WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başka bir anlatımla; 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72’nci maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile değiştirilen 79’uncu maddesinde “Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi  tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. ….” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

    HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Davalı belediye tarafından dava dışı borçlu İsmail Aydemir'in 10.043,16 TL'lik emlak borcu nedeniyle 6183 sayılı A.A.T.U.H.K. hükümleri gereğinde davacı bankadaki mevduatlarına haciz konulması ve bilgi verilmesi istenmiş davacı tarafından 7 günlük itiraz süresi kaçırılmış olması nedeniyle menfi tespit davası açılmıştır. 6183 sayılı Kanu'un 79.maddesi ile üçüncü şahsa yaptığı haciz bildiriminden sonra 7 günlük süre içerisinde cevap vermek, itiraz etmek imkanı verilmiş, bu sürenin kaçırılmış olması halinde de menfi tespit davası açma hakkı tanınmıştır....

    Ancak, 6183 sayılı Kanunun 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4)....

      Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....

        dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

          Dava 6183 sayılı Yasa'nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır." belirtilmiştir. Maddenin uygulanması için ön koşul haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye usule uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir....

            Diğer taraftan davacı hakkında 6183 sayılı yasanın 55. maddesi uyarınca yöntemince düzenlenip anılan yasanın 58. maddesi kapsamında tebliğ edilmiş bir ödeme emri de bulunmamaktadır. Bu nedenle mevcut dava 6183 sayılı yasanın 58. maddesi kapsamında açılmış ödeme emrinin iptali niteliğinde de değildir. Ancak, kendisine haciz ihbarnamesi tebliğ edilen dava dışı şirket adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin şirket ortağı olan davacıya tebliğ edilmesi karşısında, borç tehdidi altında davacı tarafından açılan eldeki davanın bu nedenle bir menfi tespit davası olduğu ve böyle bir davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Burada irdelenmesi gereken ikinci husus ise bu durumda davacının sorumluluğunun nasıl belirlenmesi gerektiği noktasına ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 79. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde; süresinde itiraz etmeyerek mal elinde ve borç zimmetinde sayılan 3. kişi hakkında bu kanun hükümlerinin tatbik edileceği belirtilmiştir....

              Somut olaya bakıldığında, dava dışı şirket için tahakkuk ettirilen ödeme emirlerinin, dava dışı şirket adına gönderildiği ve parantez içerisinde davacının adının yazıldığı bu şekilde söz konusu davanın ödeme emri iptali değil de menfi tespit davası olarak değerlendirilmesi gerekmekte iken, yazılı şekilde değerlendirme yapılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi dikkate alınarak 1086 sayılı Kanunun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. ./.. S O N U Ç : Hükmün gerekçe kısmının beşinci paragrafından sonra yeni bir paragraf olarak yazılmak üzere “Davacı adına düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş herhangi bir ödeme emri bulunmadığından, davaya menfi tespit davası olarak devam edilmiştir” ibaresinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak bu kısa sürenin geçirilmesi durumunda ayrı bir menfi tespit davası açılıp açılamayacağı 6183 sayılı Kanun'da açıklanmamıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde koşut bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, kanunda öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açamayacağını kabul etmek ve sorumlu olmadığı bir borcu ödemeye zorlamak, genel hukuk ilkeleriyle çelişmektedir....

                  Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu