Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun borçlarını bilebileceği bunun aksinin davalı tarafça ispatlanamadığı, tasarrufun alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu davaların görülebilmesi için diğer genel dava koşullarının yanında davacı alacaklının, davalı borçlu hakkında kesinleşmiş bir takibin bulunması dava koşuludur ve mahkemece resen araştırılması gereken bir husus olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın bozma nedenidir. Somut olayda, davanın dayanağı alacağın, dava dışı ... Orman Ürn. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ve ... İletişim Reklam Organizasyon Hizmet Ltd. Şti’nin vergi borcunu oluşturduğu, bu borçtan dolayı davalı ... aleyhine yapılmış ve kesinleşmiş takip bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni" Davacı Karahallı Mal Müdürlüğü adına Honaz Mal Müdürlüğü ile davalılar 1-... 2-... arasındaki davadan dolayı Honaz Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 26.06.2008 gün ve 150-131 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptâline ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 29.01.2007 gün ve 1 sayılı kararı uyarınca İcra İflas ve 6183 sayılı Kanunlardan kaynaklanan tasarrufun iptâli kararlarının temyiz incelemesinin 01.02.2007 tarihinden itibaren 17. Hukuk Dairesi'nce yapılmasına karar verildiğinden dosyanın Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılama sırasında davalı ...'in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını ancak borçlunun amme alacağının tahsilini engellemek için kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan satış işleminin iptalini talep etmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğunun kabul edilerek bu yönde bir araştırma ve inceleme yapması gerekirken davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşerek muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılması doğru olmamıştır....

        Mahkemece dosya kapsamı ve toplanan delillere göre muvazaalı satış yaptığı iddiasının ispat edilemediği, başlı başına taşınmaz devrinin davalıların mal kaçırma gayesini ispat etmeye yeterli olmadığı, davalıların satış işleminin sözleşme hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalılar arasında inançlı işlemin bulunduğu, taşınmazın gerçek malikinin ... olduğu ve taraflar arasındaki amaç gerçekleşinceye kadar geçici suretle devir yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu tarafından karardan sonra, temyiz aşamasında dava dayanağı olan vergi borcunun yeniden yapılandırma yasası gereği ödendiği belirtilmiş, ... Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 08.05.2019 tarihli cevabı yazısında da vergi borçlarının kanun kapsamında tahsil ve tasfiye edildiği beyan edilmiştir....

          Dava, 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için borçlu hakkında yapılmış icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması, gerçek bir alacağın bulunması gereklidir. Eğer dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış ise bu üç koşula ilaveten borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i (İİK 143.madde) veya geçiçi aciz (İik 105.madde) belgesinin bulunması da gereklidir. Aciz belgesinin varlığı sadece İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için önkoşul olup 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davacının elinde aciz vesikası bulunmadığı ve yargılama süresince de böyle bir belgeyi dosyaya ibraz etmediği gibi muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescile dayandığı ve ön koşulu yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, borcun doğum tarihinin tasarruftan önce olması ve yasanın 284. maddesine göre de 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir....

              Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalılar 3. kişi ... ve ...'ın borçlu ...'ın çocukları olmasına, 6183 sayılı Yasanın 28/I-1 bendinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalılar ... ve ...'ın annesi olan borçlu ...'...

                Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davaların görülebilmesi için diğer genel dava koşullarının yanında davacı alacaklının, davalı borçlu hakkında kesinleşmiş bir takibin bulunması dava koşuludur ve mahkemece resen araştırılması gereken bir husus olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın bozma nedenidir. Bozma ilamından sonra, davalı borçlu aleyhine düzenlenmiş ödeme emirlerinin dosyaya ibraz edildiği, bu ödeme emirlerinin de 20/02/2014 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu halde, ön koşul eksikliğinin giderildiğinin kabulü ile davanın esasına girilerek 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir....

                  Dava 6183 sayılı yasanın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesi geriğince üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın)hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine göre davalıların aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dosya içeriğinden anılan davalıya ait ... ve ... aracın haczedildiği 1...plakalı aracın 15.050,00 TL ye satıldığı diğer araç satışının olup olmadığının tesbit edilmediği anlaşıldığından, satış veya başka şekilde tahsil edilen paralarda dikkate alınarak dava konusu taşınmazın devir edildiği 02.09.2010 tarihindeki davalı ...'...

                    e ... olması nedeniyle tasarrufun iptalini gerektirir taşınmaz olmadığı, ...'e dava açılmadığı, devrin dava sırasında yapılmış olmaması nedeniyle davalı ...'a karşı bedel davası açılmayacağı gerekçesiyle tasarrufun iptali ve alacak davalarının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar yasanın 25. maddesi ile İİK'nun 282. maddesi gereğince borçlu ve onunla hukuki işlemde bulunan 3. kişiler aleyhine açılır. Borçlu ile hukuki işlemde bulunan 3. kişi iptale tabi tasarrufu dördüncü kişiye devretmişse, davacı dördüncü kişinin kötüniyetli olduğu iddiası ile davasını ona karşı da yöneltebilir....

                      UYAP Entegrasyonu