Davalı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; davaya cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, istinafa konu davayı açmakta hukuki bir yararın söz konusu olmadığını, kaldı ki davanın süresinde açılmadığını, dosya kapsamında yapılan bütün tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ihalenin feshini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını belirterek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık; ihalenin feshi niteliğindedir. İcra İflas Kanunu 134/2 maddesi uyarınca ihalenin feshi 7 gün içinde istenebilir. Süre ihalenin tarihi itibariyle başlar. İlgililer ihalenin feshini en geç ihale günü öğrenmiş sayılırlar....
Bu durumda adı geçenin İİK.nun 134.maddesinde belirlenen (tapudaki ilgili) sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkı vardır. Adı geçenin ayrıca satış isteyen alacaklı sıfatı bulunmasına gerek yoktur. ( HGK.nun 28.01.2004 tarih ve 12-2/36 sayılı kararı )Aynı kanunun 127. maddesi gereğince, satış ilanının bir suretinin tebliği gereken alakadarlardandır. Satış dosyasının incelenmesinde, adı geçene kıymet takdiri ve satış ilanının tebliğ olunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum, başlı başına ihalenin feshi için yeterli bir nedendir....
Bu durumda adı geçenin İİK.nun 134.maddesinde belirlenen (tapudaki ilgili) sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkı vardır. Adı geçenin ayrıca satış isteyen alacaklı sıfatı bulunmasına gerek yoktur. ( HGK.nun 28.01.2004 tarih ve 12-2/36 sayılı kararı )Aynı kanunun 127. maddesi gereğince, satış ilanının bir suretinin tebliği gereken alakadarlardandır. Satış dosyasının incelenmesinde, adı geçene kıymet takdiri ve satış ilanının tebliğ olunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum, başlı başına ihalenin feshi için yeterli bir nedendir....
İhalenin feshi istemi bir dava değil şikayet olup, ihalenin feshi yargılamasında paraya çevirme işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığının denetimi yapılmaktadır. Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifenin 2/a maddesine göre şikayette maktu harç alınır. Oysa nisbi karar ve ilamın harç konusu parayla ölçülebilen davalar hakkında uygulama alanı bulmaktadır. 7343 sayılı Kanun öncesinde ihalenin feshi isteminde maktu harç geçerli idi. 7343 sayılı kanunla ihalenin feshi isteyecek kişilerin kategorilerine göre maktu veya nisbi harç yatırması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan bu harcın yarısının peşin yatırılması gerektiği ihalenin feshi kararı verilmesi halinde başkasına yükletilmeksizin taleple birlikte iade edileceği, ancak ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde talep ileri sürülürken yarısı yatırılan nisbi harcın iade edilmeyeceği gibi kalan kısmında tahsil edileceği ifade edilmiştir....
Bu Kanun hükmü uyarınca, 19’uncu Hukuk Dairesinin görevleri, “Mahkemelerden verilmiş iflâs ve konkordatoya ilişkin hüküm ve kararları, İcra ve İflâs Kanununun 142,151,235’inci maddelerine ilişkin davalar ve şikâyetler sonunda verilen hüküm ve kararları, icra mahkemelerinden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 99’uncu maddesine göre verilen ihalenin feshine dair kararları” incelemektir. Uyuşmazlık, emekli maaşının haczine ilişkin icra müdürlüğü işlemine karşı, 506 sayılı Kanun uyarınca haczedilmezlik iddiasına dayanan şikâyetten kaynaklanmakta olup, uyuşmazlığın niteliğine göre temyiz incelemesi görevi yüksek 12. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dosyanın yüksek Yargıtay 12’nci Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi’nin görevleri, “Mahkemelerden verilmiş iflas ve konkordatoya ilişkin hüküm ve kararları, İcra ve İflas Kanunu’nun 142, 151, 235. maddelerine ilişkin davalar ve şikayetler sonunda verilen hüküm ve kararları, icra mahkemelerinden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 99. maddesine göre verilen ihalenin feshine dair kararları” incelemektir. İnceleme konusu... Boru Hattı inşaatının bir bölümünün imal, teslim ve montajıyla ilgili istisna akdinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin olup, tarafların sıfatına, uyuşmazlığın niteliğine göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 14.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu Kanun hükmü uyarınca 19'ncu Hukuk Dairesinin görevleri "Mahkemelerden verilmiş iflas ve konkordatoya ilişkin hüküm ve kararları, İcra ve İflas Kanununun 142,151,235'nci maddelerine ilişkin davalar ve şikayetler sonunda verilen hüküm ve kararları, icra mahkemelerinden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 99'ncu maddesine göre verilen ihalenin feshine dair kararları" incelemektir. Uyuşmazlık, kaldırım yapımı ve düzenlemesinden kaynaklanmakta olup,tarafların sıfatına, uyuşmazlığın niteliğine göre Dairemezin görevleri içeresinde bulunmamaktadır. Dosyanın açıklanan bu niteliğinden dolayı görevli olan Yüksek 15'nci Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenleden dolayı dosyanın Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 09.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu Kanun hükmü uyarınca, 19’uncu Hukuk Dairesinin görevleri, “Mahkemelerden verilmiş iflâs ve konkordatoya ilişkin hüküm ve kararları, İcra ve İflâs Kanununun 142,151,235’inci maddelerine ilişkin davalar ve şikâyetler sonunda verilen hüküm ve kararları, icra mahkemelerinden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 99’uncu maddesine göre verilen ihalenin feshine dair kararları” incelemektir. İnceleme konusu ihtiyati hacze itiraz istemi, eser sözleşmesinden kaynaklandığından 19’uncu Hukuk Dairesinin görevi dışında kalmakta ve niteliği itibarıyla 15’inci Hukuk Dairesinin görev alanı içine girmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 02.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi'nin 06/11/2013 Tarih ve 2013/6868 E. 2013/6830 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere; ''Somut olayda, şikayetçi tarafça, bu hükme dayalı olarak fonun her türlü alacağının 6183 sayılı Yasa'ya tabi olduğu iddia edilmektedir. Oysa, doktrinde Yrd. Doç. Dr. Barış Bahçeci'nin Türkiye Barolar Birliği Dergisi'nin 2012(101)'de yayınlanan "TMSF'nin Özel Hukuktan Kaynaklı Alacaklarını Tahsilde Yetkisini Aşması Sorunu" konulu makalesinde de açıklandığı üzere; Türk İcra Hukuku, ikili bir ayrıma dayanmakta, özel hukuktan kaynaklı alacakların takip usulü 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, amme alacaklarının takip ve tahsil usulü ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'la düzenlenmektedir. 6183 sayılı Kanun'un kapsamını düzenleyen 1. maddesinde özel alacaklar ile amme alacakları ayrılmakta, 6183 sayılı Kanun'un sadece amme alacaklarının tahsilinde uygulanacağı ortaya konulmaktadır....
Olayda Vergi mahkemesince; 6183 sayılı Kanunun 1.maddesine göre hayali şirketler kurup hayali şahısları, çalışmış göstermek suretiyle alınan vergi iadelerinin haksız iktisaptan doğan amme alacağı niteliğinde kabul edilerek ödeme emri ile istenemiyeceğine karar verilmiştir. Hernekadar 6183 sayılı Kanunun 1.maddesinde haksız fiil ve haksız iktisap halleri bu kanun kapsamı dışında bırakılmış ise de; bu maddede sözü edilen haksız fiil ve haksız iktisap halleri Borçlar Kanununda düzenlenen müesseselerdir. haksız alındığı nedeniyle cezalı olarak istenen vergi iadesi ise 2978 sayılı özel kanun hükümlerine göre istenmiş olup bu kanunun 7.maddesi hükmünde sözü edilen alacağın 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği açık olarak öngörülmüştür. 2978 sayılı Kanun özel bir kanun olup genel kanun niteliğinde olan Borçlar kanunu ve 6183 sayılı Kanunun genel nitelikteki bu hususa iliş kin hükümlerine nazaran hukukun genel ilkelerine göre uygulama bakımından öncelik taşımaktadır....