Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan süresinde ödenmeyen prim ve diğer  kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa'nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerinin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerince tahsil edileceği bildirilmişse de 506 sayılı Yasa 6183 sayılı Yasa'ya nazaran özel bir yasa olup uygulanma önceliğine sahiptir.  Yapılacak ...;  506 sayılı Yasa’nın 80/12.maddesine göre davacının... Hava Taşımacılığı ......

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan 1997/819 sayılı takibin ve ödeme emrinin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 04.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 12.02.2016 tarih ve 2016/1 sayılı kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. İnceleme konusu karar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu uyarınca yapılan takiplerden (... Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) babından borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup, belirgin şekilde Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (10.)Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dava dosyasının Yargıtay (10.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 11/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Limited şirketlerde şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan kamu alacakları için 6183 sayılı Yasanın 35. maddesine göre ortaklara ve 213 sayılı V.U.K’nun 10. maddesi ile 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesine göre de kanuni temsilcilere sorumluluk getirilmiştir. Limited şirket ortaklarının ve kanuni temsilcilerinin şirketin kamu borçlarından kaynaklanan sorumlulukları fer'i niteliktedir. Kamu alacaklısı idarenin, borçlu şirketin ortağının ya da temsilcisinin sorumluluğuna gidebilmesi için, şirket hakkında takip yapmış olması, şirketin aciz halinde olması ve alacağın şirket malvarlığından tahsilinin mümkün olmadığının belirlenmesi ve bundan sonra, şirket ortağı ya da temsilcisi hakkında 6183 sayılı Yasa'nın 54. maddesi uyarınca takip yapılarak, ortağın malvarlığına haciz uygulaması gerekir. Ne var ki ilke bu olmakla birlikte, limited şirket ortağı bulunan ve bedeli paylaşıma konu taşınmazın sahibi olan ....'...

          Tic A.Ş hakkında 2013/6 dönemine ilişkin idari para cezası nedeniyle 2014/10449 takip no’lu dosyasından icra takibine girişilip, ilgili ödeme emirinin 27.8.2014 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekir. 2- 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesinde, işverenin kanunla düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idari para cezası ile sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, öncelikle, Kurum tarafından düzenlenen idari para cezası kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, varlığı halinde, 506 sayılı Kanunun 140. Maddesi hükmü gözetilerek uyuşmazlık çözüme kavuşturulmalıdır....

            Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmeyecektir. 6183 sayılı Yasanın tamamı incelendiğinde davacının meskeniyet iddiasını ileri sürmesi açısından herhangi bir hak düşürücü sürenin belirlenmediği görülmektedir. Eldeki davada, mahkemece, davanın yasal dayanağının 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 82’nci maddesi olduğu kabul edilmiş ise de, yasal dayanağın 6183 sayılı Yasanın 70’inci maddesi olduğu ve dava hakkında hak düşürücü süre düzenlenmediği dikkate alınarak, davacının prim borçlusu ...'...

              Şti’ne satış yapılmış olmasına rağmen malların Şirketin merkezine götürülmediği ve Karabük’te muhafaza edildiğinin ve bu davalının da malları 15 gün sonra davalı Mehmet’e satmış olduğu, davalı Mehmet ile borçlu şirket yetkilisinin birlikte fabrika işletmelerinden dolayı davalılar arasında yapılan satışların 6183 sayılı Yasanın 30. maddesi kapsamında kaldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı borçlu şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir. 2010/10678 2010/11300 Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı borçlu şirket yetkilisinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 358,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... San. Tic. Ltd. Şti’den alınmasına 20.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                A.Ş.’nin 2011/12-2012/9. aylara ait sigorta prim borçlarının tahsiline yönelik ........., ..........., .......... ve ......... takip sayılı dosyalarından, 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın Mükerrer 35. maddesi uyarınca, şirketin yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkanı olan davacılara ödeme emri tebliğ edilmiş; borç nedeniyle sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptali istemli eldeki dava açılmıştır. Amme alacaklarının tahsilinde kanuni temsilcinin sorumluluğuna ilişkin 6183 sayılı Yasa’nın mükerrer 35. maddesindeki düzenleme genel bir düzenleme olup, prim alacaklarına ilişkin olarak 5510 sayılı Yasanın 88. maddesi ile, özel nitelikte yasal bir düzenleme getirilmiştir....

                  Başkanlığı vekili dava dışı borçlu şirkete ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde 6183 sayılı yasanın 69 ncu maddesine aykırı olarak müvekkili kurumla davalı ... dairesinin garameye dahil edildiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Hazine vekili davacının prim alacağının 6183 sayılı kanun kapsamında bulunmadığını, bu nedenle anılan yasanın 21 nci maddesi uyarınca yapılan paylaştırmanın doğru olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesi'nce üçüncü kişiler tarafından haczedilen mala devlet alacağı için de haciz konulması halinde satış bedelinin garameten paylaştırılması gerekeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı .... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerek davacı kurumun ve gerek vergi dairesinin alacaklarının 6183 sayılı yasa kapsamında olduğunda kuşku yoktur....

                    Vergi Dairesi tarafından borçlu hakkında 6183 sayılı Yasaya göre yapılan takip nedeniyle aslında davacıya ait olup Bakıma Muhtaç Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği'nin 44. maddesi gereğince davacının sorumlu müdürü ... adına açılan banka hesabına konulan haczin kaldırılması, 70.961,35 TL nin haciz tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş, davacı Hisarsosyal Hizmetleri idarece yapılan haczin yapılış şekline değil, paranın kendisine ait olduğu iddiası ile 6183 sayılı yasanın 68. maddesine göre eldeki davayı açmıştır. Davacı yanca idari işlemin geçersizliği iddia edilmemektedir....

                      UYAP Entegrasyonu