Dosyadaki kayıt ve belgelerden; subay olan ve 5434 sayılı Yasa kapsamında iştirakçi olan davacının müteveffa eşine 5434 sayılı Yasa gereğince adi malullük aylığı bağlandığı, davacının eşinin 02.06.1999 tarihinde vefat etmesi üzerine davacıya 01.07.1999 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, davacının murisinin Özel... Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti.'de yöneticilik yaptığı ve şirketin ödenmeyen prim borçlarından dolayı 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre 1998/982 numaralı dosya ile icra takibi başlatıldığı, davacının eşinin vefat etmesi üzerine kanuni mirasçı olan davacıya ödeme emri gönderilerek davacının almakta olduğu maaş üzerine haciz konulduğu ve kesinti yapıldığı anlaşılmaktadır....
Dolayısıyla, 506 sayılı Kanunun 80.maddesinde 5198 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacakları 6183 sayılıKanunun 102. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına uğramaktaydı.5198 sayılı Kanun 11 maddesiyle, 506 sayılı Kanunun 80.maddesinde yapılan değişiklik sonucu Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 102.maddesinin de uygulanmayacağı öngörülmüştür. Bu durumda; Kurumun sigorta primlerinden doğan alacakları eskiden olduğu gibi genel hükümler uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır.(B.K. md.125)6183 sayılı Yasa'nın 103.maddesinde ise hangi hallerde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.09.2006 gün, 2006/21-546-565 ve 20.12.2006 gün,2006/21-806-814 sayılı kararlarında da aynı hususlara değinilmiştir....
Dolayısıyla, 506 sayılı Kanunun 80.maddesinde 5198 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacakları 6183 sayılıKanunun 102. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına uğramaktaydı.5198 sayılı Kanun 11 maddesiyle, 506 sayılı Kanunun 80.maddesinde yapılan değişiklik sonucu Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 102.maddesinin de uygulanmayacağı öngörülmüştür. Bu durumda; Kurumun sigorta primlerinden doğan alacakları eskiden olduğu gibi genel hükümler uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır.(B.K. md.125)6183 sayılı Yasa'nın 103.maddesinde ise hangi hallerde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.09.2006 gün, 2006/21-546-565 ve 20.12.2006 gün,2006/21-806-814 sayılı kararlarında da aynı hususlara değinilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kırıkkale İcra MahkemesiTARİHİ : 05/07/2007NUMARASI : 2007/243-2007/370 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :506 Sayılı Kanunun 80.maddesinde değişiklik yapan 3917 Sayılı Kanun gereğince 1.10.1994 tarihinden sonra 6183 Sayılı Kanun hükümleri gereği SSK tarafından alacağın tahsili için yapılacak takiplerden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde anılan Yasanın son fıkrası uyarınca Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili ve görevlidir. 6183 Sayılı Yasadan sonra yürürlüğe giren sözü edilen Yasa hükmü gereğince, iş mahkemeleri özel olarak görevli kılındıklarından 6183 Sayılı Yasadan doğan takiplerde haczedilmezlik ile ilgili şikayetlerin iş mahkemelerinde görülmesi gerekir....
- K A R A R - Kamu alacaklarının tahsili 6183 sayılı Kanunda düzenlenmiş olup, takip, haciz ve paraya çevirme işlemleri bu yasa hükmüne göre yerine getirilir. 6183 sayılı Kanun, özel nitelikte olduğundan ve bu Kanunda, haczedilen malların belirli bir sürede satışının istenmemesi hâlinde haczin düşeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, satış isteme süresi ile ilgili İcra ve İflâs Kanunu'nun 106. ve 110. maddeleri kamu alacakları yönünden uygulanmaz. Ayrıca 6183 sayılı Kanunun 103,II hükmünde haciz konulmasının zamanaşımını keseceği de öngörülmüştür. Öte yandan şikâyet edilenin haciz yenileme talebinde bulunması, mevcut haczin devamlılığını sağlamamakta olup, yeni bir haciz hükmündedir. Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca mahkemece yapılacak iş; 6183 sayılı Kanun uyarınca şikâyet eden Vergi Dairesinin geçerli haciz tarihi ile şikâyet edilenin geçerli haciz tarihini tespit edip, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinden ibarettir....
DEVLET İHALE KANUNU [ Madde 45 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 99 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilen karann müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafindan istenmesi uzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve geregi görüşülüp düşünüldü: 6183 sayılı Kanunun 99. maddesi geregince anılan yasa uyarıca yapılan taşınmaz satışlarına ilişkin ihalenin feshi gayrimenkulun bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir. Somut olayda ise; dava konusu sataşın 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 45. maddesine gore açık teklif usulü ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda satış 6183 sayılı Yasaya göre değil, 2886 sayılı Yasaya gore yapıldığına göre anılan satış işlemi idari niteliktedir....
Kurumun prim alacakları Amme Alacağı niteliğinde olup prim alacakları yönünden yapılan yasal düzenlemelerin kamu düzeniyle ilgili olduğundan 506 sayılı Kanunun 121. maddesinde 5198 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin görülmekte olan davalarda ve giderek dava konusu uyuşmazlıkta da uygulanması gerekir. Haciz işleminin yapılabilmesi için 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülen bir takip ve usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesi gerekir. Bir başka ifade ile davacı hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunmalıdır. Somut olayda, takibin 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülmediği ve davacıya usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmeden hakkında haciz işlemlerine başlanıldığı anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık, kurumun prim ve gecikme zammı alacağı nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca yaptığı takipte yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır....
Davacının ortaklığı devralmadan önceki şirket borçlarından sorumluluğu hususunda Anayasa Mahkemesinin 28.04.2011 tarihli kararı ile 5766 sayılı Yasanın geçici 1.maddesini iptal etmesi nedeniyle 6183 sayılı Yasanın geçici 1.maddesi ve her kanunun yürürlükte olduğu dönemde uygulanması gerektiğine ilişkin genel hukuk kuralı nedeniyle 6183 sayılı Yasanın 35. maddesine 04/06/2008 tarihinde 5766 sayılı Yasanın 3. maddesiyle eklenen fıkraların uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. 6183 sayılı Yasanın 35. maddesinin yukarıda belirtilen ilk haline göre değerlendirilme yapıldığı takdirde ise, sorunun çözümünde 5766 sayılı Yasanın çıkarılış amacı ve Ticaret hukuku ile birlikte konu irdelenmelidir. 5766 sayılı Yasanın genel gerekçesinde; 6183 sayılı Kanun’un mevcut hükümlerinin uygulamasına ilişkin yargı kararları dikkate alınarak, uygulamaya açıklık getiren düzenlemelere yer verildiği, öngörülen değişiklikler ile 6183 sayılı Kanunun temel felsefesi korunarak, amme alacaklarının daha süratle tahsiline...
Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tesbit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı idare vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasa'nın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. 3-Harçlar Kanununa 2588 sayılı Yasa ile eklenen (J) bendi hükmü uyarınca Genel Bütçe kapsamındaki kamu idareleri yargı harcından muaftır....