Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. HMK'nun 331. maddesine göre davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki taraflarını haklılık durumuna göre yargılama giderini takdir ve hükmeder. Somut olayda, dava konusu taşınmaz 2008-2012 dönemine ait vergi borcunun doğumundan sonra 13.02.2012 tarihinde borçlunun kardeşi Kadir’e devredildiğinden 6183 sayılı Yasa’nın 28/1. maddesine göre tasarrufun hükümsüz olduğu yine taşınmazın 01.07.2013 tarihinde bu kez yiğen Metin’e satışının da anılan Yasanın 30. maddesine göre iptali gerektiği bu hali ile davalıların haksız oldukları sabit olduğundan, yargılama giderinin davalılar aleyhine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; tanık beyanları, tapu kaydı ve devir sözleşmesinden, tüm mirasçıların evdeki hisselerini davalı ...'e devrettiği, bu halde davalı ...'nın taşınmazdaki hissesini mal kaçırmak amacıyla değil babasının vasiyetini yerine getirmek amacıyla yaptığının sabit olduğu, 6183 sayılı Yasanın 26 ve 27. maddelerine göre de borcun ödenmesi için ilk tebligatın 14/10/2009 tarihinde yapıldığı, tebligata göre ödeme zamanı 14/11/2009 olduğundan ödeme zamanından önce iki yıl içerisinde yapılan tasarrufların iptali istenebileceğinden, devrin ise 13/12/2006 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında zamanaşımı nedeniyle de tasarrufun iptali istenemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalı ...'...

      Dava, 6183 S.K’nin 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması veyahut somut olayda olduğu gibi davacı tarafça davanın bedele yöneltilmesi durumunda üçüncü kişi ya da kişiler iptal koşullarının mevcut olduğu durumda dava konusu mal veya malları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değer oranında bedelle sorumlu tutulmaları gerekir. Hal böyle olunca davacı vekilinin davayı bedele dönüştürdükleri yolundaki dilekçesine itibar edilerek 3. kişiler yönünden davaya devam edilip iptal koşullarının mevcut olduğu tespit edildiğinde bedele yönelik hüküm kurulması gerekirken yazılı ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine ... verilmesi isabetli değildir....

        Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın 6183 Sayılı AATUHK'nun 26.maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Gerek AAÜT'nin 7/2.maddesi gerekse 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalı borçlu ... yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden...

          Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yapılan devir işleminin dava dışı ... ve davalı borçlu şirket arasındaki ticari ilişki veya bayilik ilişkisi sebebiyle yapıldığının mevcut delil durumuna göre kabul edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            nin tasarruf tarihi olan 15/11/2007 tarihi itibariyle doğmuş vergi borcu tutarının 546,98 TL olduğu anlaşıldığından, toplanan deliller, tüm dosya kapsamına göre, davalıların kardeş oldukları, iptali istenen tasarrufların kardeşler arasında gerçekleştiği 6183 Sayılı Yasanın 28/1 maddesine göre bu tasarrufun bağışlama hükmünde bulunduğu, yasanın 27 ve 30. maddelerine göre borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler hükümsüz sayılacağından, kardeşlerin borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerden olması nedeniyle de tasarrufun, satış tarihi itibariyle doğmuş olan 546,98 TL asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ......

              Dava konusu 3220 nolu parseli satın alan davalı ... ile borçlunun, birlikte iş yaptığı sabit olduğundan 6183 Sayılı Yasa'nın 30.maddesine göre borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun kabulü ile tasarrufun iptali gerekmektedir. Dava konusu ...nolu arabaların satış bedelleri ile gerçek bedelleri arasında fahiş fark bulnduğundan, bu tasarrufların da yine 6183 Sayılı Yasanın 28/2.maddesi gereğince bağış niteliğinde olduğundan iptale tabidir. Mahkemece, dava konusu bu taşınmazlar ve araçlarla ilgili davanın belirtilen nedenlerle kabulüne, .... plakalı aracın noter satış sözleşmesi getirtilerek satış bedeli ile gereçek bedeli karşılaştırdıktan sonra 6183 Sayılı Yasanın 28.madde koşullarının oluşup oluşmadığı tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Kural olarak tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile (kat'i aciz belgesi düzenlenmiş ise kat'i aciz belgesindeki miktar)ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerekir. Ayrıca 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermektedir....

                  Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Borçlu davalı ... tarafından taşınmazların diğer davalı ...’ya satış tarihi 11.01.2002 olup dava ise 24.01.2007 tarihinde açılmıştır. 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Bu nedenle mahkemece ‘davanın hak düşürücü süre yönünden reddine’ karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA 750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...'...

                    ın kötü niyetinin ispat edilemediği gibi bedel farkının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece borçlu hakkında yapılan takibin kesinleşmesinin tasarruf tarihinden sonra olduğu, tasarruf tarihinden önce icrai anlamda kesinleşmiş bir alacağın varlığından sözedilemeyeceği ayrıca davalı ...'ın kötü niyetinin ispat edilemediği gibi bedel farkının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve 6183 sayılı Yasanın 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir....

                      UYAP Entegrasyonu