borçlu ......

      A.Ş. olup icra takibinin adı geçen borçlu aleyhine yapılmış olduğu, iptali istenen tasarrufun ise borçlu şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan davalı ... tarafından yapılmış olduğu, ... aleyhine 6183 sayılı yasanın 35. maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Yasasının 10/2 maddesi ve TTK'nun 317. maddeleri gereğince yapılmış bir icra takibi olmadığından anılan maddeler gereğince borçlu şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan ... yönünden 6183 sayılı yasanın 27, 30 ve 35 maddeleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 10/2, Türk Ticaret Kanunun 317 maddelerinde belirtilen dava koşulları oluşmadığından bu nedenle davanın reddi gerektiği ...” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2019/264 ESAS 2020/45 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 10....

        Dava 6183 sayılı yasanın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davalı borçlu kamu borçlusu olup kesinleşen vergi borçları bulunmaktadır. Borcun doğum tarihinden sonra davaya konu 8 taşınmazı aynı gün 14.03.2008 tarihinde davalı 3. Kişilere devretmiş olup davalı ...'ye yapılan satış dışındaki devirlerde taşınmazların gerçek değeri ile tapudaki satış bedelleri arasında fahiş fark bulunmaktadır. Davalı 3. Kişiler borçlu ile aynı köyde ikamet etmektedir. Ayrıca davalı ...'de borçlunun eşinin kardeşidir. Yani davalı üçüncü kişilerin hepsinin davalı borçlunun ızrar kastını bilebilecek kişilerdendir....

          Dava, 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Anılan yasada öngörülen nedenlere dayalı olarak iptal davasının açılabilmesi için öncelikle kesinleşmiş ve muaccel hale gelmiş bir kamu alacağının bulunması gerekir. Bir başka anlatımla ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olması ve bu ödeme emrinin kesinleşmiş olması gerekir. Somut olayda ödemeye çağrı mektubu ve ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından İdare Mahkemesine bu belgelerin iptali istemiyle davaların açılmış olduğu ve davaların kabulüne ilişkin İstanbul 6. İdare Mahkemesince 2006/2548-2008/306 sayılı ve İstanbul 8....

            Söz konusu dava 6183 Sayılı Yasaya dayalı tasarrufun iptali mahiyetli bir davadır. Davacı şirketlerin, borçlu olan şirketin borçlarından sorumlu tutulmasını talep etmiştir. Amme alacakları tahsili usulü hakkında kanunun 24. maddesi uyarınca tasarrufun iptali mahiyetli davada uygulanacak 27, 28 ve devamı maddelerle ilgili yargılama yetkisi genel mahkemededir. 6183 Sayılı Yasanın 30 . maddesinin şartlarının bulunup bulunmadığı değerlendirilecektir. Mevcut davada davacı tarafın tacir sıfatı bulunmadığı gibi, çekişme her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklı değildir. Ticari dava olarak nitelendirilemez. Belirtilenler ve dosya içinde mevcut İzmir BAM 5. Hukuk Dairesi'nin 2021/2915 Karar sayılı tedbirle ilgili kararı da bulunmakla eldeki davanın görülme yeri genel mahkemedir. Açıklanan nedenlerle, İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir....

              Davalı 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Yerel mahkeme kararının davacı vekiline 10.8.2009 tarihinde tebliğ edildiği temyiz dilekçesinin 15 günlük yasal süre geçirilerek 3.9.2009 tarihinde temyiz defterine kaydedildiği anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekmiştir. 2-506 sayılı yasanın 1.12.1993 gün ve 3917 sayılı Kanunla değişik 80/6.maddesi uyarınca kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı yasanın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi görevli ve yetkilidir. Bu durumda mahkemece göre hususu re'sen dikkate alınarak iş mahkemesinde bakılmak üzere görev noktasında dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan incelenip sonuçlandırılması doğru görülmemiştir....

                Dava 6183 sayılı yasanın 24 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece vergi borçlusu şirketin borçlarından davalı ...’nın sorumlu olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 6183 sayılı yasanın mükerrer 35. ve 35/a. Maddesine göre tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından anılan Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği belirtilmiştir. Somut olayda hem şirket müdürü davalı ... hem de borçlu şirket aleyhine yapılmış takip evrakı dosya içinde mevcuttur....

                  Mahkemece, tasarrufun vergi borcunun tahakkukundan 4 yıl kadar önce yapılması nedeniyle iptal davası açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, amme alacağının devir tarihinden sonra doğmuş olmasına, borçlu davalı ... tarafından taşınmazın diğer davalılara satış tarihinin 01/02/2002, dava tarihinin 30/12/2010 olmasına, 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması ve söz konusu sürenin hak düşürücü niteliğine sebebiyle mahkemece resen nazara alınması gerektiğine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/6/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan...

                    UYAP Entegrasyonu