Tic A.Ş hakkında 2013/6 dönemine ilişkin idari para cezası nedeniyle 2014/10449 takip no’lu dosyasından icra takibine girişilip, ilgili ödeme emirinin 27.8.2014 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekir. 2- 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesinde, işverenin kanunla düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idari para cezası ile sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, öncelikle, Kurum tarafından düzenlenen idari para cezası kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, varlığı halinde, 506 sayılı Kanunun 140. Maddesi hükmü gözetilerek uyuşmazlık çözüme kavuşturulmalıdır....
Limited şirketlerde şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan kamu alacakları için 6183 sayılı Yasanın 35. maddesine göre ortaklara ve 213 sayılı V.U.K’nun 10. maddesi ile 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesine göre de kanuni temsilcilere sorumluluk getirilmiştir. Limited şirket ortaklarının ve kanuni temsilcilerinin şirketin kamu borçlarından kaynaklanan sorumlulukları fer'i niteliktedir. Kamu alacaklısı idarenin, borçlu şirketin ortağının ya da temsilcisinin sorumluluğuna gidebilmesi için, şirket hakkında takip yapmış olması, şirketin aciz halinde olması ve alacağın şirket malvarlığından tahsilinin mümkün olmadığının belirlenmesi ve bundan sonra, şirket ortağı ya da temsilcisi hakkında 6183 sayılı Yasa'nın 54. maddesi uyarınca takip yapılarak, ortağın malvarlığına haciz uygulaması gerekir. Ne var ki ilke bu olmakla birlikte, limited şirket ortağı bulunan ve bedeli paylaşıma konu taşınmazın sahibi olan ....'...
A.Ş.’nin 2011/12-2012/9. aylara ait sigorta prim borçlarının tahsiline yönelik ........., ..........., .......... ve ......... takip sayılı dosyalarından, 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın Mükerrer 35. maddesi uyarınca, şirketin yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkanı olan davacılara ödeme emri tebliğ edilmiş; borç nedeniyle sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptali istemli eldeki dava açılmıştır. Amme alacaklarının tahsilinde kanuni temsilcinin sorumluluğuna ilişkin 6183 sayılı Yasa’nın mükerrer 35. maddesindeki düzenleme genel bir düzenleme olup, prim alacaklarına ilişkin olarak 5510 sayılı Yasanın 88. maddesi ile, özel nitelikte yasal bir düzenleme getirilmiştir....
Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmeyecektir. 6183 sayılı Yasanın tamamı incelendiğinde davacının meskeniyet iddiasını ileri sürmesi açısından herhangi bir hak düşürücü sürenin belirlenmediği görülmektedir. Eldeki davada, mahkemece, davanın yasal dayanağının 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 82’nci maddesi olduğu kabul edilmiş ise de, yasal dayanağın 6183 sayılı Yasanın 70’inci maddesi olduğu ve dava hakkında hak düşürücü süre düzenlenmediği dikkate alınarak, davacının prim borçlusu ...'...
Öte yandan süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa'nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerinin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerince tahsil edileceği bildirilmişse de 506 sayılı Yasa 6183 sayılı Yasa'ya nazaran özel bir yasa olup uygulanma önceliğine sahiptir. Yapılacak ...; 506 sayılı Yasa’nın 80/12.maddesine göre davacının... Hava Taşımacılığı ......
Öte yandan süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa'nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerinin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerince tahsil edileceği bildirilmişse de 506 sayılı Yasa 6183 sayılı Yasa'ya nazaran özel bir yasa olup uygulanma önceliğine sahiptir. Yapılacak ...; 506 sayılı Yasa’nın 80/12.maddesine göre davacının... Hava Taşımacılığı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacı, Kurumca düzenlenen ödeme emrinin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, limited şirket ortağı olan davacı aleyhine şirketin borçlarından dolayı davalı Kurumca çıkartılan ödeme emrinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Şti’ne satış yapılmış olmasına rağmen malların Şirketin merkezine götürülmediği ve Karabük’te muhafaza edildiğinin ve bu davalının da malları 15 gün sonra davalı Mehmet’e satmış olduğu, davalı Mehmet ile borçlu şirket yetkilisinin birlikte fabrika işletmelerinden dolayı davalılar arasında yapılan satışların 6183 sayılı Yasanın 30. maddesi kapsamında kaldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı borçlu şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir. 2010/10678 2010/11300 Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı borçlu şirket yetkilisinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 358,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... San. Tic. Ltd. Şti’den alınmasına 20.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına gerekmiştir....
unvanlı işyerinin aleyhine ödenmemiş prim borçlarından dolayı 6183 sayılı yasa gereği icra takibi başlatılmıştır. Borçlu şirketin gayri faal olması nedeniyle 6183 say. Yasanın 35. Ve mükerrer 35. Maddesi ile 5510 sayılı yasanın 88. Maddesi gereği şirket müdür ve ortakları adına da icra takibi başlatılmıştır. Dışarıdan şirket müdürü olan T1 de ödeme emri gönderilmiştir. Şirket tüzel kişiliğinden tahsil yolu kalmadığı anlaşılan borçlar için şirket hissedarı, kanuni temsilcisi olan ortağı davacı aleyhine 5510 sayılı kanunun 88. Mad. Gereği ödeme emri düzenlenmiş, ödeme emri tebliğ edilmiştir. Ticaret Sicil kayıtları celbedildiğinde görüleceği üzere; davacı ‘üst düzey yönetici, yetkilisi, kanuni temsilcileri’ arasında bulunmakta olup, kanunun aradığı şartlara haizdir. Davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili, yasada öngörülen üst düzey yönetici ve yetkililerden olduğu tartışmasızdır....