Davacı red kararın kaldırılması için istinaf yoluna başvurmuştur. 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesi gereğince re'sen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede; Uyuşmazlık 6183 Sayılı Kanunun 79/4.fıkrası gereğince açılan menfi tespit davası nedeniyle 6183 Sayılı kanun gereğince yapılan takip işlemlerinin durdurulması kararından kaynaklanmaktadır. 79/4.fıkrasına göre; her hangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açması halinde mahkemece bu Kanunun 10uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir....
Ancak bu kısa sürenin geçirilmesi durumunda ayrı bir menfi tespit davası açılıp açılamayacağı 6183 sayılı Kanun'da açıklanmamıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde koşut bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, kanunda öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açamayacağını kabul etmek ve sorumlu olmadığı bir borcu ödemeye zorlamak, genel hukuk ilkeleriyle çelişmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı, dava dışı kamu borçlusu Berat Sıhhi Tesisat ...Ltd.Şti. hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini, kamu borçlusuna bir borcu olmadığından 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi gereğince borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Dava 6183 sayılı yasanın 79.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır....
Maddesi (1- f) bendi ve 2004 Sayılı İİK'nun 265/Son fıkrası gereğince KESİN olarak oy birligi ile karar verildi....
Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir....
Bunlar; borçlu bulunmadığı, borcun kısmen ödendiği ve zamanaşımına uğradığı itirazları olup, başkaca itiraz nedenleri ileri sürülemez. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi uyarınca açılacak itiraz davası bir "menfi tespit" davası niteliğinde olup, kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması mümkün değildir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine paralel bir hükmün bulunmamış olması karşısında, Kanunda öngörülen yedi günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit davası açamaz. 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 30.3.2006 gün ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde yer verilmiştir....
Dava, 6183 sayılı AATUHK'dan kaynaklanan menfi tespit davasıdır. 6183 sayılı Kanunun 24.maddesinde, bu Yasaya göre açılan davalara Genel Mahkemelerde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Burada sözü edilen Genel Mahkeme dava konusu şeyin miktarına göre değişen Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemesidir. Dairemizin yerleşmiş uygulaması da bu doğrultuda olup davanın adli yargı yerinde incelenmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2020 NUMARASI : 2020/320 ESAS, 2020/335 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (6183 sayılı yasanın 79.maddesine Dayalı) KARAR : Adana 3....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....